Uğur Dündar yılların klasik CHP’lisi…

Yılmaz Özdil de Doğu Perinçek ve Meral Akşener arasında kişiliğini arayan birisi…

Arkasına sığındıkları kavramlar Atatürkçülük, laiklik ve Kemalizm ama takıntıları, saplantıları ve paranoyak halleriyle de sürekli tepki çekiyorlar. Geçen gün Ülkücülerin sosyal medyadaki gündemi bu ikisiydi. Ülkücüler bunlara öyle sözler söyledi, öyle laflar ettiler ki, emin olun bunlar yüz yıllık bir doyuma ulaşmışlardır.

7 Haziran seçimlerinde, terörün yardım ve yaltakçısı HDP’nin barajı aşması için oy veren CHP’lilere teşekkür etmesiyle kara bir sicilin sahibi olan Halk Tv’de sundukları ve soytarı yatağına çevirdikleri “Halk Arenası” adlı programda, MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye hakaret eden, ettiren bu iki kişi hakkında ambalajından yeni açılan kelime ve cümlelerle gündem oluşturuldu.

Hak ettiler mi?

Evet, sonuna kadar hak ettiler. Hatta az bile söylendi.

Boşa söylememişler, “İstediğini söyleyen, istemediğini işitir” diye…

Hala da işitmeye devam ediyorlar.

Uğur Dündar en son ağıtlar yakıyordu.

Gazetecilikle, “Halk Arenası soytarılığını” o yüzden birbirine karıştırmamak lazımdır.

Bunların huyudur. Takıntılı, saplantılı ve düşman olduklarına ağzına geleni söylerler, ama yalakalığını yaptıkları söz konusu olunca, onların ihanetlerinin üstünü örter, görmemezlikten gelir, duymamak için kulaklarını tıkarlar.

MHP ve Lideri Devlet Bahçeli’ye saldırma konusunda şarlatanlığı kimseye bırakmayan Yılmaz Özdil’e kendisini överek destek olduğu Meral Akşener’in kurduğu partisinin pkk kavramları, HDP ilişkileri konusunda somut örnekler vererek defalarca soru yönelttiğimiz yazılar yazdık. Hepsini görmezden geldi. Bizde belki görür diyerek o yazıların hepsini “Medyada Düşürülmüş Maskeler -3” isimli kitabımızda topladık.

Bu Yılmaz Özdil öyle bir takıntı ve saplantı halindedir ki, sözde vatansever, sözde Atatürkçü bilinir ama 4600 teröristin öldürüldüğü Afrin operasyonuna karşı çıkan, terör örgütü pkk’nın sözcülüğüne soyunan Türk Tabibler Birliği’ne de sahip çıkmayı ihmal etmez.

Bunun için de 12 yıl önce "Doktor..." başlığıyla Sabah gazetesinde yayımladığı yazısının sadece başlığını değiştirerek, 1 Şubat 2018'de "Türk Tabipler Birliği" başlığıyla Sözcü’de tekrar yayımlayarak, her fırsatta terör örgütü pkk’yı destekleyen, Türk devletinin terör örgütüne yönelik yaptığı Afrin operasyonuna karşı çıkan Türk Tabipler Birliği’ne destek yazısına dönüştürmüştü. Sırf Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli saplantısı ve takıntısı yüzünden bunu bile yapmıştı.

O yüzden öve öve bitiremediği Meral Akşener’in parti taslağına ve programına pkk kavramlarını koymasına, pkk’lı Selahattin Demirtaş aşkına, HDP’yi Kürtlerin temsilcisi yapma ihanetine, defalarca HDP ile toplantı yapmasına zerre ses çıkarmamıştır. Yeter ki, Yılmaz Özdil’in takıntıları, saplantıları tatmin olsun!

Atatürkçülük konusunda ona-buna laf söyler. Ama sicili Atatürk düşmanlığıyla dolu olan, "Türk milliyetçiliğine karşıyız. Mecbur değilim Atatürk milliyetçisi olmaya... Partimiz milliyetçiliği bir ideoloji olarak benimsemiyor ve Türkiye'nin ihtiyaçlarına da uygun görmüyor." (Sosyalist Parti'nin Kapatma Davası) diyen, "Resmi Atatürkçülük iflas etmiştir. İçtihat kapısı kapanmıştır. Toplumumuzda canlılık belirtisi kalmamış, hiçbir fikir üretemeyen, en taşlaşmış ideolojik çevre onlardır.” (2000'e Doğru Dergisi -Mart 1987)  diyen Doğu Perinçek’in gençlik örgütlerine de “Evlatlarınızı TGB'ye kaydedin kardeşim.” çağrısında bulunur.

