Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Van İl Başkanlığı Olağan Kongresinde konuşma yaptı, Osmanağaoğlu konuşmasında “14 Mayıs’ta zillete haddi nasıl bildirildiyse, 28 Mayıs’ta terör örgütleriyle dahi işbirliğine girecek kadar gözü kararmış olan hırs müptelaları nasıl kaybetmişse, inşallah Mart 2024’te de Türk milleti kaybetmenin acısını zillette ısrar edenlere yine tattıracaktır.  Bu millete düşmanlık besleyenler kaybedecektir. Birbirinin eksiğini arayarak koltuk kapma telaşına düşenler elbette zillet olarak anılmaya mahkum olacaktır.” İfadelerini kullandı.

MHP’li Tamer Osmanağaoğlu’nun konuşmasının tamamı:

Değerli MYK Üyem, Saygıdeğer İl Başkanım, Kıymetli İlçe Başkanlarım, Hanımefendiler, Beyefendiler hepinizi saygı ve muhabbetlerimle selamlıyorum. Sözlerimin başında; siz Vanlı hemşerilerimize Liderimiz, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin selamlarını, muhabbetlerini arz etmek isterim. Yine sözlerimin başında bu mümbit topraklarda bulunmaktan, gönül heybemi nasibimce dolduracak olmanın verdiği huzurdan, sizlerle birlikte olmaktan duyduğum mutluluğu da ifade etmek isterim.

YILANLAR YOL ALMAKTA, ÇIYANLAR FIRSAT KOLLAMAKTADIR

Değerli dava Arkadaşlarım; 14. Büyük Kurultayımıza Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçelinin liderliğinde adım adım yaklaşmanın heyecanını yaşıyoruz. Elbette yaşadığımız heyecan sadece bu değil. Cumhuriyet’imizin 100. Yılında, yeni yüzyıla Türk mührünü vuracak olan kadroların şekillenmesine de hep birlikte şahitlik etmenin, bu kutlu mücadelenin bir neferi olmanın hazzını da hep birlikte yaşıyoruz. Hiç şüphe yok ki Türk ve Türkiye Yüzyılını kucaklamayı beklerken; huzur soluyan evleriyle, umutları birbirine bağlayan yollarıyla, göğün maviliğini bağrına basan gölüyle Van’ın, Vanlı hemşerilerimin varlığı cesaret veriyor, umut vadediyor. Dört bir yanı ateşten bir çemberle kuşatılmış bu toprakların; umudunu kaybetmiş insanlığa umut olduğu, gelecek hayali kuramayanlara ilham olduğu da şüphe götürmez bir gerçektir.  Şükürler olsun fikir demlenmiş, yürekte kopan fırtına dile gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti nerede olursa olsun fitnenin bağrına ok gibi saplanmaktadır. İninde zehir üretenleri kendi zehrinde boğmaktadır. Ne var ki binlerce kilometre ötede de olsa, onlarca kilometre yanımızda da olsa mezalim bitmemektedir. Zulüm halen nefes almaktadır. Yılanlar yol almakta, çıyanlar fırsat kollamaktadır.  Öyle ki sükûnun eşsiz iklimine tam 100 yıldır hasret kalan topraklar artık kan ve gözyaşının yuvası haline gelmiş vaziyettedir. Maalesef yoluna adakların adandığı, hasretle gelişi gözlenen huzur Müslüman Âlemine halen oldukça uzak bir mesafededir. Dünyanın en büyük açık hava hapishanesi olarak tanımlanan Gazze’de mazlumların kanı dökülmekte, ağzı emzikli küçücük yavruların nefesi kesilmektedir.

Bu noktada; Türk milletinin gönlünden geçenlere tercüman olan, bugün yaşanan zulmünün muhataplarına ibretlik bir ders niteliği taşıyan,  Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin şu sözlerini bir kez daha hatırlatmak isterim:

               “Ne zaman ecdadımız Filistin topraklarından çekilmiş, ne zaman fitne, melanet ve ihanet çevikleşmiş, işte o zaman kriz, kavga, karışıklık ve karmaşa dalga dalga büyüyerek bugünlere kadar gelmiştir.

               Kimden gelirse gelsin, maksadı ne olursa olsun, kadın-çocuk ve yaşlı demeden savunmasız insanların hedef alınması felakettir, bunun yanında barış çabalarına vurulmuş prangadır, çözüm arayışlarını da dinamitlemektir. Sivil can kayıplarının haklı ve geçerli bir bahanesi olmaz, olamaz.

               Haksızlıklara çanak tutularak, insanlık vicdanını yaralayarak, inanç ve insan hürriyetini sakatlayarak meşru ve hukuki bir hakkın savunması yapılmaz, yapılamaz.”

