Yıkım ekibini oluşturanlar, ne yazık ki sadece CHP ve yancıları ile de sınırlı değil. Ayasofya’nın açılmasının gündeme gelmesi ile birlikte gerçek niyetler bir defa daha su yüzüne çıktı. Ayasofya, Türk milletinin ortak meselesidir ve eninde sonunda bir gün mutlaka ibadete açılacaktır. Yoğun gündem içinde Kovid-19 ile mücadele ikinci plana düşse de, hâlâ en önemli ve ivedi mesele olarak önümüzde duruyor.

Kovid-19 salgını ile verdiğimiz çok başarılı mücadele henüz bir sonuca bağlanmadan, önce çıkan siyasi hesaplar sebebiyle gündem bir anda değişti ve eski saplantılar kaldığı yerden devam etti. CHP ve yancılarının yıkım ve kaos faaliyetleri çeşitlenirken, gelişmelere ve gündemdeki konulara bağlı olarak bunlara yeni eklenenler de oldu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun, partisinin grup toplantısında söyledikleri kelimenin tam anlamıyla bir faciadır. Yine bütün ihanet güruhuna, bütün terör yancılarına sahip çıkmış, hukuka kendi güdük zihniyetine göre ayar vermeye uğraşmış ve skandallarına bir yenisini eklemiştir.

Bir defa daha gördük ki, bu Kılıçdaroğlu ile CHP’nin varacağı yer yeni bir HDP olmaktan ileri gidemeyecektir. Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partinin bu durumlara gelmiş olması gerçekten çok üzüntü vericidir ve bu ülkenin kurucu liderlerine zulümdür.

MÜZE GEREKÇELERİ YETERSİZ

Yıkım ekibini oluşturanlar, ne yazık ki sadece CHP ve yancıları ile de sınırlı değil. Ayasofya’nın açılmasının gündeme gelmesi ile birlikte gerçek niyetler bir defa daha su yüzüne çıktı. Bu meselenin siyaset malzemesi yapılacak bir yanı olmamasına rağmen, öyle insanlar öyle şeyler söylüyorlar ki, sabır taşı olsanız çatlarsınız. Her şeyden önce şunu net olarak söyleyelim. Bu mukaddes mabedin müze olarak kalmasını savunmanın hiçbir tutarlı tarafı yoktur. Müze savunması yapanların ileri sürdükleri gerekçeler komediden öteye geçememektedir ve sadece Türkiye ile meselesi olanlara malzeme vermektedir. Türkiye Cumhuriyeti gibi bağımsız ve egemen bir devlet için dış baskılardan söz etmek ise açık şekilde haddini aşmaktır. Ayasofya’nın cami olarak yeniden tamamıyla ibadete açılması bir tarihi mecburiyet olmasının yanında, ekonomik olarak da, insani ve kültürel bakımdan da bugünkünden çok daha iyi ve ileri bir durum oluşturacaktır. Her şey bir kenara, Ayasofya, İstanbul’un fethinin mührüdür ve bunu hiçbir güç ve kudret kıyamete kadar değiştiremez.

TÜRK MİLLETİNİN MESELESİ

Bu konuda bırakın bir söz söylemeyi, bozuk ve kirli siciliyle yakınından bile geçmemesi gerekenlerin akıl vermesi, ahkâm kesmesi, hatta ukalalık edip MHP’nin sağlam ve kararlı duruşuna laf etmesi açık bir edepsizliktir. Bu mesele üzerinden Cumhur İttifakı içine nifak sokmaya uğraşmak ise kepazeliktir. Cumhur İttifakı’nın güç ve iradesi, Türkiye için tarihi bir fırsat oluşturmuştur ve bunun sonuçları her alanda kendini göstermektedir. Birilerinin bundan rahatsız olması bir şeyi değiştirmez. Ayasofya, Türk milletinin ortak meselesidir ve eninde sonunda bir gün mutlaka ibadete açılacaktır. Bizim temennimiz, bu zamanın fazla uzamamasıdır.

VAKA ARTIŞI ENDİŞE VERİCİ

Bu yoğun gündem içinde Kovid-19 ile mücadele ikinci plana düşse de, hâlâ en önemli ve ivedi mesele olarak önümüzde durmaktadır. Yeni normale her alanda geçilmiştir. Memnuniyet verici bu gelişmenin daha da ileri götürülmesi ve bir daha geri dönülmemesi için bütün Türk milletine görev düşmektedir. Maske, mesafe ve temizlik şartlarına uymak, hepimiz için bir vatan görevi halindedir. Aksi halde neler olabileceğini son birkaç gündür endişe verici biçimde yaşayarak görüyoruz. Gevşemeye bağlı olarak vaka sayısı artışa geçmiştir. İyileşen hasta sayısının vaka sayısının altına düşmesi, solunum cihazına bağlı hastalardaki artış, öngörülebilir çizgiyi zorlamaktadır. Böyle giderse yeni tedbirlerin alınması gibi bir mecburiyet doğabileceğini bütün uzmanlar söylemektedirler. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını çabuk unutuyor ve normal hayatımıza anında dönüyoruz. Böyle bir hakkımız yok. Kurallara bizden istendiği gibi uyduğumuz takdirde, bu virüsü mutlaka alt edeceğimizi ve eski normale daha hızlı döneceğimizi test ettik ve gördük. Aksi halde maliyeti çok daha ağır olacaktır. Her şeye yeniden başlamak gibi bir duruma asla düşmek istemiyoruz.

MASKESİZ OLMAZ

Yaz aylarındayız ve kurallı hayat çok da kolay değil. Bunu anlıyoruz, ama yapabileceğimiz bir şey yok. Dünyadaki bütün gelişmeler, bu virüsün öldürücülüğünde ve yayılma hızında hiçbir değişikliğin olmadığını gösteriyor. Devletimizin tehlike daha büyümeden yeni tedbirler alması muhtemeldir. Birçok ilde maske mecburi hale getirilmiştir.

Denetimlerin de aynı oranda sıklaştırılması gerektiği kanaatindeyiz. Bu işin şakaya gelir tarafı, ihmal edilecek yanı yoktur. Sayın Sağlık Bakanı, istisnasız her gün uyarılar yapıyor ve işin ciddiyetini anlatıyor. Bilim Kurulu üyeleri tavsiyelerde bulunuyor.

Aşı ve ilaç konusunda ümit verici gelişmeler olsa da, henüz net bir şey ortaya çıkmamıştır. Son dakika haberi olarak, Oxford Üniversitesi tarafından 2 bin hasta üzerinde denenen dexamethasone adlı ilacın yeni tip koronavirüse karşı hayat kurtaran en etkili ilaç olduğu açıklanmıştır. Umarız ve dileriz bu haber doğrudur. Kesin olan şey, virüsün hâlâ aramızda dolaştığıdır ve bizim kurallara uymaktan başka çaremizin olmadığıdır.