Kızgın demiri soğutalım soğutmasına da, aklı kiralık, vicdanı karanlık, değerleri bulanık olan çevrelerle sırf arıza çıkarmasınlar bahanesiyle Türkiye ortak paydasında nasıl buluşacağız?

Sayın Cumhurbaşkanının, “Türkiye ittifakı” ve “Kızgın demiri soğutma zamanı” sözleri siyaset bezirganlarının gündemine oturdu. Sayın Cumhurbaşkanı açıklık getirmiş olmasına rağmen, malum mihrakların bu iki cümleyi çekmedikleri alan, yüklemedikleri anlam kalmadı. CHP ile ittifaktan tutun da, yeni bir çözülme süreci işareti sayanlara kadar her şeyi duyduk. Sanki seçim analizi yapıyormuş havası ile bu cümleler üzerinden Cumhur ittifakını hedefe koyuyor, özellikle MHP’ye hücum ediyorlar.

SEÇİLMİŞ OLMAK YETMEZ

         Milletimizin verdiği karara kuşkusuz her şeyin üzerindedir. Hiç kimse buradan bir yere varamaz. Demokrasi elbette olmazsa olmazdır. Ancak, seçilmiş olmak, sicillerdeki karanlığı ortadan kaldırmadığı, yapılan ve yapılacak yanlışlara da meşruiyet kazandırmaz. Mesela, Edirne’ye belediye seçilmiş olması, bu şansın 15 Temmuz gecesi hainlerin lehine kadeh kaldırdığı gerçeğini değiştirmez. Aynı şekilde Tunceli Belediye Başkanı olan TKP’linin bozuk sicilini düzeltmez. HDP’den seçilenlerin Kandil bağlantılarını ortadan kaldırmaz.  Sayın Bahçeli’de Antalya toplantısında bu duruma dikkat çekmiş ve “Biz bu aziz vatanı sandıkta değil savaş meydanlarında kurtardık. Bilfarz, Damat Ferit, Gazi Mustafa Kemal ile seçime girseydi ve oyların kahir ekseriyetini almış olsaydı, ne yapacaktık, ne diyecektik, ihanet ödüllendirilip ibra edildi diye suskun mu kalacaktık?”  diyerek, seçilmiş olmanın kiri ve ihaneti ortadan kaldırmayacağını net olarak ilan etmiştir.

BÖLÜCÜLÜR SEVİNİYOR

         Cumhur ittifakı milletten kesin bir onay almıştır. Buna rağmen, kimlerin bazı belediyelerin el değiştirmesini fırsat bilerek harekete geçtiğini ibretle izliyoruz. FETÖ’sünden, PKK’sına bütün bölücü ve hainler sevinç naraları atıyorlar. Diğer taraftan malum siyaset eskileri hemen sahne almış, manifesto yayınlamış ve CHP’yi siper olarak kullanmaya başlamışlardır. Alayının ortak noktası, Türkiye’yi kötülemek, Cumhur ittifakına fitne sokmak ve bir kriz ve kaos ortamı oluşturmaktır.

BU YANLIŞLARI GÖRMEYELİM Mİ?

         Bütün bu gerçekler orta yerde durmaktadır ve muhataplardan birisi de elbette AK Parti’dir. Kızgın demiri soğuturken, bunları görmeyelim mi, bunları söyleyelim mi? Nitekim, sayın Bahçeli de aynı şeye dikkat çekmektedir: “Kızgın demiri soğutalım soğutmasına, ama demlenen ihanetin, demir alan melanetin ısınan tuzak ve tertiplerini de ağırdan almayalım. Kimseyi dışlamayalım, kimseyi öteki görmeyelim, buna varız, bugüne kadar söylediklerimiz ise bunlardır. Ortak akıl, ortak vicdan, ortak vizyon, ortak değerler vazgeçemeyeceğimiz milli ilke ve inançlarımızdır. Bunlara diyecek bir şey olmayacaktır. Fakat aklı kiralık, vicdanı karanlık, değerleri bulanık olan çevrelerle sırf arıza çıkarmasınlar bahanesiyle Türkiye ortak paydasında nasıl buluşacağız? Bunu nasıl başaracağız?

HESAP KARANLIK

         Dikkatli olmak, gelişmeleri doğru okumak, oynanan oyunu fark etmek ve ona göre hareket etmek gerekiyor. Yine sayın Bahçeli’nin işaret ettiği gibi, karşımızdaki operasyon küreseldir, mazisi iki asra dayanmaktadır. Bize göre tüm hesaplar 2023’e göre yapılmıştır. Eğer Cumhur İttifakı ayakta kalamazsa, bundan sonra yerel yönetimler kanalıyla palazlanan PKK’lılar, FETÖ’cüler, geziciler, çukurcular, Sorosçular, teslimiyetçiler daha da güçlenerek Türkiye’nin boğazına sarılacaklardır. Hesap kirlidir. Hesap karanlıktır. Hesap vandaldır.

Bunu görmek, bunu bilmek lazımdır.

ÜLKE BAZLI İTTİFAK OLMAZ

         MHP’nin duruşu bellidir ve sözü senettir. Duruma göre vaziyet almaz, küçük hesaplar yapmaz. Doğal olarak muhataplarından da aynı ciddiyeti, aynı samimiyeti, aynı kararlılığı bekler. “Türkiye ittifakı” sözü ile anlatılmak isteneni, biz milletin birliği ve ülkenin bölünmez bütünlüğünün sağlanması olarak anlıyoruz. 82 milyon Türk vatandaşının inancı birdir, irfanı birdir, acısı birdir, ahlakı birdir, adı birdir. Bu sözden başka türlü anlamlar çıkarmak, başka türlü değerlendirmeler yapmak zaten siyasetin tabiatına aykırıdır. İşi milli ittifaka kadar götürenler oldu. Ülke bazlı, coğrafya tabanlı siyasi bir ittifak siyasi partilerin kendi varlıklarını inkar olur. Milli ittifak ancak, Allah muhafaza savaş gibi, çok olağanüstü şartlarda düşünülebilecek bir durumdur. Türkiye’nin seçilmiş meclisi iş başındadır. Seçilmiş Cumhurbaşkanı görevini sürdürmektedir ve 4,5 yıl seçimsiz ve sorunsuz bir zaman dönem vardır.

AMACIMIZ BEKAYI YAŞATMAK

         Sayın Bahçeli’nin söylediği nettir ve her türlü spekülasyonu bitirmektedir. Bir defa daha hatırlatalım: “Bizim ittifakımız cumhurladır. Bizim ittifakımız vatan ve millet sevgisinde erimiş AK Partili kardeşlerimledir. Milli beka mücadelesinde siyasi görüş ayrılıklarımızı elbette kenara itmeliyiz. Biteviye söylediğimiz de budur. Cumhur İttifakı siyasi kaygı ve gayelerle kurulmamıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye ittifakıyla neyi kastettiğini elbette bilemeyiz. Ancak konunun başta gazeteler ve televizyonlar olmak üzere, her zeminde, özellikle zillet ittifakı tarafından istismar edildiğini de görüyor ve çok yakından takip ediyoruz. Bizim bildiğimiz Cumhur İttifakı’dır. Bizim inandığımız milli birlik ve beraberliktir. Bizim amacımız milli bekayı sonsuza kadar yaşatmaktır. Öncelikli gündemimiz Cumhur İttifakı’na yönelik sabotajlara asla fırsat vermemektir.”