YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

Gözünü siyasi kazanç bürüyen ve bu uğurda hiçbir ölçüsü olmayan Kemal Kılıçdaroğlu, HDP ile “18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü” görüşecekti ama toplumdan gelen baskı sonrası bu görüşmesi karşılıklı planlamayla ertelenmişti. Dün nihayet buluştular ve görüştüler. 

HD(P)KK’lı Pervin Buldan’ın bir gün önce İstanbul’da sözde nevruz kutlamasında “Teröristbaşı Öcalan’a özgürlük” istemesine, terör örgütü PKK’nın taleplerini dillendirmesine, konuşma yaptığı alanda PKK paçavraları dalgalanmasına rağmen Kemal Kılıçdaroğlu “Ben Kuvayımilliyeci Kemal’im. Sizin gibi bölücü alçaklarla görüşmem” diyemedi. Zaten Kuvayımilliyeci değil, zaten 2014 yılından bu yana HD(P)KK’nın her türlü unsuru ve uzantısıyla beraber olduğu için bu görüşmesine engel olacak duygu ve düşüncesi yoktu. Kemal Kılıçdaroğlu için HDP dost ve kardeş. Onların terör örgütü PKK’ya hizmetini bilerek bir hafta önce “HDP’nin değerli eş başkanlarıyla görüşeceğim” demişti.

Kızmaya gerek yok. Kemal Kılıçdaroğlu kendine yakışanı yaptı. Yıllardır yol yürüdüğü HD(P)KK’lı dostlarıyla seçim öncesi ve sonrası stratejileri üzerinde fikir alışverişinde bulundular. Kim niye şaşırıyor ki?

Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP ile ortak dilinin “PKK hassasiyeti” olduğunu görüşme sonrası bir kez daha görmüş olduk.

Kemal Kılıçdaroğlu konuşması içinde şu açıklamaları yaparak HD(P)KK’nın istismar argümanlarına sahip çıkmıştır.

“Kayyum uygulamasının doğru olmadığını ilettik.”

“21. yüzyıldayız, parti kapatmak doğru değildir.”

“Kürt sorunu dâhil bütün sorunların çözüm adresi TBMM'dir.”

“Herkesin diline saygı göstereceksiniz.”

Terör örgütü PKK’ya siyasette, belediyede, medyada, sendikada, dernekte, sanatta her türlü desteği ver, terör eylemlerini destekle, CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu için asla bir problem değildir.

Meral Akşener 6’lı masadan bir kalkıyor gibi yaptı diye ona etmedik küfür, hakaret bırakmayan CHP’liler, HDP’lilerin terör örgütü PKK ile eklemlenmiş hâlinden, Türkiye Cumhuriyeti’ni ve devletini sürekli tehdit etmesinden zerre rahatsızlık duymamaktadır. CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir gün olsun HDP’ye “öf” dediğine şahit olan yoktur. Kemal Kılıçdaroğlu CHP’yi zaten öyle bir hâle getirdi ki, görüntüsü HDP’nin XXXL hâli gibi görünmektedir. Sezgin Tanrıkulu, Canan Kaftancıoğlu, Özgür Özel, Tuncay Özkan, Ekrem İmamoğlu, Engin Özkoç, Muharrem Erkek, Türker Ertürk, Orhan Sarıbal gibi adamların HD(P)KK’lılardan bir farklılığını gören var mı? Daha buraya yazamadığım HDP’lileşmiş nice CHP’li siyasetçi, yazar ve yorumcu var. Bunların taktığı Atatürk maskeleri de ihanetlerini gizlemek için sadece araçtır.

HDP her şartta Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını destekleyecektir. Bunun karşılığında da “PKK ortak hassasiyetinde” CHP’den istediği her şeyi alacaktır. PKK’lı Pervin Buldan’ın "Sayın Kılıçdaroğlu ile gerçekleştirdiğimiz görüşmede seçimden sonra yapılacakları konuştuk” ifadesi bunun ön duyurusudur.

Velhasıl HD(P)KK Kemal Kılıçdaroğlu’ndan, Kemal Kılıçdaroğlu HD(P)KK memnun ve razıdır.

Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkıp, bölüp, parçalamak için gönüllerini, ellerini, beyinlerini birleştirmişlerdir. Ah Ermenistan ah! Türkiye’deki siyaseti dizayn eden gücünün bu derece olduğunu bilmiyorduk. Ama Türk-Kürt kardeşliği bu ihanete asla yol vermeyecektir.

Editör: Bilge Güler