YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

14 Mayıs 2023 seçimlerini de en çok Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener gibilerin Türk siyasetinden silinecek olması için merakla bekliyorum. Türk siyasetinde bu rahatlıkta inkâr siyaseti güden, yalanı nefes alıp vermek gibi içselleştiren, olduğu gibi görünmeyen, göründüğü gibi olmayan bunlar ve benzer ortakları, siyaset alanından çekilirse emin olun Türkiye’de kaliteli atmosfer oluşacaktır.

Bu günlerde Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Meral Akşener’in ve Mansur Yavaş’ın televizyon ve mitinglerdeki konuşmaları gündem… Bol bol yalan, bol bol inkâr, bol bol nerede ve kiminle olduğunu bilmeyen hâllerini ibretle izliyoruz.

HD(P)KK ortağı Kemal Kılıçdaroğlu “Vatan, bayrak kırmızı çizgimiz” nutukları atıyor.

Mansur Yavaş, televizyon ekranlarından “Mali özerklikten yanayım. Yerel yönetimler özerkliğini öncelikle mali özerklik yaparak belirlersiniz” diyor ama bir bakıyorsunuz İP mitinginden “Bu ülkede özerklik isteyenler” var diye Cumhur İttifakı’nı eleştirdiğini sanıyor.

Sonra bir bakıyorsunuz bu sefer de Kemal Kılıçdaroğlu’nun mitinginden "Gevezelerin boş laflarına inanmayın, ne bebek katili serbest kalır bu ülkede ne de teröristler hapishaneden çıkarılır” diye ağzını yamulta yamulta nutuklar atıyor. Oysa “geveze” dediği de “Selahattin Demirtaş’ı serbest bıraktırmak istiyorsanız bizi destekleyeceksiniz” diyen de kendi genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu. CHP içinde “İnşallah Selahattin Demirtaş cumhurbaşkanı olur” diyen alçak milletvekilleri varken Mansur Yavaş da ağzını yaymaya devam etsin bakalım.

Geçtik onu. Meral Akşener de muhalefetin yeni kin-nefret fabrikası olan Sözcü TV’ye katılmış. O da Kemal Kılıçdaroğlu ve Mansur Yavaş’tan geri kalır mı? O da her zamanki gibi üfürmeye devam etmiş ve Erdoğan’ı “Bugün mesela tam izleyemedim. Size gelirken bir arkadaşım atmış. Mitingde bir terör videosu göstermiş. İçeriğini bilmiyorum yani bakamadığım için. Ama mesela Sayın Kılıçdaroğlu’nun Abdullah Öcalan’ı affedeceğini, çıkaracağını söylediğini söylemiş. Ben de yanındaymışım, hiçbir şey dememişim. Külliyen yalan. Sayın Kılıçdaroğlu’na da büyük hakaret, büyük haksızlık” sözleriyle eleştirmiş…

Heval Meral abla sen tanımadığın, bilmediğin adamın peşinden niye gidiyorsun ki? Geçmişte “4 parti uzlaşırsa Öcalan'a ev hapsi bizim için mesele olmaz” diyen Kılıçdaroğlu değil miydi? Ne oldu şimdi? Kemal Kılıçdaroğlu kendine mi hakaret etmiş oldu?

Teröristbaşı Öcalan kendi yanına gelen BDP heyetine "Kemal'e selamımı söyleyin" derken sıcak ilişkinin hâlini de gösteriyordu.

Hadi bunlar geçmişten örnekler… Günümüzden örnek verelim. PKK’lı Pervin Buldan “Öcalan’ı özgürlüğüne kavuşturacağız” dedikten bir gün sonra niçin gidip onunla el sıkışıp cumhurbaşkanlığı seçimleri için anlaşmıştır?

Daha yeni “Öcalan’ın ve PKK’lı tutsakların özgürleşeceği günler yakındır” demiş Sırrı Süreyya Önder ile Adıyaman’da protesto edildiği gün niçin buluşma programı yapmıştı?

Sırrı Sakık “Öcalan’ı özgürlüğe kavuşturacağız. Kemal Kılıçdaroğlu kapalı kapılar ardında verdiği sözleri açıklasın” derken niçin bir tane CHP’li ona cevap verememiştir? Madem onlar cevap veremiyor, sen tüm bunların cevabını versene Heval abla?

Hepiniz son ihanet tiyatrolarınızı oynayın bakalım. 14 Mayıs tarihinde hepiniz sahnesiz kalacaksınız.