14 Mayıs seçim sonuçlarının hırpaladığı CHP ve İP seçimin ertesinden itibaren ayakta kalabilmek için şapkadan tavşan çıkarmaya çalışıyor. Çeşitli kent meydanlarında sergiledikleri cambaza bak oyunu tutmayan bu partiler seçmen kitlesini etkilemek için şimdi de şapkadan tavşan çıkarmaya çalışıyor.

CHP, değişim sancısını bölünmeden atlatmak istiyor, İP ise CHP ile olan ortaklığını şantaj ve tehditlerle perçinlemeye çalışıyor. Seçim sonuçlarından hiçbiri memnun olmuyor ama seçimin faturasını da kimse üstlenmiyor.

CHP, tavşan adaylarla sözde demokratik bir kongre yaparak Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğunu korumaya çalışıyor. Özgür Özel ve Örsan Öymen gibi isimlerle CHP seçmeninin gözü boyanıp, “CHP yine Kılıçdaroğlu’nu seçti” algısının mücadelesi veriliyor.

CHP’de yaşanacak bir değişimin isimden öte vizyon odaklı olması gerektiğinin üzeri örtülmek isteniyor. CHP’nin öze dönüş yaşayacağı bir değişimde mevcut yönetimin siyasete veda edeceği çok iyi biliniyor. Bu sebepten dolayı içsel bir değişimden öte görsel bir değişim yaparak sihirbazlığa soyunuluyor.

Kılıçdaroğlu’nun gidip Özel ve Öymen’in yerine geldiği bir CHP’nin daha milli bir çizgide siyaset izlemesi mi bekleniyor?

Ya da olası bir Genel Başkan değişikliğinde HDP’ye bakışın değişebileceği mi düşünülüyor?

Yahut, CHP’nin parti görünümlü marjinal gruplarla arasına mesafe koyması mı arzu ediliyor?

Tabii ki hayır. Belki de bunlara daha sıkı sıkıya bağlı bir CHP’nin inşası hedefleniyor. Kılıçdaroğlu’nun dönüştürdüğü CHP’nin daha da pekiştirilmesi ve kuruluş kodlarından kağıt üzerinde de koparılması hayal ediliyor. Her hâlükârda CHP’nin öze dönüşü planlanmıyor. Kısa vadede hesap edilen tek planın değişim sancısından kurtulmak olduğu görülüyor. Kavga ve dövüşle de olsa CHP aslında değişmek için değil, milli rota aleyhine daha sert dönüşmek için kavga veriyor. Kongre salonlarında birbirine yumruk sallayan CHP’liler de partiyi kurtardıklarını sanıyor…

Böylesine bir krizin ve iç kargaşanın yaşandığı CHP’den “hezimet ganimeti” almak isteyen ittifak ortakları da boş durmuyor. Önümüzdeki yerel seçimler için yeni bir hezimet hikayesi dayatılarak şantaj yapılıyor. İP’in son bir aydır dilinden düşürmediği “seçimlere ayrı girme” pazarlığı CHP’nin büyük kongresi yaklaştıkça daha da artıyor. Hazır CHP kaos ve kriz halindeyken yangından kalan son parçaları da kaçırmak istiyor.

İP, aldığı son kararla 81 ilin tüm ilçelerinde ayrı aday göstereceklerini açıklıyor. Ortaklığı bitirme yönündeki açıklamaların ilkesel bir uzaklaşma olmadığı gayet net anlaşılıyor. Bugüne kadar HDP ile bağ ve derin ilişkisinden ötürü ittifakı bozmayan İP yerel seçimler için ayrı aday çıkaracağını söylüyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bölücülerle olan pazarlığını görmezden gelen Akşener, yerel seçimler için “herkes kendi yoluna” diyor. Şimdiye kadar CHP’den yapılan bölücü ve ayrılıkçı ifadelere tepki göstererek ittifakı bozmayan İP, bugünlerde ayrı aday şantajı yapıyor.

İP Başkanı Meral Akşener’in ilkesel olmayan bu ayrılığının tamamen koltuk ve menfaat üzerine kurulu olduğu partisine oy verenler tarafından da sorgulanıyor. İP seçmenleri günlerdir şu soruların cevabını arıyor;

Madem ayrı adaylarla kazanabiliyorduk o zaman 2019 yerel seçimlerinde neden ortak aday çıkardık?

Madem masaya tekmeye vuracaktık o zaman neden 2 Mart’ta kalktığımız masaya 6 Mart’ta tekrar oturduk?

Madem ittifak siyasetine karşıydık o zaman neden üç seçimdir ittifak yaparak seçimlere katıldık?

İşte, CHP ve İP’in şapkadan tavşan çıkarmaya çalıştığı bu illüzyon gösterisi artık seyirci bulmuyor. Bu yüzden ittifak ortakları biletleri ellerinde kalan müflis tüccarlar gibi birbirine saldırıyor.