Karadağ maçından 7 farklı oyuncuyu oynatan A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş belli ki, Cebelitarık’ı ciddiye almadan, kafasında Hollanda maçını oynuyordu. Türk futbol tarihinde ilk kez karşısına çıktığı Cebelitarık, sıradan bir köy takımından farksız görüntüdeydi. Bu maça kadar maç başına 4 golden fazlasını kalesinde gören, savunma oynayıp, “savunamayan bir takım” kimliğindeydi. Bir tek kalecisi Dayle Coeling morali yıkılana kadar kurtardığını kurtarıyor, sonrasında o da bırakıyordu.

Maçın hemen başında Enes’in kaçırdığı penaltı oyunun kilidini açıp, maçı bitirebilirdi. Olmayınca futbol oynarmış gibi yapan bir takım ile top oynamanın daha emekleme aşamasında bir takımın mücadelesi ortaya çıktı. Milli takım kalabalık arasına top şişirdi. Ne kanatlara inen vardı, ne hedefini bulan isabetli orta yapan. Yüzde 85’e yüzde 15 topla oynama oranıyla topun hakimi olan Türkiye, rakip ceza alanı ile orta saha arasında yanlamasına oynadı. Sanki birileri ayaklarından geri çekiyordu. Her kötü sonucun ardından “Sorumlu benim” dedikten sonra tek tek futbolcularını aslanlara yem eden Güneş de kenardan maçı izleyince, kötünün ötesi, temposuz, pozisyonsuz şekilde sürdü maç.

İkinci yarıya oyun değil, isim değişikliği ile başladı, Güneş. Grupta ilk kez ilk yarıyı gol yemeden kapatan Cebelitarık, Türkiye’yi dişine göre görmüş olacak ki, önde bastı. Biri direkten dönen iki net vuruş yaptı. Sonra bir anda gelişen Hakan-Halil verkaçı sorunu çözdü, ancak, maçı çözemedi. Ağır, al gülüm ver gülüm oyun sürerken, Hakan uzaktan vurdu.

Sonuçta, milliler yürüyerek maç kazandı. Ancak, bu oyun, bu tempo, böylesi bir maçta bile forvet çıkartıp stoper sokan Güneş’in yönetimi, gruptaki en kritik Hollanda maçı öncesinde ışık vermedi.