Fırat’ın doğusunun da terör örgütlerinden temizlenmesi gerektiğini aklı başında olan herkes söylüyor. Tek istisna CHP ve yancıları oldu. Bu şer cephesi, Fırat’ın batısı için yapılan operasyonlara da karşı çıktı. Hazırlıklıyız, kararlıyız, tecrübeliyiz ve hazırız. Artık zamanı geldi.

Türkiye içeride her ne kadar CHP ve yancılarının kirli oyunlarına ve onlara eklenen eski siyasetçilerin parti kurma çabalarına takılıp kalmış olsa da, asıl gündem hiç kuşkusuz terörle yaptığımız büyük mücadelenin sınır ötesinde de sonuca ulaşmasıdır. Bundan kastımız, sınır dışındaki terör kampları değildir. Oraları zaten dümdüz ettik ve bu katil sürüsünün kaçacağı, saklanacağı yer kalmadı. Sıra, Fırat’ın doğusu ve burada mutlaka hayata geçirmek zorunda olduğumuz güvenli bölgenin kurulmasındadır.  

FIRAT’IN BATISINI TEMİZLEDİK

          Daha önce benzer sorun Fırat’ın batısında vardı. Açık şekilde PKK’ya Akdeniz’e inme koridoru açılmak isteniyordu. Güney sınırımız olduğu gibi terör örgütünün kontrolüne bırakılacaktı. Hiçbir şart altında buna müsaade etmeyeceğimizi dünyaya ilan ettik. Başta ABD olmak üzere müttefiklerimize, bölgede bulunan ülkelere taleplerimizi, önceliklerimizi uzun uzun anlattık. Ortak hareket etme teklifinde bulunduk. Bin dereden su getirdiler. Her şeyi yokuşa sürdüler. Bu arada PKK uzantılarına ağır silahlar verdiler, getirdikleri ağır iş makineleri ile mevziler kazdılar, yüksek teknoloji ve mühendislik gerektiren sığınıklar yaptılar. Maksatları, bölgedeki teröristlere direnecekleri bir imkân sunmak ve Türkiye’nin buralara girmesini imkânsız hale getirmekti. Arka arkaya gerçekleştirdiğimiz Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı Operasyonları ile bu katil sürüsünü kazdıkları mevzilere, saklandıkları sığınaklara gömdük. Akdeniz’e inme oyununu bozduk. Fırat’ın batısında oluşturulan güvenli bölge, hem sınır güvenliğimizi sağlamamızı kolaylaştırdı, hem de Suriye göçmenlerinin önemli bir kısmına ev sahipliği yaptı. Menbiç’in de bu operasyonlar sırasında temizlenmesi gerekiyordu. ABD bu temizliği kendisinin yapacağını söyleyerek bizi oyaladı. Şimdi geriye baktığımız zaman, ABD’ye inanmakla hata yaptığımızı görüyoruz.

CHP VE YANCILARI RAHATSIZ OLDU

         Bütün bunlar olurken, hiç geç kalınmadan Fırat’ın doğusunun da terör örgütlerinden temizlenmesi gerektiğini aklı başında olan herkes söyledi. Tek istisna, CHP ve yancıları oldu. Bu şer cephesi Fırat’ın batısı için yapılan operasyonlara da karşı çıktı. Engellemek, milletin zihnini bulandırmak için akla ziyan şeyler söylediler. “Ne işimiz var orada” açıklaması yaparak terör örgütlerinin sözcülüğüne soyundular. Hiç utanmadan, sıkılmadan aynı şeyi şimdi de Fırat’ın doğusu için söylüyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu, ABD’nin bir terör devleti kurdurmak için her türlü oyunu oynadığı PKK’nın Suriye uzantısı YPG’yi terör örgütü olarak görmediğini söyleyecek kadar ileri gitti. PKK’nın siyasi kanadı HDP ile seçim iş birliği yapıp, Kandilli katillerin övgü ve desteklerine mazhar oldular. ABD, CHP, İP, HDP, Kandil aynı rezillikte, aynı ihanette buluştular. Şimdi onlara AK Parti’nin eskileri de eklendi.

SAVAŞ UÇAKLARIMIZ SURİYE’DE

         Kim ne yaparsa yapsın, kim ne söylerse söylesin. Ne ABD, ne CHP ve yancıları Fırat’ın doğusunun da terörden temizlenmesine, orada bir güvenli bölge kurulmasına engel olamayacaklar. Sayın Cumhurbaşkanının söyledikleri bizim için teminattır. Gereğinin yapılmasının artık zamanı gelmiştir. ABD’nin bize verdiği sözleri tutmayacağı, Menbiç benzeri oyalamalarla zaman kazanıp, kanlı planını hayata geçirmek istediği kesinleşmiştir. Belli ki, sınırımızın ötesindeki teröristlere yine mevziler kazdırıyor, sığınak yapıyor ve her türlü silahı veriyorlar. Bu da yetmiyor, koruyup kolluyor ve eğitiyorlar. Bunların hiçbiri fayda etmeyecektir. Verilen son süre dolmak üzeredir. Sayın Cumhurbaşkanının ABD’deki temaslarına paralel olarak Türk Silahlı Kuvvetleri de bölgeye yığınak yapmaktadır. Savaş uçaklarımızın Suriye üzerindeki uçuşu, hem bir kararlılık gösterisi, hem de bir keşif ve son hazırlık planıdır ve çok yerinde ve isabetlidir.

KİMSENİN İTİRAZI OLAMAZ

         Hazırlıklıyız, kararlıyız, tecrübeliyiz ve hazırız. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay’ın, "Ülkemizi tehdit eden terör nerede olursa olsun, Fırat'ın doğusu-batısı, yurt içi-yurt dışı, her şekilde kaynağında bertaraf edeceğiz. Çünkü bizim Diyarbakır'daki gözü yaşlı annelere sözümüz var. Şehitlerimizin emanetlerine, gazilerimize sorumluluğumuz var" açıklaması, ne yaptığımızın, niye yaptığımızın izahıdır. Bu ihanete, bu kalleşliğe, bu katillere daha fazla tahammülümüz kalmamıştır. CHP ve yancılarının telaşı boşunadır. ABD’nin kanlı oyunları sonuca ulaşamayacaktır. Türkiye’nin bekası, her şeyin önünde ve üzerindedir. Hiçbir ülkenin, hiçbir partinin Türkiye’nin bekasına yönelik bu tehdidi yok etmesine, terörü ezmesine, kendi milli güvenliğini her şeyin üstünde tutmasına itirazı olamaz, olsa da bir şey ifade etmez. Nitekim, artık ne ABD’yi dinleyecek sabrımız, ne CHP ve yancılarını ciddiye alacak vaktimiz kalmamıştır.

BUNU YAPMAMIZ ŞART

         Ne olacağı bellidir. Fırat Kalkanı'nda, Zeytin Dalı'nda ne olduysa aynı şeyler yaşanacaktır. Kazdıkları mevziler başlarına yıkılacak, saklandıkları delikler mezarları olacaktır. Türkiye’nin huzuru ve güvenliği buna bağlıdır. Suriye’den yeni göç dalgasının yaşanmaması, gelmiş olanların güvenle geri gönderilmeleri için bunu yapmamız şarttır.