Kemal Kılıçdaroğlu gerçekten ilginç, tuhaf ve akılları zorlayan bir siyasetçi…

Her olayda bu yönünü çok net gösteriyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün emanet ettiği partiyi bugün bölücü ve teröristlerin avukatı haline getirdi. Bunu yaparken de ne utandı, ne de sıkıldı. Özellikle son dört yıldır CHP sürekli HDP ve pkk ile anılıyor. Türkiye’de CHP gibi hiç kimse HDP ve pkk savunuculuğu yapmıyor. “Özgürlük” diyor, “demokrasi” diyor, “insan hakları” diyor ama her bağlantısını HDP ve pkk’ya hak kazandırmak ve onları korumak için tamamlıyor.

Terör örgütü pkk’nın televizyon ve gazeteleri kapatıldı.

İlk feryat eden CHP…

Terör örgütü pkk’ya hizmet taşıyan HDP’li belediyelere kayyum atandı.

İlk çılgına dönen CHP…

Kandil ve İmralı arasında mekik dokuyan HDP’li sözde siyasetçiler tutuklandı.

İlk ağıt yakan yine CHP…

Türk devleti Afrin’de YPG’ye (pkk) operasyon yaptı. HDP ve pkk’dan önce, Meral Akşener’in partisinden sonra operasyona karşı çıktığını ifade eden yine bu CHP olmuştu.

Referandumda HDP ile beraber hakaret etti. Genel seçimlerde CHP’li yöneticiler barajı aşması için her aileden bir kişinin HDP’ye oy vermesi çağrısında bulundu.

HDP ve terör örgütü pkk’yı ilgilendiren ne kadar konu varsa tercihini hep onlardan yana kullandı. Bu Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye’nin en büyük şehri olan İstanbul’a HDP ve pkk sevdasını hiç esirgemeyen bir bayanı il başkanı olarak atayarak zaten gönlünün kimden yana olduğunu herkese bir kez daha gösterdi.

Gönlü pkk’dan yana…

Tavrı HDP’den yana… Fakat dalga geçer gibi terör örgütü pkk’nın şehit ettiği askerlerimizin ailesine taziye ziyaretlerine gidiyor, cenaze törenlerine çelenk yolluyor. Kemal Kılıçdaroğlu ne diyor acaba “Bizim çocukların eylem sonuçlarını yerinde göreyim” diye mi düşünüyor?

Zaten ya gönderdiği çelengi parçalıyorlar ya da bizzat kendisine tepki gösteriyorlar.

Kemal Kılıçdaroğlu geçen gün yine dalga geçer gibi bir şehit ailesinin evine taziye için gitti. Orada bir şehit yakını "Senin ittifak yaptığın kişiler yeğenimi öldürdü. Şerefsizler!" diyerek Kemal Kılıçdaroğlu’na büyük tepki gösterdi.

Gerçekten her şeyi tuhaf, en büyük tuhaflığı da burada kendini gösteriyor. Hem CHP’yi HDP ve terör örgütü pkk’nın sözcüsü, avukatı haline getir hem de hiçbir şey olmamış gibi şehit ailesine taziye ziyaretine git…

Gerçekten hangi duygular içinde gidiyor çok merak ediyorum. Üzüntü duyduğunu hiç düşünmüyorum. Sadece aklınca terör örgütlerine sahip çıkan tutumunu perdelemeye çalışıyor. Ama mızrak nasıl çuvala sığmıyorsa, Kemal Kılıçdaroğlu’nun maskesi de yüzünü kapatmaya yetmiyor.

Şehidin evine gidiyor ama Kobani’de öldürülen teröristin cenazesini karşılayıp hüngür hüngür ağlayan Gamze Akkuş İlgezdi bugün CHP Genel Başkan yardımcısı, Sezgin Tanrıkulu’da CHP İstanbul milletvekilidir.

Askerimizi, polisimizi şehit edene sahip çıkıyorsanız, şehidimizin evini niye kirletiyorsunuz?

Kemal Kılıçdaroğlu gerçekten amacın nedir?

Şehitlerimizle, onların geride bıraktığı emanetlerle dalga mı geçmek mi?

Ya şehitlerimizle dalga geçmeyi bırak ya da açıkça “Kandil’in daha büyük partisi biziz” açıklamasıyla safını netleştir.

Nedir bu ikiyüzlülük?

Hem katile destek oluyor hem de şehit istismarı yapıyorsun?

Sende siyasi ahlak ve vicdan varsa bir daha bir şehit ailesinin elini sıkmadan önce pkk’lı Selahattin Demirtaş’a ziyarete giden ne kadar CHP milletvekili varsa ihraç edersin, terörist cenazesinde ağıtlar yakan Gamze Akkuş İlgezdi ve Sezgin Tanrıkulu’nu CHP’nin kapısından içeri almazsın, “HDP barajı aşsın” diye oy isteyen CHP’li yetkililerin yüzüne tükürürsün…

Ama sende bunu yapacak milli duruş ve milli şuur nerede?

Sen ki, pkk’nın Suriye kolu ypg’yi “Bize göre terör örgütü değil. Vatanını korumaya çalışan oluşum” olarak gören birisin…

Bak, AKP geçmişindeki HDP-pkk tavizlerini bir kenara bıraktı. MHP ile terörle mücadele konusunda bir duruş birlikteliği sağladı ve Afrin’de sizin 4600 terörist yoldaşınızı toprağa gömdü. Türkiye’nin her yerinde de tavizsiz terörle mücadele devam ediyor.

Terör yaltakçısı HDP ve terör örgütü pkk’ya sahip çıkma konusunda düzelmiyorsanız da şehitlerimizden, gazilerimizden uzak durun. Çünkü siz şehitlerimizin katilleri ve gazilerimizi yaralayanlarla şu an ittifak halindesiniz.

Tuhafsın, ilginçsin ama bunu şehitlerimiz üzerinde denemeyecek kadar da ölçülü olmalısın. Yoksa günün birinde bir şehit yakını daha ağır konuşur ve oturduğun yerden bir daha kalkamazsın.