ABD'li bir savaş gazisi, “Ben bir Amerikalıyım ve Amerika'dan iğreniyorum. Bu İsrail canavarının yaratılmasına yardım eden Amerika ve şimdi yaptığı tek şey bu canavarı beslemek, İsrail’in tek yaptığı öldürmek, öldürmek ve yine öldürmek. Birgün Washington bunun hesabını ödeyecek.” diyerek tepkisini gösteriyordu. Bilinen bir gerçeği, ABD için savaşmış bir gazinin ifade etmesi kendi bünyelerinde sorgulamalara, tartışmalara yol açacaktır. Sadece ABD için savaşmış bu gazi değil, buna benzer tepkisi olan birçok askerde bu gazi gibi aynı tepkileri göstermektedir. Eski bir İsrail askerinin çıkarıldığı mahkemede "Siz diyorsunuz ki teröristlerin eli kana bulanmış. Ben sizin için 40 tane Filistinli öldürdüm. Benim rüyama geliyorlar (Filistinliler) 'neden bizi öldürdün?' diyorlar. Geceleri altıma kaçırıyorum.” demesi de masum insanları öldürmenin psikolojik sonuçlarını ortaya koymaktadır. ABD ve İsrail askerlerinden buna benzer çok örnek verebiliriz. Bu iki örnek bile ABD ve İsrail’in yeryüzünde mazlumların kanını akıtan, insanlık değerlerinden tamamen uzaklaştığını kendi mensuplarının ağzından tescilleyen bir durumdur.

ABD ve onun Ortadoğu Bölgesindeki tasmalı köpeği İsrail, milyonlarca insanın ölümünden sorumludur. ABD, Irak’ta öldürdüğü 2 milyon insanın hesabını kime vermiştir? Söylerken dile basit gibi gelse de ABD 2 milyon insanı öldürdü. Ne uğruna? İşgal gerekçelerinin başı da yalandı, sonu da yalandı. “Irak’lılara özgürlük, demokrasi, insan hakları getireceğiz” diyenlerin sadece ölüm getirmesi vahşi Batı’nın zeka ve ahlak anlayışının ne seviyede olduğunu göstermektedir. 2 milyon insanın öldürülmesi sonrası Irak’ın daha çok bölündüğü gerçeğinde olaylara bakarsak, ABD emperyalist zevki ve menfaatleri uğruna bunca insanı öldürmüştür.

“Amerika İmparatorluğu” kitabının yazarı Cladue Juien diyordu ya:
“Amerika İmparatorluğu’nun ayrıcalıklı üstünlüğü, etki alanına sınır çizmemiş olmasıdır. Hiçbir coğrafya haritası, bu imparatorluğun sınırlarını çizip belirtemez... Amerika İmparatorluğu, en diktatörce rejimlere dayanarak bir askeri üsler ve paktlar ağı içinde tüm yeryüzünü sarmıştır. Üstelik bu kuşatma “özgürlüğü savunmak’ içindir. Askeri mekanizmaların öldürücü ateşi altında Dresten, Hiroşima ve Vietnam köylerini ezip, yerle bir etmesi hep özgürlük adınadır”

ABD öldürdükçe özgürleştirdiğini sanmaktadır. ABD’nin bölgesel köpeği İsrail de Filistinlileri çocuk, kadın, yaşlı demeden öldürünce özgürleştiğine inanmaktadır. İsrail en çok da çocuk öldürüyor ki, yarınlarda öldürülen anasının, babasının, kardeşinin intikamını İsrail’den almasın. “Bize taş attığı için çocuk öldürüyoruz” diyen ruh hastası bir İsrail’den ne bekliyorsunuz ki?

İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’nin  "Savaş uzun sürecek, hedeflerimize ulaşana ve Hamas idari ve askeri açıdan dağıtana kadar durmayacağız." Sözü de soykırıma devam işaretidir.

ABD ve İsrail’in kanla beslenen bu ruh hastalığı durdurulmazsa yarınlarda başka topraklarda da birçok masumu öldüreceklerdir. Bu iki ruh hastası devletin yöneticileri değişse de kan dökme sistemi asla değişmemektedir.

Bu gerçeği dünyada sağduyu sahibi herkes görmekte ve bilmektedir. O yüzden de dünyadaki dili, ırkı, dini ne olursa olsun akıl ve vicdan sahibi insanlar, ABD ve İsrail’in dünyayı kana bulayan vahşetlerini protesto etmektedir.

ABD’liler, İsrailliler artık ABD ve İsrail’in ölüm kusan devlet olduğunu ve bunun hesabını vermeleri gerektiğini söylüyorsa, ABD ve İsrail bir gün bir kırılma yaşayacaktır.

Editör: Ferhat Erdemir