Yeni Çağ, Yeni Türkiye

YAYINLAMA:
Yeni Çağ, Yeni Türkiye

Kabul etmemiz gereken gerçekler var.

Osmanlının çöküşü sadece bizde değil, bütün doğu ve İslam âleminde büyük bir sarsıntı yaşattı.

Birinci Dünya Savaşı’dan sonra Kuzey Afrika, Ortadoğu, Kafkasya, Arap Yarım Adası ve hilafeten Hint İslam diyarlarından çekilen Osmanlı’nın yeri hala doldurulmuş ve taşlar yerine oturtulmuş değil.

Ya 1. Cihan Harbi sürüyor ya da bir copy-paste ile devam edecek…

TÜRKİYE BİR CENİN DEĞİL

Osmanlı travmasından sonra büyük bir varlık mücadelesi ile doğan Cumhuriyetimiz artık bir cenin değil. Türk Milliyetçileri eliyle, yüz yıllık macerasını “2023 Lider Ülke”, “Türk ve Türkiye Yüzyılı” adlarıyla tek çatı altında toplamayı başardı.

Türkiye mecburen yöneldiği bir sayfayı kapatmaya, emperyalist batının dayattığı etnikçi, parçalayıcı ve yıkıcı taarruzundan kurtulmaya çalışıyor…  

Batının tüm fikir, hâkimiyet ve ezici üstünlüğü ile tahakküm altına aldığı Türkiye, kabaca yüz yıl önce başlattığı modern manadaki milletleşme macerasına yeni bir sayfa açmak üzere…

“Bu Ülke” kendini, doğululuğunu, Türklüğünü ve İslamlığını yeniden keşfediyor ve kendine geçmişiyle barışık yeni bir yol çiziyor. 

Türk Milleti Tanzimat, Meşrutiyetler, Balkan ve Tarblusgarp mağlubiyetleri; 1. Dünya Savaşı, İşgaller, İstiklal Mücadelesi ve Zaferi; Cumhuriyet, Dünya Sistemine angaje, çok partili siyasal yapı; mukatele yılları ve darbelerden sonra şimdi başka bir yeni döneme doğru hızla ilerliyor.

***

Artık büyüyüp gelişmeye durmuş bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Hem de o ülkenin içinde!

Birbirimize çatık kaşlarla bakışımızın ve çatışmamızın sebebi belki de içinde yaşadığımız, hissettiğimiz ve mücadelesini verdiğimiz bu doğum sancılarıdır, kim bilir?... 

NEDEN İTİRAZ EDİYORLAR?

Batı sömürgeciliği 1. Dünya Savaşı şartlarına tıpatıp benzeyen bir durumda; yani Türkiye’ye ve bölgesine yönelmişken Sayın Bahçeli’nin “Terörsüz Türkiye Hedefi”ne itiraz eden zümrelere baktığınızda ister istemez akıllara şu sorular geliyor;

Bir Cumhuriyetçi Cumhur’un güçlenmesine, birleşip bütünleşmesine neden itiraz eder?

Bir Kemalist Atatürk’ün başlattığı Ulus-Milletleşme ülküsüne neden karşı çıkar?

Bir Sosyalist birliğe neden muhalefet eder?

Bir Ümmetçi hangi bakış açısıyla ümmetin kucaklaşmasına sırt çevirir?

Bir Liberal her şartta kendini rahat hissedeceği devlet(!) yapısına nasıl şaşı bakar?

Bir Türkçü kurduğu “bin yıllık devletinin” gelecek bin yıllara güvenle uzanmasını hangi düşünceyle eleştirir?

Neden?

Hem de bu yeni durum mevcudu; Cumhuriyet kazanımlarını, Anayasanın ilk dört maddesini, değerlerimizi, inançlarımızı ve mukaddesatımızı ilga ve inkâr etmediği halde, neden?

MUHALEFET FANATİZMİ

Ama bu bir hastalık… 

Bizi hiç olmazsa emperyalist dünya karşısında bir olmaya götürecek bir adıma ister aydın olsun, ister romantik olsun, isterse de yüzeysel olsun karşı çıkmak tedaviye muhtaç patolojik bir durumdur…

Muhalefet fanatizmi nasıl tedavi edilir bilmiyorum ama geçmişten kalan bu hastalıkla hiçbir yere varamayacağımız da gün gibi ortadadır.

Gökalpçi isek; birlik…

Cumhuriyetçi isek; birlik…

Kemalist isek; birlik…

Sosyalist isek; birlik…

Liberal isek; birlik…

Ümmetçi isek; birlik, en temel hareket noktamız değil midir?

GÜÇLÜ BİR BEDEN

Bütün ezberler, öğretilmiş bütün çaresizlikler; ezberletilmiş bütün replikler ve dahi bizi bir adım öteye taşıyamamış bütün alışkanlıklar artık terk edilmeli değil mi?

Yeni bir kostüm değil, yeni bir beden… Aslında bizim olan ama bir köşeye atılmış ve unutulmuş bir beden.

Yeniden kendimize dönüş, her an değişen dünya şartlarında kendi oyununu kurma isteği, kurulan oyunlara mukavemet azmi ve kontra-atağa kalkma kararlılığı olan bir beden…

Cumhur İttifakı ve Devlet Bahçeli Beyefendi işte bu bedeni inşa ediyor… İç Cephe, Milli Birlik ve Beraberlik, Savunma Sanayiine tam destek, Mezhep kucaklaşmaları, Terörsüz Türkiye hedefi yeniçağda yeni Türkiye’nin en sağlam yapı taşlarıdır.

*** 

Türk Milliyetçileri hariç Terörsüz Türkiye’ye hala itiraz edenlerin ana sebebi de büyük bir ihtimalle, “Bu adımları neden Devlet Bey ve Türk Milliyetçileri atıyor?” kıskançlığı ve sorusudur.

Bunun da cevabı çok açık ve net: Türkiye Cumhuriyetini kuran, koruyan ve yaşatan fikir ve iman Türk Milliyetçiliğidir de ondan. Türk Milliyetçileri ve Sayın Bahçeli de emanetlerine sahip çıkma ve geleceğe taşıma sorumluluğunu gösteriyor da ondan…

Hayırlı Pazarlar efendim…

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...