MASKELİ ATATÜRKÇÜLER, SADULLAH ERGİN Mİ TEK DERDİNİZ?

CHP ve İP’in milletvekili aday listeleri açıklandıktan sonra bu partiler içinde sular durulmuyor. Biri sözde Atatürkçü, diğeri sözde milliyetçi… Ama aday profillerinin PKK’lı, FETÖ’cü, DHKP-C’li, Atatürk, Cumhuriyet, Türk ordusu düşmanı olması tartışılıyor.

PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile ittifak yapandan, FETÖ’cülere af çıkaracağını söyleyenlerden beklenen başka ne olabilir ki? Aslında CHP-İP bünyesi bu tür profillere zaten alışkın ama doğal olarak kamuoyu ve bunların adaylık listelerinde umduğu yeri bulamayanlar bu profilleri tartışıyor.

Geçen gün bir televizyon programında tartışıyorlar “Atatürkçü Tuncay Özkan, İzmir 2. sıraya konuldu. Ama Taraf gazetesi yazarı, Kemalizm düşmanı, FETÖ ve HDP övgücüsü Yüksel Taşkın, İzmir'de onun üzerinde 1. sıraya konuldu. CHP’liler, Tuncay Özkan bu duruma ne diyor?” diye…

Tuncay Özkan’ın Atatürkçü olduğunu kim söylüyor ki? Ne Atatürkçüsü?

Şimdi şu sözlerin sahibi Tuncay Özkan mı Atatürkçü?:

ü  “Öcalan kardeşliğin, barışın yüceltilmesi için kullanılmalı”

ü  “Selahattin Demirtaş’ı cuma günü ziyaret ettim. Türkiye’nin birliği, bütünlüğü için… Adalet, özgürlük, barış için müthiş düşünceleri var. Herkese çok selamı var. Türkiye Selahattin Demirtaş’ı daha bir can kulağıyla dinlemeli. İlk duruşmasından itibaren söyleyecekleri çok önemli” 

ü  “6 milyon oy almış bir siyasetçi (Demirtaş) cezaevinde tutulamaz” 

ü  ‘’Selahattin Demirtaş’la da diğer arkadaşlarla da kucaklaşacağız, yolumuza devam edeceğiz”

ü  “HDP’ye şimdi yapılan şey zulüm. Zulme sessiz kalırsanız zalimi onaylarsınız”

Bu sözlerin neresinde Atatürkçü, Cumhuriyetçi Tuncay Özkan gördünüz? CHP’de aradığınız Atatürkçü ve Cumhuriyetçiye zaten hiç ulaşılmıyor ki? İzmir’de 1. sıradaki Yüksel Taşkın’ın Tuncay Özkan’dan, Tuncay Özkan’ın Yüksel Taşkın’dan bir farkı yoktur. CHP’nin başında Kemal Kılıçdaroğlu gibi biri varken zaten nasıl fark olsun ki?

Taraf gazetesi eski yazarı, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve şimdi CHP İzmir 1. Sıra milletvekili adayı Yüksel Taşkın "Kemalizm baştan beri dışlayıcıdır. Kemalizm azınlıklarla ve farklı etnik kimliklerle bir arada yaşama meselesini çözememiştir. Azınlıkların Türkiye'den gitmesiyle vatan ve millet olunabileceği vurgusuna sahiptir. Kemalizm'in dışlayıcı bir etnik milliyetçiliğe ve ırkçılığa kayabilme potansiyeli var. Özellikle uluslararası meseleler devreye girip de korku ve sıkışma yaşandığında ya da Kürt sorununda sıkıştığında Kemalizm'in ırkçı tarafı ortaya çıkıyor" ifadelerini kullandığı için taşlanıyorsa, CHP’ye Atatürk düşmanlarını dolduran ve kendisi de “Bizi hâlâ 1930’ların CHP’si gibi görmeyin. Dünya değişiyor, biz de değişiyoruz. Yeni şeyler söylüyoruz. Demokrasi ve özgürlüğü savunuyoruz“  diyecek kadar Atatürk düşmanı olan Kemal Kılıçdaroğlu değil midir?

“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” gibi bir sloganı doğru bulmuyorum” diyen Canan Kaftancıoğlu’nu CHP’de sembol isim hâline getiren Kemal Kılıçdaroğlu değil midir?

Atatürk’e “Dersim katliamcısı”, “Kefere Kemal” diyenleri CHP’de milletvekili yapan o değil midir?

CHP’yi, Atatürk’ün miraslarını ortadan kaldırmak isteyen küresel güç piyonu bir çete yönetmektedir. CHP’nin ABD güdümündeki PKK, YPG, FETÖ gibi terör örgütleriyle sıcak ilişkisi de bunun somut delilidir.

CHP’nin aday listelerindeki iz düşüm de zaten budur.

CHP’de bir de eski Adalet Bakanı olan DEVA’cı Sadullah Ergin’in CHP’den Ankara 1. bölge 4. sıradan aday gösterilme tartışması vardır. Sadullah Ergin’in Adalet Bakanı iken Ergenekon-Balyoz kumpaslarındaki aktif rolü CHP içinde tartışma çıkarmıştır.

