Bahis olayı gölge etmesin

Ülke futbolu fazlasıyla can sıkıcı bir süreçten geçiyor. Hakemler ve futbolculardan sonra antrenörler, başkan ve yöneticiler, menajerler, TFF kurul üyeleri, temsilciler, gözlemciler, hatta son 5 yıl içinde hakemlik başta futbolun içinde resmi görev alanlar soruşturmadan geçecek. Tablo ürpertici ve acı. Daha neler göreceğiz bilmiyoruz.

Gençlik hatası yapanlar, altyapılarda bulaşanlar, kural ve talimatları bilmeyenler, kimlikleri çalınan kurbanlar. Ama gerçek olan şu ki, futboldan milyonlar kazanan her 4 kişiden biri suç işliyor. Akıl dışı bir durum.

Kutuplaşma yanlış

Keşke son 5 yıl değil de son on yıllar incelenebilseydi. TFF de, devletimiz de bu işin dibine kadar gitmeli, bu illete bulaşanlar cezalarını çekmeli. Günahı olmayanların mağduriyeti giderilmeli. Türk futbolunun sevgili paydaşları da nasıl futbolcular yetiştirdiğini sorgulamalı, artık bunu fırsata çevirmeli. Sorun aslında spordaki ahlaki ve vicdani çürüme. Şike ve bahis spordaki en büyük pisliktir. Bunu çözmek gerekirken, “kirli-temiz” kutuplaşması futbolun hasarını artırır. Neden vicdanlar suç konusunda birleşemiyor? Sözü yargıya bırakmamız, gerekli dersleri almamız lazım.

Milli Takım’a yazık

Unuttuğumuz şeyleri hatırlatalım. Milli Takımımız 2026 Dünya Kupası yolunda, 3 kulübümüz Avrupa’da harika gidiyor ve Süper Lig’de çok çetin geçmeye aday 22 hafta var. İlginçtir, her Milli arada bir kriz patlıyor. Ancak hep üstesinden gelen bir Milli takımımız var. Montella da, oyuncu grubu da bu soruşturmadan etkilenmeyecektir.

Herkes işine odaklanmalı. Yoksa bu harika takıma yazık olur. Önce play-off biletini almalı, sonra İspanya’da mucize aramalıyız. Birincilik olmazsa, 1. torba için puanlar lazım. 2026’ya gitmeli, gitmekle kalmamalı en az çeyrek veya yarı final oynamalıyız. Bahis gölge etmesin. Kötü örnek, örnek değildir ama hatırlatalım, İtalya şike skandalının gölgesinde 2006’ya gitti, şampiyon döndü.

Dereden çok su akar

Bahis soruşturmasında Süper Lig’in akıbetini etkileyecek aksi bir durum çıkar mı? Can alıcı soru bu. Onu önümüzdeki zamanda göreceğiz ama lig olağan akışında devam etmeli. Geride kalan şampiyon adaylarına baktığımızda inişli çıkışlı bir grafik görüyoruz. Galatasaray iyi başladı, kötü gitti. Fenerbahçe kötü başladı, kasım milli arasına iyi girdi.

Beşiktaş dalgalanıyor. Trabzonspor, gücünü aştı. Samsunspor lige renk katıyor. Avrupa dönüşü en az puan kaybeden, ocakta doğru transfer yapan, mart ayından güçlü çıkan son düzlüğe iddialı girer.

Şunu unutmayalım, özellikle bugünlerde futboldan nefret etmek değil daha çok sevmek gerek. Yoksa tüm bu rekabetler ve en önemlisi bu güzel oyun elden gider.