''Cumhur İttifakı'nın milli görev ve tarihi sorumluluğunu bir kez daha icra etmesi gerekmektedir. MHP'nin mahalli seçimlerde iş birliği ve şartlı salıverme teklifinde paydaşından destek beklemesi, ittifakın ruhuna son derece uygundur.''

CUMHUR ittifakı, Türkiye’nin içinde bulunduğu zor ve sıkıntılı dönemi aşabilmesi için tarihi bir fırsat olmuştur. Bu ittifak bizzat Türk milletinin takdir ve iradesidir. Milli bekayı savunmayı, Türkiye’nin huzur ve istikrarını korumayı hedeflemiştir. İki taraflıdır ve doğal olarak kendi içinde stratejisi, taktikleri vardır. Ancak unutulmamak gerekir ki, yanlış taktikten doğru strateji çıkmaz.

SON VİRAJ DÖNÜLECEK

İttifakın bozulması, dağılması ve hatta bir cepheleşmeye dönüşmesi için içeriden ve dışarıdan çok özel gayretler sarf edildiği bir sır değildir. Bütün gayretler, özellikle MHP’nin kararlı duruşu sayesinde boşa çıkarılmıştır. Aynı kararlılık karşı taraftan da beklenirken, içten içe rahatsızlık duyanlara her zaman rastladık. Oysa, Cumhur İttifakı’nın milli görev ve tarihi sorumluluğunu bir kez daha icra etmesi gerekmektedir. 31 Mart 2019’a sadece belediye başkanlarının, belediye meclis üyelerinin, il genel meclis üyelerinin, köy ve mahalle muhtarlarının seçimi yapılmayacaktır. Türkiye’nin 2023’ten önceki son virajı dönülecek, yeni hükümet sisteminin son imtihanı verilecektir. MHP bütün bu haklı ve doğru gerekçelerle, mahalli seçimlerde de ittifakın sürdürülmesi gerektiğini söylemiş ve bunun için harekete geçmiştir. Diğer taraftan yeni sistemin yerleşmesi, bir sosyal barış sağlanması ve FETÖ tahribatının ortadan kaldırılması için şartlı salıverme teklifini meclise sunmuştur.

İKİ KONUDA DA DESTEK BEKLİYOR

MHP’nin her iki konuda da paydaşından destek beklemesi, siyasetin olağan akışına da, ittifakın ruhuna ve geleceğine de son derece uygundur. Şartlı salıverme teklifi kalp ve akıl ölçüleri ile hazırlanmış, adaletin yerini bulması arzulanmıştır. Ancak, AKP’nin aynı duyarlılıkta olmadığı anlaşılmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı, ‘kişilere karşı işlenen suçlarda devletin af yetkisi yoktur. Devlet, ancak kendisine karşı işlenen suçları affeder” demiştir. Devlete karşı işlenmiş suçlar hem bugüne hem de geleceğe karşı ağır bir cürümdür, üstelik milletin tamamına, varlık ve egemenlik haklarının tümüne kast etmektir. Sayın Devlet Bahçeli, bu konuyu değerlendirirken, “Eğer kişilere karşı işlenmiş suçları kişiler affeder veya ceza tenkisatı yaparlarsa o zaman adalet ve hukuka gerek ve ihtiyaç kalacak mıdır? Mesela bir insanı öldüren katil, mağdurların hoşgörüsünü kazansa bile kamu hukuku bu katilin yakasını bırakacak mıdır? Bırakırsa o halde mahkemelere ne lüzum kalacaktır? Bizim için kanun teklifimiz meşrudur, iyi hazırlanmıştır, hedef ve niyet son derece halistir. Konuşuruz, görüşürüz, tartışırız, eninde sonunda bir çıkış yolu buluruz. Bulmak da zorundayız” demiştir.

ÇÖZÜM BULUNMALI

Görüşme, konuşma, tartışma ve bir çıkış yolu bulma konusunda şu ana kadar çok fazla bir gelişme sağlanamamıştır. Sayın Cumhurbaşkanı teklifi incelediklerini söylemiştir. Adalet Bakanlığı bünyesinde bir çalışma yapıldığı ve bakanlar kuruluna sunulduğu gazetelere yansımıştır. Ancak bu çalışmada bir orta yol bulmak yerine, olmazların öne çıkarıldığı anlaşılıyor. Bunu anlamakta ve anlatmakta güçlük çekiyoruz. MHP bir siyasi rant peşinde değildir. Cezae vleri pimi çekilmiş bomba gibidir ve bu durum daha fazla devam edemez. Bir çözüm bulunması zorunludur. AKP, biran önce zihnini netleştirmeli ve bir sonuç ortaya koymalıdır.

SİYASİ KOMBİN

MHP, mahalli seçimlerde ittifaka da kazanç-kayıp prizmasından bakmıyor. Sayın Bahçeli, “Türkiye’nin çıkarları, bekası ve tarihi haklarını dikkate alıyoruz. Samimiyiz, safiyene duygular taşıyoruz, Cumhur İttifakı’nın müessir ve muharrik olmasını ümit ediyoruz. Dört ayaklı stratejimiz çok açıktır. Duruşumuzda bir değişim, herhangi tadilat yoktur.” Sözleriyle ne istediğini net olarak ortaya koymuştur. Buna rağmen Cumhur ittifakının diğer paydaşından mahalli seçimlere yönelik bir adım gelmemiştir. Siyasi kombin çok açık bir işbirliği teklifidir. Yasal bir dayanak olmayacağı için karşılıklı fedakarlıklarla bu ittifak şekillendirilir. Nitekim, MHP İstanbul’dan aday çıkarmayacağını açıklayarak, kombinin bir parçasını yerleştirmiştir. Başta büyük şehirler olmak üzere, bütün il ve ilçelerde siyasi kombinler yapılması hem ittifakı oluşturan partilerin, hem ülkenin büyük faydasına olacaktır. Artık adım atması gereken taraf AKP’dir.

DERDİMİZ TÜRKİYE

Biz liderlerin bir araya gelmesiyle bir orta yol bulunacağına olan inancımızı koruyoruz. Sayın Devlet Bahçeli, “Biz Cumhur İttifakı’na bağlıyız” diyerek, samimiyetini ve kararlılığını her defasında göstermiştir. Ancak, şunu da söylemiştir: “Milliyetçi Hareket Partisi hiç kimseye, hiçbir çevreye, hiçbir şeye muhtaç ve mecbur değildir. Bizim derdimiz Türkiye’dir, Türk milletidir, Cumhur İttifakı’nın tıpkı Kuvay-ı Milliye ruhunda olduğu gibi, diri ve dik duruşunu devam ettirmesidir. Bize siyasi güç hatırlatması yapılmasına gerek yoktur. İki de bir pozisyon açıklaması tebliğine lüzum yoktur. Birinci partiyiz, her ilde aday çıkaracağız, sözlerine ihtiyaç da yoktur. Biz her şeyin farkında ve bilincindeyiz. Şayet siyasi güçlerin yarışma ve rekabetine girilirse oradan bir sonuç çıkmayacağını, polemik ve söz düellolarının eksik olmayacağını da biliriz.” Her şey gayet açık. İki parti arasındaki resmi görüşmeleri sulandırmanın, itibarsızlaştırmanın, saptırmanın manası yoktur. Cumhur İttifakı Cumhuriyet’in bekçisi, Türk milletinin ümididir. Karşı tarafta bunu böyle görmeli, böyle değerlendirmeli ve böyle tavır almalıdır. Gönüllerdeki ittifakı sandığa da yansıtmak ülkenin büyük faydasına olacaktır.