Sanki Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu konuda bir hassasiyeti varmış gibi, ona sitem ediyorlar, ondan duyarlılık bekliyorlar. Yahu Kemal Kılıçdaroğlu dediğiniz adam Balyoz-Ergenekon kumpaslarının manşetlerini atan PKK/FETÖ ortak malı olan Taraf Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan ile kucaklaşan, onun cezaevinden çıkmasını isteyen, onun cezaevinde olmasına en çok üzülen, cezaevinden çıkınca “Geçmiş olsun” telefonu açan kişi değil midir? Ekrem İmamoğlu’nun muhteşem kadrosundan olan İBB Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Yavuz Saltık, o Ahmet Altan’ı evinde ziyaret etmedi mi?

Böyle bir CHP’de herkesi sığdırdınız da bir Sadullah Ergin mi dikkat çekiyor? Oysa Sadullah Ergin, CHP’nin profiline çok uygundur.

Biz, FETÖ/PKK ortak sesi olan Taraf gazetesi konusunda yıllar önce birazdan sayacağım uyarılarda bulunurken, Kemal Kılıçdaroğlu bu gazetenin yöneticileriyle kucaklaşmaktan imtina etmedi.

***

PKK’nın Kandil Dağı’ndaki kampına gidip, röportajlar yapıp, onlarla hatıra fotoğrafları çektirip, dostluk mesajları veren Taraf gazetesinin baş mimarı Ahmet Altan ve Yasemin Çongar’ın en azından düşünce finansörleri bellidir.

Ahmet Altan, PKK’nın Kandil kampından dönüşte, PKK’lı teröristlerin hayatı konusunda duyduğu endişeyi gizlememiş ve adeta ağlamaklı bir tonda şu ifadelerde bulunmuştu:

"Ben o köy evinin kapısında PKK'lılar bırakmadım; aynı odayı paylaştığım, konuştuğum şakalaştığım insanları bıraktım. Salih'i, Bozan'ı, Mizgin'i, Jiyan'ı, Roj'u, Adem'i bıraktım. Bir daha operasyon olursa eğer, sonuçlarını içim titreyerek okuyacağımı biliyorum; tanıdık bir isme rastlamaktan korkarak..."
Türk Ordusuna her türlü saldırıyı yapıp, PKK’lı teröristlere bu satırları yazan Ahmet Altan’a, patronlarını açıklasanız ne olur, açıklamasanız ne olur? Herşey apaçık ortada değil mi?

“Kandil Dağı’na çıkıp PKK’lı teröristlerle şen şakrak muhabbetler yapıp, pozlar vereceksiniz, onları masum insanlar olarak göstereceksiniz ama söz konusu Türk Ordusu olunca yerden yere vuracaksınız.

Siz, hangi demokrasiden bahsediyorsunuz?

PKK’lıları koruyacak, Kürdistan’ı kuracak bir demokrasi anlayışından mı?

TSK’yı anti-demokratik olmakla suçlarken, PKK’yı savunmayı demokrasinin neresine koyuyorsunuz?

Türkiye, demokrasiden, hukuk yolundan asla taviz vermemelidir. Devletin tüm kurumları da, buna özen göstermelidir.

Fakat demokrasi ve hukuk anlayışımız ülkenin bölünmez bütünlüğünü ve Türk milletinin, devletinin menfaatlerini korumalıdır.

Bu demokrasi ve hukuk anlayışı, aynı zamanda bölücü unsurları böcek gibi de ezmelidir.

Dünyanın neresinde demokrasi ve hukuk anlayışı bölücülere destek olarak kullandırılıyor?

Taraf gazetesi, Türkiye’de bunu istiyor.

PKK’ya demokrasi, PKK denen çapulcularla mücadele eden Türk Ordusuna ise her türlü saldırı mübah…”
TARAFINIZ TÜRKİYE OLSUN -24 Haziran 2008)

***

“Kim ne derse desin aylardır gündem Taraf Gazetesi’nin yaptığı haberlerle şekilleniyor. Taraf Gazetesi’nin manşetten duyurduğu tüm haberler gündemin merkezine düşmekte ve tartışmalar onun etrafında yoğunlaşmaktadır.

Haberlerinin çoğu yalanlanan Taraf Gazetesi’nin belirli bir misyon için çıkartılmaya başlandığı artık herkes tarafından kabul edilmiş durumdadır.
O misyonun en belirgin özelliği de TSK düşmanlığı yapmasıdır. Genel yayın politikası ise Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine karşı alerji yüklü muhteva barındırmaktadır.

PKK’dan yana Taraf olan bir gazetenin TSK’dan yana olması mümkün müdür?

O yüzden sürekli bir şekilde TSK’ya saldıran, onu aşağılamaya ve yıpratmaya çalışan bir tarzla hareket etmektedir.

‘PKK’dan yana Taraf olan gazete’ ifademiz çok iddialı ya da iftira tarzı bir yaklaşım değil, bizzat bu gazetenin kendi duruşu ile alakalıdır.