İşte bu bakış açısı Türk milletinin bakış açısıdır. İşte bu akıl Türk devletinin asırları aşan aklıdır. Sadece Türk milletinin değil; sömürülen, ahı alınan, kanı dökülen mazlum coğrafyalarda yaşayan tüm insanlığın umutla Türkiye’ye yönünü çevirmesinin sebebi, işte bu bakış açımızdır. Milliyetçi Hareket Partisini Türk milletinin umut çeşmesi haline getiren, Türkiye Cumhuriyetini beklenen yapan da bu engin aklın ta kendisidir. Şükürler olsun ki; huzurun toprağı Cumhur İttifakıyla sürülmeye başlanmış, Türk devleti tohum ekmek için gün saymaktadır. Bu topraklardan yükselecek gücün geçmiş asırlarda olduğu gibi gelecek asırlarda da insanlığa umut olacağında şüphe yoktur. Engellemeler yok mudur? Elbette vardır. Yürüyüşümüzde ayağımıza çelme takmaya çalışanlar yok mudur? Elbette vardır. Şevkimizi kırmaya çalışanlar, cesaretimizi söndürmeye çalışanlar yok mudur? Elbette vardır. Bundan sonra olacaktır da. Ama inanın! Günleri değirmen gibi öğüten takvim yaprakları Türk ve Türkiye yüzyılına her gün bir adım daha bizi yaklaştırmaktadır.

Zihni istifhamlarla dolu olanların bizi anlamasını, kalbi kinle dolu olanların söylediklerimizi idrak edebilmesini elbette beklemiyoruz. Biliyoruz ki ne aradığını bilmeyen ne bulduğunun da farkında olamayacaktır.

Tefekkür pınarından nasibini almayanların; Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin “Benim Aklım hep Türkiye’dir” sözünü anlamasını da ummuyoruz.       Ama biliyoruz ki; Cumhuriyet’imizin 100. Yılında, üzerimize gelen asra gerektiği gibi hazırlanmazsak umutlarımızın kanatları tutuşacak, üzerimize doludizgin gelen bu asra hazırlıksız yakalanmakla yüz yüz kalacağız.  Görüyorum ki Van bu mücadeleye hazırdır. Biliyorum ki Vanlı ülküdaşlarım bu kutlu mücadelede üzerine düşen sorumluluğun farkındadır.

VAN 14 MAYISTA ZİLLETE HADDİNİ NASIL BİLDİRDİYSE ŞİMDİDE BİLDİRECEKTİR

14 Mayıs’ta zillete haddi nasıl bildirildiyse, 28 Mayıs’ta terör örgütleriyle dahi işbirliğine girecek kadar gözü kararmış olan hırs müptelaları nasıl kaybetmişse, inşallah Mart 2024’te de Türk milleti kaybetmenin acısını zillette ısrar edenlere yine tattıracaktır.         Bu millete düşmanlık besleyenler kaybedecektir. Birbirinin eksiğini arayarak koltuk kapma telaşına düşenler elbette zillet olarak anılmaya mahkum olacaktır. Tereddütle gittikleri yerden huzurla dönebileceklerini sananlar hayal kırıklığına uğramaya devam edecektir.  O yüzden tekrar ifade etmek isterim ki; sonu hayal kırıklığı olan yoldan dönmek isteyenler 3 hilalin gölgesi hepimize yetecek kadar ihtişamlıdır.   Tereddütle gittiğiniz yerden huzurla dönebileceğiniz tek adres olan Milliyetçi Hareket Partisi’nin kapısı milletimize mensubiyet şuuruyla aidiyet hisseden herkese sonuna kadar açıktır.

               Hünkar Hacı Bektaş-ı Velinin gibi:

               “Sevgi muhabbet kaynar, yanan ocağımızda,

               Bülbüller şevke gelir, gül açar bağımızda.

               Hırslar, kinler yok olur, aşkla meydanımızda,

               Aslanlarla ceylanlar, dosttur kucağımızda.”

Değerli Dava Arkadaşlarım, Kıymetli Vanlı Hemşerilerim: İnanıyorum ki bu kongremiz ile birlikte Van’da yeni bir dönem başlayacaktır.  İnanıyorum ki ecdadın emanetini, erenlerin öğüdünü başının tacı yapan her bir dava arkadaşım çalmadık kapı, sıkmadık el, girmedik gönül bırakmayacaktır. Bu vesileyle kongremizin hayırlara vesile olmasını diliyor, sabırla dinlediğiniz için de ayrıca teşekkür ediyorum. Sağ olun var olun. Hepiniz Allah’a emanet olun.

Editör: Bilge Güler