Galatasaray, Kasımpaşa maçına genç ve enerjik bir kadroyla başladı. 35 yaşındaki Muslera, 31 yaşındaki Aanholt dışında 30 yaşını geçen kimse yoktu. Diagne ve Luyindama dışında da 25 üstünde… 4 ismin dışındaki tüm oyuncular, 25 yaşın altında, futbol olgunluğuna henüz ulaşmamış, ‘koş koş’ stilleriyle en kestirme yoldan, rakip kaleye giden oyunculardı. Bu dikine acele, ilk işaretini 21’inci dakikada verebildi. Sonrasında da yeni transfer Morutan’ın birinde doğrudan, ikincisinde dolaylı etkisiyle peş peşe iki gol geldi.

Sonrasında da dikine saldırganlık sürdü. Oyunun aklı olması gereken futbolcu sahada olmayınca da, tehlike ve heyecan, iki taraf için de yaşanmaya başladı. Önde saldıran Sarı Kırmızılılar, aynı saldırıyı savunmada başaramayınca ev sahibi de etkili ataklar yaptı. Uzatmada da birini sonlandırdı.

İkinci yarıya yorgun Diagne yerine genç ve güçlü, eski formunu arayan Mohamed ile başladı Terim.

Bir de sahaya çıktıktan sonra koşarak soyunma odasına giren Cicildau’nun yerine Taylan girdi. İlk yarıdaki enerji biraz düşünce, bu kez “oyuna akıl getirecek” isim aradı. Ama Terim, önce takımın freni Babel’i aldı oyuna, belki rakibe de fren olur umuduyla.

Ama olmadı. Sonrasında enerjinin yerini takımdaki ‘tek akıl’ Feghouli aldı belki ama artık onun için de çok geçti.

Galatasaray’ın yeni isimleri gerçekten kaliteli kumaştan… İleride çok iyi sonuçlar alacak bir duruma da gelebilirler. Ancak, tek eksikleri saha aklına sahip bir on numara, ya da antrenmanlarda ezberletilecek bir taktik kesinlik…

Şu an da ikisi de yok. Olmazsa da bu “koş koş” ezbersiz oyun, hep böyle geri dönüşleri izlemek zorunda kalabilir.