PKK’nın kamplarına kadar gidip dostluk köprüleri kurduğunu belirten bu gazetenin yöneticileri, dönüşte de Türk askerinin bu kamplara karşı düzenleyeceği operasyonlara yönelik "Ben o köy evinin kapısında PKK'lılar bırakmadım; aynı odayı paylaştığım, konuştuğum şakalaştığım insanları bıraktım. Salih'i, Bozan'ı, Mizgin'i, Jiyan'ı, Roj'u, Adem'i bıraktım. Bir daha operasyon olursa eğer, sonuçlarını içim titreyerek okuyacağımı biliyorum; tanıdık bir isme rastlamaktan korkarak..." tarzı yazılar kaleme alıyorsa, burada oluşan niyeti tüm çıplaklığı ile görmeniz mümkündür.

Türk Silah Kuvvetlerine her fırsatta saldıran, PKK’nın çapulcu sürüsünü özgürlük peşinde koşan mazlumlar gibi gösteren Taraf Gazetesi’nin öğrenilecek yeni bir yüzü kalmamıştır.

Tarafı da, görevi de, yaptıkları da ortadadır.”

“Taraf ve benzeri besleme medyanın, TSK’ya psikolojik bir harekât yürüttüğü aşikârdır.

Özellikle son yıllarda artarak devam eden TSK’ya yönelik saldırıların planlı, programlı ve tek merkezden yapıldığı görülmektedir.

Bir ülkenin ordusu ile bu denli uğraşılıyorsa orada muhakkak kötü düşüncelerin hareketliliği söz konusudur. Hele Kandil Dağı’ndaki PKK kahpelerine ağıtlar yakıp, Türk ordusuna her fırsatta saldıranlar bu hareketlilikle ön safta ise günümüzde oynanan oyunları görmekte kimsenin zorlanmaması lazımdır.

Taraf Gazetesi’nin düşüncesi ortadadır ve kimler tarafından maddi-manevi olarak beslendiği de gayet net bilinmektedir.

TSK’yı hedef tahtasına oturtanların en büyük savaşı Türkiye Cumhuriyeti ile yaşanmaktadır. (TARAF’I BELLİ, NİYETİ BELLİ- 30 Haziran 2009)

***

"Kış kışlığını, puşt puştluğunu yapar" misali Taraf gazetesi de yine gayri-milli olmanın gereklerini yapmaya devam etmektedir. En belirgin özellikleri Türklüğe düşmanlık olan Taraf Gazetesi, bu değer etrafında hangi kurum ve kişi varsa onunla mücadele etmeyi birinci vazife edinmiştir. Kendilerine bu görevi veren iç ve dış odaklara karşı oldukça sadakatli olan Taraf Gazetesinin kadrosu, geçtiğimiz gün hedef seçtikleri MHP'ye hem manşetten, hem iç sayfadan çok geniş bir alan ayırarak saldırıya geçmiştir.” (MHP DEMOKRASİ YOLUNDAN YÜRÜYOR, TARAF İHANET YOLUNDAN YÜRÜYOR- 7 Ocak 2011)

***

Biz, 2008 yılında Taraf gazetesi ve Ahmet Altan ile ilgili bu tespitleri yaparken, Kemal Kılıçdaroğlu 2015 yılında Ahmet Altan ile âşıklar gibi böyle kucaklaşıyordu. Ahmet Altan ile böyle kucaklaşan Kemal Kılıçdaroğlu, Sadullah Ergin ile neler yapmaz ki?

Yahu Kemal Kılıçdaroğlu dediğiniz adam 17-25 Aralık operasyonundan iki hafta önce Amerika’da FETÖ’nün imamlarıyla kahvaltılı toplantı yapan kişi değil mi?

Taraf gazetesinin kumpas manşetlerini atan Ahmet Altan’a sahip çıkan, Taraf gazetesi yazarı Yüksel Taşkın’ı CHP’de en üst noktaya getirip, onu CHP İzmir 1. sıra milletvekili adayı yapan, geçmişte Taraf gazetesi yazarlığı da yapan HDP Eş Başkanı Mithat Sancar ile cumhurbaşkanlığı seçimleri için ittifak yapan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan neyin hassasiyetini bekliyorsunuz onu da biz anlamıyoruz. PKK-FETÖ canla başla Kemal Kılıçdaroğlu için kampanya yaparken sizin tek derdiniz Sadullah Ergin mi CHP’liler?

Hele Uğur Dündar’a ne dersiniz? Ekrem İmamoğlu- Kemal Kılıçdaroğlu gibi adamları destekliyor ama çıkmış Sadullah Ergin üzerinden CHP’ye eleştiri getiriyor. Fenerbahçe’ye kumpastan bahsediyor ama FETÖ televizyonu Samanyolu’nda Fenerbahçe aleyhinde spor programı yapan Ekrem İmamoğlu ile sarmaş dolaş olduğundan hiç bahsetmiyor. Klasik takiyeci Uğur Dündar yani…

CHP içinde bir tane gerçek manada Atatürkçü isim gösterecek olan var mı? Maskeli Atatürkçü değil, gerçek Atatürkçü… Sorum bu kadar…