Herkes aksini söyleyip, heyecanı yükseltmeye çabalarken, Sayın Devlet Bahçeli çıkıp nelerin olabileceği konusunda tarihi bir uyarı yapmakla kalmadı, tavrını net biçimde ortaya koydu.

 İstanbul seçimlerine artık sayılı günler kaldı. Ortalığa saçılan bilgi, belge, yalan, istismar ve tezgahlar, bu kadim şehrin CHP ve yancılarına hiçbir şart altında teslim edilemeyeceğini net biçimde belgeliyor. Bir dediği diğerini tutmayan, hiçbir güven telkin etmeyen, devlet görevlilerine işine gelmeyen en küçük bir gelişmede kolaylıkla en ağır hakareti yapabilen, kibirli, öfkeli, çap ve yeteneği son derece sınırlı ve nereden gelip nereye gittiğini kendisi bile izah edemeyen birisine İstanbul nasıl teslim edilir?

ESAS ALINAN ÖLÇÜ

  Hala anlamayan, hala kafasında soru işareti olan varsa, ortak yayın tiyatrosuna biraz dikkatli baksınlar ne olduğunu göreceklerdir. Yayının içeriğine girmiyoruz. Seyredenler bir sonuç çıkarmışlardır.Kaldı ki, genel kanaat moderatörün çabaları ile her şeyin konuşulmasına, gerçeklerin ortaya çıkarılmasına izin verilmediği yönündedir. Bizi ilgilendiren, adayların samimiyeti ve ciddiyeti ve çapıdır. Daha önce yazdığımı, televizyon ekranlarından söylediğimi bir defa daha tekrar edeyim: Bilgi, beceri, vizyon, çap, yetenek, tecrübe gibi değerler esas alınarak bir tercih yapılacak olsa, Binali Yıldırım açık ara seçimi kazanır. Bu ölçüler içinde Ekrem İmamoğlu’nun bırakın seçim kazanmasını, sahaya çıkması bile büyük cesarettir. Ancak çok iyi biliyoruz ki, esas alınan ölçü İstanbul’a kimin daha iyi hizmet edeceği değildir. Karanlık senaryolar devrededir. Seçmenin zihni bulandırılmaktadır. PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerinin talep ve beklentileri aleni şekilde ilan edilmekte ve karşılık bulmaktadır. Bu bir iddia değil, daha dün Selahattin Demirtaş’ın açıklamaları ile somutlanmış, kesin ve tartışılmaz bir gerçektir. Bu ülke ve milletle meselesi olan içeride ve dışarıda her kim varsa, hepsi Ekrem İmamoğlu üzerinde birleşmişlerdir. Bunun böyle olmadığını hiç kimse söyleyemez.

YANLIŞ EN BAŞTA YAPILDI

  Türk milletinden bu gerçekler kaçırılıyor. Bir algı operasyonu ile yanlışı doğru olarak gösteriyor ve sonuç almaya çabalıyorlar. Adaylar arasındaki tartışma programı bu gerçeklerin ortaya çıkması için tarihi bir fırsat olabilirdi. Ancak, daha ilk halede dağ fare doğurdu. Moderatör olarak seçilen isimle, bu işin olmayacağı başından belliydi. Nitekim, herkes aksini söyleyip, heyecanı yükseltmeye çabalarken, Sayın Devlet Bahçeli çıkıp nelerin olabileceği konusunda tarihi bir uyarı yapmakla kalmadı, tavrını net biçimde ortaya koydu ve şu açıklamayı yaptı:

TARAFSIZ DEĞİL, SAMİMİ DEĞİL

  “Sayın Binali Yıldırım ile Sayın Ekrem İmamoğlu’nun 16 Haziran 2019 Pazar günü saat 21.00’de televizyonda karşı karşıya gelecekleri, moderatörün de sözde gazeteci İsmail Küçükkaya’nın olacağı bugün belli olmuştur. Hayret etmemek mümkün değildir! İsmail Küçükkaya’nın hangi vasıflarından dolayı böylesi önemli bir program için tercih edildiğini anlayabilmiş değilim. Bu şahsın Cumhur İttifakı ve MHP’ye husumet besleyen tavrı açıktır, bilinmektedir. Tarafsız değildir, samimi değildir, yeterli hiç değildir. Kaldı ki, FOX TV’nin yayın çizgisi de bulanık ve sorunludur. Şayet İsmail Küçükkaya’nın moderatörlüğü kesinleşirse, bilinsin ki, 16 Haziran 2019 tarihinde 21.00’den itibaren televizyon izlemeyeceğim, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adaylarının tartışmasını takip etmeyeceğim. Milliyetçi Hareket Partisi hakkın, haklının, halkın ve haysiyetin tarafındadır.”

GAYRİ AHLAKİ DURUM

  Bu değerlendirmenin ne kadar doğru, ne kadar isabetli, ne kadar haklı olduğu, ancak yayından sonra anlaşılabildi. Bütün gizleme gayretleri sonuçsuz kaldı ve kurulan kumpaslar ortalığa saçıldı.Ekrem İmamoğlu’nun gerçek yüzünü bu millet bir defa daha gördü. Sayın Binali Yıldırım, Ekrem İmamoğlu'nun ortak yayından önce moderatör İsmail Küçükkaya ile bir araya gelmesini ve bu konuda kendisine hiçbir bilgi verilmediği gibi, yayında da bahsedilmemesini, "Bu gayri ahlaki bir durumdur. Bunu kamuoyundan gizlemiş olmaları da ayrıca bir felakettir" diyerek değerlendiriyor. Sayın Yıldırım, bu tespitiniz doğrudur, ancak eksiktir. Keşke yayından önce moderatör seçiminde çok daha dikkatli olsaydınız. Keşke sayın Bahçeli’ye kulak verseydiniz. Sayın Bahçeli ne zaman sizi yanılttı, hangi söylediğinde haklı çıkmadı ki, şimdi de çıkmasın. Kurabilecek kumpasları hesaba katmalıydınız. Millet iradesini gasp etmek için organize olanlardan, neredeyse her söylediği asılsız çıkmasına rağmen, hiçbir şey olmamış gibi yola devam etmekle yetinmeyip bir de üste çıkmaya kalkışanlardan ahlaklı bir tavır beklemek beyhudedir.

MİLLET HER ŞEYİ İZLİYOR

  Her şerde bir hayır varmış. Sayın Binali Yıldırım’ın deyimi ile ahlaki olmayan bu felaket durumun hayırlı tarafı, bütün algı operasyonlarına, bütün kirli oyunlara rağmen, gerçeklerin ortaya çıkmasıdır ve Türk milletinin bu hazin duruma bizzat şahit olmasıdır. Bu ülke ve milletle meselesi olanların alayının birden Ekrem İmamoğlu üzerinde buluşmasından bir sonuç çıkaramayanlar, bu felaket duruma bakarak bir defa düşünme gereği hissetmelidirler. Daha ne olması gerekiyor? Biz 23 Haziran’da sağduyunun galip geleceğinden ve bu karanlık oyunların bozulup, kurulan kumpasların boşa çıkarılacağından eminiz.