Devlet Bey müdahalesi!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Devlet Bey müdahalesi!

Oysa karar daha 1815 Viyana Kongresinde alınmıştı. “Hasta Adam” Osmanlıyı parçalayacaklar; paylaşacaklar, ticaret yollarına, Asya’ya ve Ortadoğu’ya hâkim olacaklardı…

Bizim haberimiz bile yoktu! Daha doğrusu umurumuzda bile değildi. 

Yüzlerce yıllık hastalığımız yine nüksetmişti. Bilge Kaan taşlara yazmıştı yazmasına ama dinleyen kimdi?...  Bir nevi milli karakter meselesi: “umursamazlık, unutkanlık”…

Sonunda paylaşım savaşı çıktı… 1. Dünya Savaşı dediler adına…

Biz niye çıktığını bile anlamamıştık. İngilizler parasını ödediğimiz gemileri vermediler, biz de Almanlardan iki gemi aldık. Eh sebep buydu işte… Kader diyelim…

Elli yerden cephe açtılar bize… Almanlar bile bizim kadar savaşmadı. Sonunda Almanlar yenildi diye bizde yenik sayıldık… Böyle avuttuk kendimizi…

Nihayetinde paylaşıldı topraklarımız!

Ne olduğunu bile anlamadık, dünyada neler olup bittiği ile ilgili hiç kafa yormadık.  Binlerce şehit verdik. Gazi, yetim, öksüz, dul… Tarifsiz acılar… Nerede duruyorduk, bu batılı denilen mahlûk nasıl bir vahşiydi böyle, bilmiyorduk. Umursamıyorduk daha doğrusu unutuyorduk!

O kadar umursamadık, o kadar anlamadık ki olayı; adı 1. Dünya Savaşı olan savaş nedense hep bizim topraklarımızda, hep bizim etki alanlarımızda yapılmıştı! 

*** 

Anadolu da öyle… 

İstiklal kadrolarımız mücadele verse de “aman sen de.. neme lazım.. boş ver.. nasılsa Cuma namazı bile kılabiliyoruz”.. diyenler dahi vardı. “Umursamıyorlardı, unutmuşlardı geçmişi” işte, hiç kafa yormuyorlardı…

Yakup Kadri’nin “Yaban” romanındaki gibiydi her şey.

Softalar, kasaba eşrafı, âlemciler, başıbozuklar ve aydınız diye geçinip sağa sola yaslanan halk düşmanları(!) hepsi, ama hepsi başka şeyler söylüyor, “devlet, millet, vatan ve bayarak” diyene sırt dönüyordu… 

İsyan eden, Kuvvacıları düşman bilen, düzenli orduya başkaldıran hep onlardı… Mustafa Kemal hakkında olmadık dedikodulara inanıyorlardı. 

Bin dört yüz yıl önce Çin’in ipeklisine, kadınına nasıl kandıysak yine öyle kanmışlardı.

Yunan Polatlı’ya kadar gelince uyandılar. 

Ama epey hırpalanmıştık…

Neyse… Can verdik, imanla durduk-vurduk da aldık vatan topraklarını, bugünlere geldik. 

SAHNE AYNI, BİZ AYNI

Dünya yine aynı dünya…

Tıpkı Birinci Dünya Savaşı öncesi gibi bir pus var havada.

Havayı bırakın savaş alanları dahi bugünle tıpatıp aynı. Yani bizim coğrafya… (İsteyen cephe mevkilerine bakabilir)…

Yine paylaşım, yine ticaret yollarına hâkim olma mücadelesinin emperyal sahnesi…

Dünkü zihniyet; umursamaz, aman sendeci ve neme lazımcı hamakat, İstiklal kadrosunu ve Mustafa Kemal’i nasıl eleştirdiyse bugün de zamanın Kuvvacısı Devlet Bey’i eleştiriyor…

Dünyada neler oluyor, Ortadoğu’da durum ne bilmiyorlar; bilmedikleri gibi yine bin dört yüzyıl önce olduğu gibi, iki yüz yıl önce olduğu gibi; hatta yüz yıl önce olduğu gibi bilmeden umursamadan “sosyal madde” de yazıp, “görsel madde” de yorum yapıyorlar…

GERÇEKLERLE YÜZLEŞELİM

ABD Savunma Bakanlığı’nın adını Savaş Bakanlığı olarak değiştirdi. Niye acaba?...

İsrail hala durdurulamıyor! Hedefi belli zira.

***

Çok yol aldık… Hele hele son dokuz yılda. Bilhassa savunma sanayiinde büyük atılımlar yaptık. Yaptık da bu yaptıklarımız bütün dünyada üretilen silahın, uçağın ve roketin kaçta kaçı acaba?

İşte bu sorunun cevabı vahşi emperyalistlerin karşısında ne durumda olduğumuzu gösterecektir size!

LİDER MÜDAHALESİ

Siz görmüyorsunuz diye, biz görmüyoruz diye; hiçbirimiz umursamıyor diye O da susup beklese miydi? Liderlik bu muydu?

Elbette değildi!

O’nun beka sorunu hassasiyeti, Mili birlik ve İç Cephe mücadelesi, Emperyalist oyuncağı NATO ve BM’ye karşı TRÇ önerisi… Ve bütün bu hamlelerini “Terörsüz Türkiye” hedefinde buluşturuyor olması boşuna değil elbette.

Bütün bunlar bizim görmediklerimiz ve boş verdiklerimizin karşısında Sayın Bahçeli’nin aldığı önlemlerdi…

Terörsüz Türkiye Hedefini açıkladığı tarihten bu yana bir yılı geçti… Gelinen noktada çekip sündürülen, bir türlü tamamlanmayan ve vakit kaybettiren durumu bitirmek için sonunda kükredi tabii ki Devlet Bey!

“Bitirin artık bu işi. Bitirin! Siz bitiremezseniz ben bizzat gidip bitirmeye muktedirim. Hem de gözünün içine baka baka! Bütün haklılığım, iradem ve kudretimle… İster umursayın, isterseniz boş verin! Fakat ben Türk Milletinin ve Devletinin omuzlarıma yüklediği sorumluğu yerine getireceğim! Terör bitecek, Türk Milleti Tük Yüzyılı’nda kambursuz, yüksüz ve prangasız olarak birlik içinde yoluna devam edecektir!”

Haddim olmayarak benim Devlet Beyin sözlerinden anladığım budur!

Dünyadaki durum da budur, Liderimizin müdahalesi de budur!

DEVLET’e güvenin, inanın… 

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...