“Mustafa Kemal” diye kitap çıkarıp, bu işi maddi kazanca dönüştüren, kuyruklar oluşturan Yılmaz Özdil, Doğu Perinçek’in geçmişte Atatürk’e yönelik, dergilerde, gazetelerde, kitaplarda ve konferanslarda yaptığı düşmanlıklara da o kitabında değinmiş midir?

Nerde değinecek!

Üç maymunu oynamak Yılmaz Özdil’in artık mesleği olmuş…

“Devlet Bahçeli faktör bile değil” diyerek kendine Doğu Perinçek’i, Meral Akşener’i faktör edindiği ortada olan Yılmaz Özdil, şaklabanlık konusunda Türk medyasında en büyük faktörün kendisi olduğunu da unutmamalıdır.

İslam’ın sembol değerlerine yaptığı düşmanlıklarla tarihe geçen Uğur Dündar da Yılmaz Özdil gibilere abilik yaparak yoluna devam etmektedir. Uğur Dündar hakkında bir yazı yazdım, ilk işi beni sosyal medya hesaplarından engellemek oldu. 1 Kasım seçimleri sonrası FETÖ’nün MHP üzerindeki operasyonuna en çok destek veren bu Uğur Dündar’dı. FETÖ’cüler bir taraftan asılıyor, bunlarda FETÖ’nün siyasi projelerine hizmeti misyon edinmiş Sözcü’de Meral Akşener güzellemeleri yapıyordu.

Uğur Dündar’a da geçmişte yazdığı “Meral Akşener şehit ailelerini dolandırdı” içerikli şu yazısını hatırlatır hatırlatmaz beni engellemişti : "Sayın Meral Akşener'e gelince... Onun inandırıcılık ve demokratlık sicili bizim arşivimizdeki kayıtlara göre hiç de parlak değil! Okurlarımızın dikkatinden kaçmamıştır sanırım. Dört yıl kadar önceydi. Tansu-Özer Çiller çiftinin Antalya'nın en güzel kıyılarından biri olan Beldibi'nde, Hazine arazisine kondurdukları otelle ilgili haberler yapıyorduk. Meral Akşener o sırada, Tansu Çiller'in ebedi başkanı olduğu Zübeyde Hanım Şehit Analarını Koruma Vakfı'nın maaşlı müdürüydü. Çiller çifti, haberlerimizin kamuoyundaki etkisini görünce, ilginç bir karar aldı. Meral Akşener bu kararı, ARENA programında milyonlarca TV seyircisine şöyle duyurdu:

''Antalya Beldibi'nde, Çiller Ailesi'nce inşa edilmekte olan pansiyonun geliri, Zübeyde Hanım Şehit Anaları Vakfı'na bırakılacak, aile bu işten hiçbir gelir sağlamayacaktır!..''

Pansiyon dedikleri lüks otelin inşası hızla tamamlandı ve şehit anaları avuçlarını yaladı! Çünkü tesisin işletmesi, çoktan Bursalı bir işadamına verilmişti. Biz de Meral Akşener'in sözlerine inanmakla, seyircimize karşı çok zor bir durumda kalmıştık.

Aynı Meral Akşener, milletvekili seçilip DYP Genel Başkan Yardımcısı olunca, Tansu Çiller'i eleştiren gazetecileri, Çiller fanatiklerine hedef göstermekten çekinmemişti. Bu işaretin verilmesinden kısa bir süre sonra, medya kuruluşlarına peş peşe saldırılar başlamıştı." (26 Eylül 1998/Hürriyet )

 

Uğur Dündar, Yılmaz Özdil, Rahmi Turan, Emin Çölaşan, Bekir Coşkun gibi adamlar takıntı, saplantı ve paranoyak halleriyle herkesi dost yahut düşman edinebilirler. Bunlar aynı fabrikanın, tek düğmesiyle üretilen robotu gibiler…

Ama şaklabanlıklarını Bozkurtlara değil, gidip CHP, HDP, İP Genel Merkezinde sergilemeleri daha yararlı olacaktır.