Boğaziçi Üniversitesindeki olayların rektör ataması ile sınırlı olmadığı, Türkiye’nin sinir uçlarıyla oynandığı bütün açıklığı ile ortadadır. Bu bahane ile bütün vatan-millet düşmanlarının, Türkiye ile hesabı olanların harekete geçtiklerini ve ateşe körükle gittiklerini görüyoruz. İçişleri Bakanlığı olaylara karışanların terör örgütleri ile bağlantılarını sayılar vererek ve sabıka bilgileri ile birlikte ifşa etmiştir. Bu gerçek orta yerde dururken, hâlâ bu yaşananları masum bir öğrenci tepkisi olarak göstermeye uğraşmak asla iyi niyetli olamayacağı gibi, terörist kimliği tespit edilenleri Türkiye’nin evlatları olarak anlatmak da açık şekilde suçtur.

BU İKİYÜZLÜLÜĞÜ LANETLİYORUZ

Başka hiçbir şey olmasa dahi ABD Dışişleri Sözcüsü’nün sanki üzerine vazifeymiş gibi, “Öğrencilerin ve göstericilerin gözaltına alınmasından endişe duyuyoruz” diye açıklama yapması, meselenin boyutlarının nerelere kadar ulaştığının açık göstergesidir. ABD’nin benzer açıklamaları PKK’lı ve FETÖ’cü teröristler için de yaptığı hatırlanırsa, kimin neyin peşinde olduğu daha kolay anlaşılır. Cinsel azınlıklara karşı nefret söylemini şiddetle kınadığını söyleyen ABD’yi, biz de kutsallarımıza yapılan saldırıyı görmezden geldiği ve bu aşağılık oyunları teşvik ettiği için kınıyoruz. Kınamakla da kalmıyor, bu ikiyüzlülüğü lanetliyoruz. Benzer olaylar ABD’de veya bir başka Batılı ülkede yaşanırken acaba yaklaşımları nasıl oluyor? Bırakın gözaltını, buna tevessül edenler analarından doğduklarına pişman edilmiyor mu? Hele bunlar bir de tespit edilmiş teröristlerse, hayat hakkı dahi tanınmadığını bilmiyor muyuz? O kadar ki, eğer mevcut kanunları yetersiz kalıyorsa, anında değişiklik yapıp çok daha sert müdahaleler için güvenlik birimlerine yetki verdiklerini görmedik mi?

ABD’YE HAK ETTİĞİ CEVAP

Dışişleri Bakanlığımız da bu ikiyüzlülüğe hak ettiği şekilde cevap vermiş ve “Yasa dışı yollara tevessül eden grupları kışkırtıcı ve illegal eylemleri teşvik edici bir dil kullanmama konusunda söz konusu çevreleri uyarıyoruz. Yakın dönemde de ‘gelişmiş’ demokrasi olarak adlandırılan pek çok ülkede yönetimler aleyhine en küçük bir itiraza karşı dahi masum ve sivil vatandaşlara karşı güvenlik güçlerinin orantısız şiddet görüntüleri hâlen hafızalardadır. Hâl böyleyken, Boğaziçi Üniversitesinde yaşanan olayları ve Türkiye’nin bu olaylarla hukuk çerçevesinde yürüttüğü mücadeleyi görmezden gelerek ülkemize demokrasi ve hukuk dersi vermeye kalkanlara aynaya bakmalarını tavsiye ediyoruz. Türkiye’nin iç işlerine müdahale etmeye kalkışmak kimsenin haddi değildir” demiştir.

ZİLLET GÜRUHU YİNE YANLIŞ TARAFTA

Kimse aklımızla alay etmesin. Bizim bu kirli ve karanlık oyunu görmezden gelmemizi beklemesin. Öğrenci olmak, demokratik hakları kullanmak başka şeydir, teröristlerin fırsatı ganimet sayıp Türk milletini tahrik etmesi, bir kriz ve kaos oluşturabilmek için devreye girip ortalığı karıştırması ayrı bir durumdur. Planlı bir şekilde ülkemiz karıştırılmak isteniyor. Olayların yurt sathına yayılması için özel bir çaba gösteriliyor. Ne acıdır ki, Cumhur İttifakı’na zarar verebilmek için feda edemeyecekleri hiçbir değer bulunmayan güruh, yine yanlış tarafta yer almıştır. Bu gaflet ve dalalettir. Bunun bir adım sonrası ihanettir ki, özellikle zillet güruhunun işin oralara kadar götürülmesine de sessiz kalacakları, hatta devreye girip yardımcı bile olacakları anlaşılmaktadır.

BU AZGINLIK GÖRMEZDEN GELİNEMEZ

Türkiye terörün her türlüsünü yaşamış bir ülkedir. PKK terörünü, 15 Temmuz gibi bir büyük ihaneti yaşamış bir devletiz. Yeni bir Gezi süreci veya 6-8 Ekim benzeri kalkışmanın altyapısının hazırlandığı gün gibi ortadadır. Nerede ne yapılması gerektiğini bilecek birikimimiz de, donanımımız da, irademiz de var. Bütün kirli hesapların boşa çıkarılması şarttır. Türkiye bu azgınlara, bu “istemezük” zihniyetine, bu karanlık mahfillere kesinlikle teslim olmayacaktır. Üniversitelerimizin karıştırılmasına, ülkenin bir çatışma ortamına sürüklenmesine hiçbir şart altında izin verilemez. Hukuksuzluk, kanunsuzluk hoş görülemez. Bir taviz veya geri adım söz konusu olamaz. Türkiye bir çadır devleti değil. Kanunlar, kurallar ve hukuk düzeni işlemelidir. Devlet olarak, öğrenci ile teröristi ayıracak bilgimiz ve birikimimiz fazlasıyla mevcut. Gereği yapılmaktadır ve sonuna kadar da yapılacaktır.

HERKES AKLINI BAŞINA ALSIN

Zillet güruhu buradan bir iktidar çıkacağını zannediyorsa, büyük bir yanılgı içerisindedir. Hükümet görevinin başındadır. Devletimiz kararlılıkla üzerine düşeni yapmaktadır. Güvenlik güçlerimiz sokakların karıştırılmasına izin vermeyecektir. Biz üniversitelerimizin terörden arındırılmasını ve bilim yuvası olmasını istiyor ve bunu bekliyoruz. Toplumsal barış ve huzur ortamımızı iç ve dış ayakları olan bir proje kapsamında bozmak için çalışanlara ne devletimiz ne de milletimiz müsaade edecektir. Herkes aklını başına alsın. Türk milleti her şeyin farkındadır ve muhakkak ki, bütün gelişmeleri yakından takip ediyor. Günü geldiğinde de demokratik kurallar çerçevesinde gereğini yapacaktır.