Münasebetsiz!

YAYINLAMA:
Münasebetsiz!

Yersiz ve zamansız laf edene ve dahi ortama yakışmayacak bir harekette bulunanlara  ‘münasebetsiz’ derler… Bu sıfatı taşıyanlara da iyi gözle bakmazlar.

***

Hikâye bu ya, Padişahımız Efendimiz Sultan II. Mahmud devrinde münasebetsizliği ile nam salmış Mehmet Efendi isminde bir zat varmış. Bu adamın münasebetsizlik şöhreti öyle yayılmış ki ta saraya kadar uzanmış. Sultan da merak edip adamı tanımak istemiş… 

Efendiyi huzuruna çağırtmış. Yenilmiş, içilmiş ve uzunca bir sohbet edilmiş fakat Padişah adamda hiçbir münasebetsizlik görememiş. Görmediği için de ‘adama iftira ediyorlar’ diye mabeynine ufak yollu celallenmiş. Nihayet sohbet sona erip Mehmet Efendi’ye birkaç kese altın ihsan edilerek saraydan gönderilmiş…

Aradan günler geçmiş. Sultan Mahmud-u Sani Babıali’yi teftişten döndüğü bir sırada faytonuyla Cağaloğlu yokuşunu çıkarken Mehmed Efendi arabacıya seslenmiş: 

“Durun! Hazret-i Hünkâra arzım var, bildiriniz”…

Sultan Mahmut da sohbet arkadaşının sesini tanıyıp "Galiba önemli bir maruzatı var" diyerek arabacısına “durun” emrini vermiş… 

Ne var ki Cağaloğlu yokuşu çok dik olduğu için atlar zor durmuş.

Arabanın padişah mahfiline yaklaşan Mehmed Efendi sakince sormuş:

“Efendimiz, acaba zurna çalmasını bilir misiniz?”

“Hayır, bilmem”…

“Bendeniz de bilmem efendim”...

“Öyle mi?” demiş padişah, sözün sonunu bekleyerek… 

Bu sırada yokuşta durmaktan iyice yorulan atlar arabayı geri geri kaydırmaya başlamış. Küheylanlar homurdanırken anlı şanlı saltanat faytonu da neredeyse bizim çarpık bacak Skodalar gibi akis kesip porya dağıtacak…

Mehmed Efendi de;

“… Bursa’da halamın damadının bir yaşlı teyzezadesi vardır”…

“Eee, ne olmuş O’na?” 

“Hiç efendimiz O da bilmezmiş…”

Sultan şaşkın(!!!)

“Ya!.. Vallahi efendimiz, hatta …”

Arabanın yokuş aşağı gideceğinden korkan ve bu yersiz lakırdıya çok sinirlenen Sultan II. Mahmud, ahalinin  Mehmed Efendiye taktığı ismin sebebini anlamış ve dayanamayıp en sonunda adamlarına ferman eylemiş;

“Çekin şu Münasebetsiz(!) Mehmed Efendi’yi yolumdan! Yoksa atlar ve araba gidecek, behemehâl O’nun da kellesi!”…

KAPIDAKİ DÜNYA SAVAŞI

ABD’nin bir uçak gemisi ve altı adet destroyeri Cebeli Tarık’tan geçti. Akdeniz’deki 6. Filo’ya katılıyor! 

Batı Ukrayna’ya silah yığıyor!

İsrail Suriye Savunma Bakanlığı’nı vurdu.

Dürzi çatışması çok dikkat çekici!

ABD Bölge Temsilcisi Barrak esrarengiz ifadeler kullanıyor.

Türkiye PKK’sı bitti. İran PKK’sı PJAK hala faaliyette ve Suriye PKK’sı PYD ise İsrail’den kopamıyor!

Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün gibi ülkeciklerden çıt çıkmıyor!

ABD ve İsrail için İran meselesi daha kapanmadı!

İran’ın bombalandığı gün İran’ın devrik Şahı Pehlevi’nin torunu bir Yahudi ile evlendi! 

Feminen yönetilen ve parçalanmış bir İran tam da istedikleri gibi olur…

Almanya zaten ABD ve İsrail yanlısı…

Fransa, yumuşak maskesiyle bölgeye iyice sokuldu!

İngiltere mi? İşinde gücünde canım(!!!)

Durum değerlendirmesi yapıldığında görünen köy, 2. Dünya Savaşı sonrasına değil, tam manasıyla 1. Dünya Savaşı şartlarına oturuyor. Yani Emperyalist, Evangelist, Siyonist bir paylaşım savaşı...

Tanıştırayım, vekâleten başlayan 3. Dünya Savaşı kapımızda. Kapı değince tam anlamıyla bizim çevremize olduğu anlaşılmıştır her halde…

*** 

Sayın Bahçeli bütünlük derdindeyken ve kapımıza dayanan tehlikeyi atlatma kararlılığında milli stratejiler geliştirirken;

Onlar ayrıştırıcı, hedef saptırıcı miting peşindeler…

Kimler?

Münasebetsizler!

 

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...