Ekonomik kumpaslar karşısında çıkış yolu arayan hükümetin ABD’li denetim ve danışmanlık şirketi McKinsey ile önce “anlaşacağız” dediği ve daha sonra bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Tüm arkadaşlarımıza söyledim. 'Bunlardan fikri danışmanlık bile almayacaksınız' dedim. Gerek yok, biz bize yeteriz" diyerek noktayı koyduğu konu hala siyasetin gündemindedir. Elbette hükümet bir karar alıp, şartları değerlendirip sonradan vazgeçebilir. Kimi muhalefet bu konuda yol gösterebilir, kimi de tamamen karşı çıkabilir. Bunların hepsi çok doğaldır. Doğal olmayan ise bu konularda sanki çok hassasiyet sahibi gibi, McKinsey’in Türkiye’de gündem olmasından bu yana özellikle İP Genel Başkanı Meral Akşener’in tatavalarını dinlememizdir.

"Bizim milliyetçiliğimiz Ernest Renan'ın soyut milliyetçiliğidir." diyen bu bayan AKP ve MHP’ye öyle bir saldırıyor ki, sanırsın Türk milliyetçiliğinin, ekonominin kitabını yazdı.

"Müslümanlar sadece cinayet işlemesini bilir" düşüncesiyle İslam'ı bilimin önünde en büyük engel olarak gösteren, Türkleri barbar gören, Osmanlı düşmanı, ateist, İslam düşmanı birisini partisine fikir babası yapanın derdi elbette üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir.

MHP Lideri Devlet Bahçeli hariçten gazel okuyan Meral Akşener ve türevleri için “Be hey zır cahiller, pek çok ülkede faaliyeti olan, ülkemizde de yıllardır faal halde bulunan McKinsey bir denetim ve danışmanlık şirketidir. Akıl ve irade milli olduktan sonra istişari nitelikli sunduğu teklif ve görüşlerine ister uyar ve uygularsınız, isterse de teşekkür edip gerisin geriye iade edersiniz. McKinsey’e Duyun-u Umumiye demek, IMF demek, kozmik oda vakası demek, kayyum demek, kapitülasyon demek, cehalet değil, gaflet değil, su katılmamış ümmiliktir. Ve çok tehlikelidir, bizim de itirazımız buna yöneliktir” açıklamasını yaptı.

Kaldı ki, McKinsey kararını alan, sonra da vazgeçen MHP değildir. MHP oynanan ekonomik oyunlar karşısında zil takıp oynamak yerine çıkış ve direniş yolu arayan hükümetin adımlarını yorumlamıştır.

Biz de aklınca “buradan milliyetçilik hissesi kaparım” kurnazlığına girişen ve MHP’ye saldıran Meral Akşener’e hatırlatmalar yaparak, bazı sorular yöneltelim.

McKinsey konusunda madem bu kadar hassasiyet sahibisin de CIA'nin yasal penceresi olarak bilinen National Endowment for Democracy (NED) adlı kuruluşla bağlantılı Denge Denetleme Ağı'nda etkili ve yetkili birini niçin partine kurucu ve daha sonra Başdanışman yapmıştın?

Partine kurucu ve başdanışman yaptığın Selda Tandoğan Demirel’in bağlantılı olduğu kuruluşun özet bilgisi “1983 yılında kurulan NED adlı kuruluş, eski CIA ajanlarının çalıştığı ve özellikle Ortadoğu'ya Amerikan emperyalizminin çıkarları doğrultusunda şekil veren politikaların yaygınlaşmasını sağlamasıyla biliniyor. NED, Türkiye ve benzeri ülkelerdeki STK'lara finans desteği veriyor. 2012'de destek verdiği mali kuruluşlar arasında Taraf gazetesinin de yer aldığı NED, Denge ve Denetleme Ağı'na da 700 bin dolar civarında finans sağlamıştı.” şeklinde iken millete nasıl McKinsey masalları anlatıyorsun?

