CHP’den istifa eden üç milletvekili, zilletin şaftını kaydırmış görünüyor. Zira gelen açıklamalar, büyük bir açmazın içine düştüklerini, ne yapacaklarını şaşırdıklarını ve merdi kıpti misali şecaat arz ederken sirkatin söylediklerini gösteriyor.

NEDEN İSTİFA ETTİKLERİNİ SÖYLEDİLER

İstifacılar gerekçelerini net olarak ortaya koydular. CHP’nin terör partisi HDP ile iş birliğinden rahatsız olduklarını ve bir düzelme emaresi göremedikleri için ayrılmak durumunda kaldıklarını söylediler. Muharrem İnce de ayrı bir hareket başlatma noktasına gelmesini, CHP’nin savrulması ve Atatürk’ün partisi olma özelliğini kaybetmesi olarak izah ediyor. Kaldı ki, CHP’nin bu hazin gidişinden rahatsız olanlar sadece Muharrem İnce ve istifa eden 3 milletvekili değildir. Partinin tabanında da bir kaynama var ve hızlı bir erime sürecine girildiğini akıl ve izan sahibi herkes görüyor ve söylüyor. CHP’den ümit kesen başkalarının da olduğu, onların da yeni parti arayışlarına girdiği, siyaseti takip eden herkes tarafından biliniyor.

CHP’NİN DÖNMEDİĞİ YOL

Bu açık ve kesin gerçekler orta yerde dururken, CHP’nin gerçekleri saptırmakta özgür, milletin aklıyla alay eden senaryolar yazmakta özel grup başkanvekilinin bu istifaları, “saray operasyonu” olarak izah etmeye çalışması pişkinliğin ötesindedir. Açıklamasının asıl ciddiye alınacak kısmı, “CHP yolundan dönmeyecektir” cümlesidir.

CHP’nin dönmeyeceği yolun ne olduğu artık malumdur. Bu cümle çok ciddi bir milli güvenlik sorunu hâline gelmesinin yetmeyeceğini ve bu gaflet ve dalaletin daha da ileri giderek, ihanetin yeni versiyonlarının ortaya çıkacağını bize söylüyor.

ÖMRÜ PARTİ DEĞİŞTİRMEKLE GEÇTİ

Aynı yolun yolcusu oldukları için CHP’nin bu hazin durumu İP’i de çok yakından ilgilendiriyor. Nitekim, İP’in Başkanı istifalardan çok telaşlanmış, zilletin kan kaybetmesi karşısında paniklemiş ve bir defa daha kendini ele vermiştir.

CHP’deki istifalar için “Bu istifa eden arkadaşlarımız da alacakları tutumla seçmene cevap verecekler” demiş. Bir defa daha ve altını çizerek tekrarlayalım:

İstifa eden arkadaşları seçmene cevap vereceklermiş. Şu işe bakın; bunu, ömrü parti değiştirmekle, istifa etmek ve ettirmekle geçmiş birisi söylüyor. Eğer istifa edenler seçmene gerçekten cevap vermek, hesap vermek gibi bir sorumluluk hissetseydi, acaba hâliniz nice olurdu? MHP öncesi siyasi hayatınızdaki parti değiştirmeleri bir kenara bıraktık. Bırakın parti değiştirmeyi, bir partiyi ele geçirmek için yaptığınız tarla kurultaylarını, FETÖ kaynaklı yargı operasyonlarını bu lafın neresine koyuyorsunuz?

O süreçte sizinle birlikte hareket eden 4 milletvekili için seçmen, milli irade, siyasi ahlak hiç aklınıza geldi mi?

DURUMA GÖRE MİLLİ İRADE OLUR MU?

Ya sonrasında yaşananlar. Grup kurabilmeniz için CHP’den size siparişle gelen 15 milletvekilinin seçmeni yok muydu? Onlar size gökyüzünden mi düştü, yoksa yerden mi bitti?

Belki de dünya siyaset tarihinde görülmemiş bu garabeti hangi seçmen iradesiyle, hangi siyasi etikle, hangi demokrasi ve hatta vicdanla izah ediyorsunuz? Zorla gönderildiklerini ağlayarak kendileri söylemediler mi? Seçmen, milli irade, siyasi ahlak o sıralarda izne mi çıkmıştı?

Ya kendi partinizin içinden sırf terör partisi HDP ile yol yürümenize itiraz ettikleri için, verdiğiniz sözlerden vazgeçip CHP ile birlikte ülkenin felaketine katkı yaptığınız için kapının önüne koyduğunuz milletvekillerini ne yapacaksınız?

Onların seçmeni yok muydu? Ağaç kovuğundan mı çıkmışlardı? Onların seçmenine hesabı kim verecek? Milli irade duruma göre, hesaba göre, menfaate göre mi şekil alıyor?

DAHA ÇOK BEKLERSİNİZ

Bütün bunları getirip erken seçime bağlamak ise ayrı bir tiyatrodur. İP Başkanı 21 Haziran’da erken seçim bekliyormuş. Daha çok beklersiniz.

Aslında verilen tarihin bir kısmı doğru. Haziranda seçim çok yüksek ihtimal, hatta neredeyse kesin.

Ancak, bu 2023 yılının Haziranı. Kötülüklerin ortadan kalkmasına gelince. Aslında bunun yolunu Sayın Devlet Bahçeli size gösterdi, daha sonra da hatırlattı. Bu yükü artık taşıyamıyorsunuz.

Bu millete artık hesap veremiyorsunuz. Türk siyasetinde görülmemiş, duyulmamış yanlışlara imza atmakla kalmıyor, ülkeye ve millete büyük kötülükler ediyorsunuz. Bu ülke ve milletle meselesi olan içeride ve dışarıda her kim varsa, tamamının ümidi hâline geldiniz.

Bu normal bir durum değil. Çırpındıkça batıyor, battıkça çırpınıyorsunuz. Yazının başında da belirttiğim gibi, merdi kıpti misali şecaat arz ederken sirkatin söylüyor, kendi kendinizi ele veriyorsunuz.

Bu ülkede seçmenden, milli iradeden söz etmeden önce dönüp bir aynaya bakmanız, sicilinizi hatırlamanız gerekir. Sonrasında da yapacağınız şey bellidir. Daha zor durumlara düşmeden, daha fazla bu milletin aklıyla alay etmeden evinize dönün. Hem siz kurtulun, hem memleket kurtulsun.