Yerel seçimler yaklaştıkça ittifak senaryoları da hız kazanmaya başladı. İP Başkanı Meral Akşener’in “İttifak siyasetine karşıyım” sözleriyle 81 ilde ayrı aday çıkarabileceklerini söylemesi üzerine CHP’den ardı ardına restler gelmeye başladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul ve Ankara özelinde dominant partinin CHP olduğunu ve aynı adaylarla yola devam edileceğini açıkladı. Akşener ise bu düellodan “iş birliği yapılabilir” sözleriyle geri adım attı. Açık bırakılan bu kapıdan içeri girmek isteyenler ise soluğu mikrofonların önünde aldı.

İP, ayrı aday çıkarma fikriyle CHP ile pazarlığı artırmaya başladığı günden itibaren İzmir, Bursa ve Kahramanmaraş’ta adaylarını ilan etti. Böylelikle pazarlığa açtığı illeri de kamuoyu ile paylaşmış oldu. Sıra İstanbul ve Ankara’ya gelmeden açık bırakılan kapıdan girmek isteyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İttifak olmamalıdır diye bir fikre asla katılmıyorum. Her zaman ittifak şart” diyerek Kılıçdaroğlu’nun sözlerini yere düşürdü. Akşener’in elini daha da yükseltmesine neden olacak bu geri adım Ekrem İmamoğlu’nun öz güvenini yitirdiğini ve “kaybedecek aday” kulvarına girdiğini gösterdi.

“İstanbul ittifakı” kuracağını söyleyen ve bu hedef doğrultusunda “Ben İstanbul’a mühürlüyüm” diyerek değişim tartışmalarını bir kenara bırakan İmamoğlu daha yolun başındayken İstanbul’un kapısının kapandığını gördü. Akşener’in açtığı kapıdan girebilirse ne âlâ ama giremediği takdirde de ne yapacağını satır aralarında söyledi. “Her zaman ittifak şart” ifadesini kullandıktan sonra, “Kaldı ki en büyük ittifakın tabandaki toplumsal ittifak olduğunu unutmayalım” diyerek İP seçmeninin parti yönetiminin kararına uymayacağını belirtti.  İmamoğlu, bu açıklamasıyla aslında propaganda sürecinde Akşener’in kararını itibarsızlaştırarak İP tabanının oyunu almaya çalışacağını ifade etti.

“İttifak yerine iltisak” siyaseti dedi.

Partilerle ittifak olmasa bile tabanla iltisakın devam edeceğini söylemiş oldu.

Meral Akşener ise CHP’nin kaybetmesini göze aldıklarını söyledikten sonra partisinin İzmir adayını açıklamasıyla aynı stratejiyi izleyeceklerini gösterdi. Akşener burada Kılıçdaroğlu’na tepkili CHP seçmeninin oyunu almayı planladı. Açık bıraktığı kapıdan Muharrem İnce’yi almasının altında da bu strateji vardı.

Virane olan 6+1’li masadan geriye kalan partilerin artık tek çıkış yolu birbirlerinin seçmenlerine göz dikmek oldu. CHP’nin listelerinden seçimlere giren üç partinin bedavadan kazandığı 39 milletvekilinin rövanşını almak yerel seçimlere kaldı.  

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partilerinin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayını açıkladı. Akşener’i, Mansur Yavaş ismine mecbur bırakmak için yapılan bu hamlenin yetersiz olduğu iki parti tarafından da çok iyi biliniyor aslında. CHP’nin başta Ankara ve İstanbul olmak üzere kazandığı diğer büyükşehirlerde sadece İP’in desteğini alması yetmiyor, aynı zamanda YSP’nin de desteğini kazanması gerekiyor. Mansur Yavaş boşuna mı “Rozetsiz başkanlık yaptım” diyor. Çünkü HDP’yi ürkütmemek için yakasına Türk bayrağı rozeti bile takamıyor…

Akşener’in ön kapıyı kapatıp arka kapıyı açık bıraktığı yerel seçim hamlesinin en önemli dayanağı aslında 2018 seçimlerinde ittifak olarak kazanılan CHP’li belediyelerin kaybedileceğini görmesinden kaynaklanıyor. Ayrıca CHP ile atılan köprülerin temelinde yatan diğer bir husus da seçim barajının yüzde 7’ye düşmesinden dolayı bir ittifak ihtiyacının kalmamış olmasıdır. Elinin bu kadar rahat olmasının ve elini istediği gibi yükseltmesinin temelinde bu düşünce vardır.

6’lı masanın Akşener’e kattığı en önemli husus kumar oynamayı öğretmesi olmuştur.

Kaçış planı hazır…

Olursa ittifak yoksa iltisak, o da yoksa iltihak…