Tabii bu konu patlayınca hemen Selda Tandoğan Demirel “Partimizde başdanışman yapılmadı” yalanına başvurmuştunuz. Partinizde milletvekili olan kişiye ait Yeniçağ isimli gazetede sayfalarca haber yapılıp, sonra konu ortaya çıkınca silmek zorunda kalmıştınız. Hem de o bayan "Sayın Genel Başkanımızın şahsıma tevdi ettiği, büyük onur olan Genel Başkan Başdanışmanlığı görevi için takdirlerine şükranlarımı sunuyorum" teşekkürünü etmişti.

“Başdanışman yapılmadı” diye inkâr ve yalan yoluna gidilirken, aynı zamanda bayanın parti kurucu olduğunu gizlemeye çalışıyorlardı.

CIA bağlantılı kuruluşlarla çalışan birini niçin kurucu yaptınız, sonra niye başdanışman yaptınız ve sonra Ümit Özdağ’ı kullanarak niye inkâr yoluna gittiniz?

CIA'nin yasal penceresi olarak bilinen National Endowment for Democracy (NED) adlı kuruluşla bağlantılı Denge Denetleme Ağı'nda etkili ve yetkili biri deşifre olduktan sonra partinizden ihraç edildi mi?

Sizce sıkıntı yoksa kurucular kurulu üyesi yaptığınız kişiyi, niye “Başdanışman yapmadık” diye yok sayıyorsunuz. Partinizin kurucular kurulunda yer alan kişi “Başdanışman” olunca mı sıkıntı oluyor?

FETÖ’nin kapatılan gazetesi Taraf’a bile maddi destekleyici olan eski CIA ajanlarının çalıştığı NED adlı kuruluşla bağı olan bu bayan İP’e de bir maddi sponsorluk bulmuş muydu? Gerek MHP’ye operasyon çekerken, gerek İP isimli partinizi kurarken harcadığınız o milyonları kim, neden verdi size?

McKinsey ne MHP’nin kurucusu, ne burada başdanışman…

MHP Lideri Devlet Bahçeli sadece hükümetin ekonomik çıkış adına attığı bir adımı değerlendirmiş ve sınırlarını çizmiştir.

Siz, partinizin kurucuları arasında olan bu bayan kim, çıkın önce onu kamuoyuna açıklayın.

“Cambaza bak” oyunu gibi “McKinsey’e bak, İP kurucusu Selda’yı unut” oyunu oynamayın, zira rezil haldesiniz ve daha çok rezil oluyorsunuz.

Ha bu arada Google'daki milyarlarca maaş aldığı işini bırakarak gelen ve Meral Abla bende başka bir şey gördü. Elimi taşın altına koyacağımı, azimli olduğumu... “ diyerek İP’e katılma macerasını anlatan Taylan Yıldız isminde birisi vardı. Ona ne oldu?

Kurucular kurul üyesi olan bu kişi önce Genel Başkan Yardımcısı yapıldı, sonra “Genel Başkan Danışmanı” seviyesine indirildi. Milletvekili adayı bile gösterilmedi. Neden?

Hakkında Ermeni olduğu iddialarını yalanlamayan, HDP ve Demirtaş’a seçim müziği yapmış olan Kardeş Türküler grubunda bir zaman çalgıcı olan Taylan Yıldız şimdi niçin kızağa çekilmiştir? Yoksa dikkat çekip, başka özelliklerinin de deşifre olacağından mı korkulmaktadır?

McKinsey masallarıyla kafa ütüleyen Meral Akşener, az da bu konular hakkında konuşsun da kimin ne olduğunu daha iyi anlayalım ve kavrayalım.

Prangalarla bağlandığın NATO’yu, CIA’yı, Mason’u, FETÖ’yü, HDP’yi, CHP’yi aşta gel Akşener…

Bize masallar değil, gerçekleri anlat…