Başkan mı oycan şen?

“Koca Alman’la beraberken yenildik! Şimdi bir başımıza, çoban sopasıyla yedi düvelin karşısına çıkmak ne demektir?”
Kaltabanlar böyle bir kılıf bulmuştu.
İşgal altında olmanın zilletine dahi aldırmadan semirmeye devam etmek istiyorlardı.
Zira Türk’ün esareti umurlarında değildi.
Çok geçmedi ölü soyucular İngiliz ve Amerikan Muhipleri Cemiyetlerine doluştular.
Amerikancı Wilson Prensipleri Cemiyeti’nin kuruluşunu Halide Edip Hanımefendi teklif etmişti. Tabii ki nedamet getirmeden, cepheye koşmadan çok önce… Yazar Refik Halid ve Eski Nazır ve Gazeteci Ali Kemal de derneğin yöneticilerindendi…
Ooo, daha kimler yoktu ki…
Dönemin hızlı gazetecilerinin hepsi ABD Muhibbiydi.
Âti ve İkdam gazeteleri başyazarı Celâl Nuri, Akşam Gazetesi başyazarı Necmeddin Sadık, Zaman Gazetesi başyazarı Cevat, Yeni Gazete başyazarı Mahmud Sadık, Vatan Gazetesi başyazarı Ahmet Emin ve Yeni Gün Gazetesi başyazarı Yunus Nadi(!) derneğin hızlı azalarındandı.
Sonra aralarına Fayık Öztarak, Ünal Çekiçöz, Ertuğrul Özgök ve Nagehan Salça da katılmıştı. (Niye gülüyorsunuz ki şimdi?)
Damat Ferit İngiliz Muhibbiydi. Gazeteci Ali Kemal daha sonra İngiliz muhipleri derneğine de kaydoldu. Said Molla, Abdullah Cevdet önde gelen İngiliz dostlarındandı.
Neticede hepsi Milliyetçi Mustafa Kemal ve Kuvvacı karşıtıydı. Bağımsızlık yerine ticaretlerini düşünüyorlardı.
Neticede hepsi 150’likler listesine girdiler’
***
Ne hikmetse Manda Sahipleri(!) yandaşlarını hep sırtı peklerden, devlet umuru görmüş bürokrat tayfasından, yazar, gazeteci ve düşünür gibi söz ustalarından seçiyordu.
Niye? Niye olacak Türk Milletini daha kolay kandırmak için elbette. Zira Garibim Türk, okumuş tayfasına çok saygılıydı.
Şimdi de öyle.
İcra-i sanatlarına devam ediyor Amerikan ve İngiliz Muhipleri.
***
Altı Kazık Fırkası’nda başkanlık yarışı depreşti.
‘Bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü’ babında birden bire muhalefet cephesinden Cumhurbaşkanı adayları fışkırdı.
Gari seyreyleyin cümbüşü…
Daha şimdiden ortalık şenlendi. Bu defa “Altılı” değil “46’lıklar Masası”na hazır olun.
***
Durdurulamaz bir hırs ile en fazla asılan da Ekrem İmamoğlu…
Özgür Özel “adayımızı CHP üyeleri belirleyecek” derken, İmamoğlu’na, “dur bakalım Mansur Bey de var” sinyalini çaktı.
Muharrem İnce bile heveslendi bu işe…
Yeniden Ferahçı’ların adayı da Fatih Erbakan.
Bakalım, Gerçek, Deva ve Saadet Partisi nasıl bir “yol” bulacak? Kemal Kılıçdaroğlu’nu marizledikleri gibi Özgür Özel’i de marizleyecekler mi? Beceremezlerse gitti dilberim milletvekillikleri.
Ümüt ve Gültekin Efendiler bakalım kime yamalanacak?
İP’li D. Müsavat Dervişoğlu mu? Onun için üç şık var. Birincisi kazanacak adayı önceden kestirmeye çalışıp yanında yer alarak bütünde pay sahibi olmak… İkincisi, kendisi aday olup meydanlarda “benim gibi birini kaybettiniz” mesajı vermek… Üçüncüsü de… Yok yok söylemeyeceğim. Sakın ısrar etmeyin çünkü sonu sürpriz!..
Bir de Anahtar Parti vardı değil mi? Ne! Yok muydu?...
EKREM NEREDEN KOŞUYOR!
Siz yine de gözlerinizi Ekrem İmamoğlu’ndan ayırmayın…
ABD ve İngiliz Muhipleri işte o zaman daha net görünecek.
Sahi nereden koşuyor bu Ekrem İmamoğlu?
Nereden olacak Samanyolu TV’den… FETÖ yayın kuruluşu STV’nin gedikli spor yorumcusuydu kendisi.
Bolca mülaki olduğu konsolos, papaz, kardinal ve hahamları da varın siz yorumlayın.
***
En başa dönelim… Şimdi yine yedi düvelin karşısındayız. Hem de üstümüzde FETÖ ve CİA kamburları da yok. Çoban sopası ise elimizdeki SİHA’lardır, Kaan’dır, Altay’dır, Fırtına’dır… Gökbey’dir, Göktürk’tür… TCG Anadolu’dur, Kasırga’dır, Pars’tır…
Kaltabanlar da bozulan düzenlerinin derdinde. Kıvranmaları o yüzden.
Ortada fol yok yumurta yok, lakin gurka yatıyorlar…
Devlet Bey; ‘Seçim zamanında yapılacak’ demişti… Anlasalar bari…