Birbiriyle bağlantılı olduğu anlaşılan ve aynı anda vuku bulan olayların ülke gündemini meşgul etmesinin bir tesadüf olmadığı, bu gerekçe ile Milliyetçi-Ülkücü Hareket’e ağır itham ve isnatların yaygınlaşması ile gün gibi açığa çıkmıştır. MHP üzerinde oyun kurmak için el ovuşturan, fırsat kollayan güruhun topyekûn ve birbirlerini tamamlayarak harekete geçtiğini ibretle izliyoruz. Varlık sebeplerine uygun olarak ülkeyi ayrıştırmak, kamplaştırmak ve karanlığa itebilmek için çırpınıyor, ellerinden geleni arkalarına koymuyorlar.

HEPSİ BİRLİKTE SALDIRIYOR

Sayın Devlet Bahçeli, yalan, iftira ve karalama kampanyası karşısında yaptığı açıklamada, “Nerede gazeteci kılıklı bir marjinal örgüt sevdalısı varsa, nerede terör ve bölücü meraklısı bir soytarı görülüyorsa hepsi bir olmuş, bir araya gelmiş MHP’ye çamur atıyor. Ne gam ne tasa, biz bunların alayına yeteriz, topunun tezgâhını inançla bozarız. MHP; sokağı bilir, hasmı bilir, haini bilir, tuzak ve tertipleri bilir ve tanır. Ancak Milliyetçi- Ülkücü Hareket’i tarafı olmadığı saldırılarla ilişkilendirmeye ve yargılamaya cüret etmek terörizmin lügatinden beslenenlerin harcıdır. Aynı zamanda bühtandır, komplodur” demişti. Ümidini dış güçlere bağlayarak siyasette ‘gelecek’ arayanların, Kobani’ye selam gönderdiği yılların geride kaldığını hatırlatmış, başkasının metruk kayığına binenlerin istikametinin sahil değil bataklığın ta dibi olduğunu söylemişti. Tam da söylendiği gibi ne kadar gazeteci kılıklı marjinal örgüt sevdalısı, terör ve bölücü meraklısı soytarı varsa hepsi bir olmuş, Serok takviyeli zillet güruhuyla birlikte MHP’ye hücum ediyor.

GERÇEK NİYETLERİ AÇIĞA ÇIKIYOR

Zaman geçiyor, çağlar değişiyor ama bu sefil anlayış hiç değişmiyor. 40 yıl önce neyseler, bugün de aynı yerdeler. Belli ki içlerinde kalmış, MHP’ye bühtan etmek, komplo kurmak için bahane aramışlar, şimdi de aradıklarını bulduklarını zannederek, tuttukları köşelerden, ele geçirdikleri kanallardan, parti görünümlü nifak yuvalarından kin kusuyorlar. Böylece asıl yüzlerini gösteriyorlar. Terörizmin lügatinden beslenenler, Milliyetçi-Ülkücü Hareket’i tarafı olmadığı saldırılarla ilişkilendirmeye ve yargılamaya cüret ediyorlar. MHP’yi suçlamak, suçlu göstermek gayesiyle diktikleri nifak fidesinin boy atmasını bekliyorlar. Bu zavallılar düşüncelerinden ziyade arkalarındaki lekeli zihniyetlerin gerçek niyetlerini açığa vurduklarının farkında değiller. Ancak meydan boş değil. Hiçbir zaman başaramadılar, yine başaramayacaklar, çırpınmaları bulundukları çukura daha fazla gömülmelerinden başka bir sonuç doğurmayacaktır. Nitekim Sayın Bahçeli, “Fikir ve siyaset varlığımızı sorgulamaya çalışan icazetli, iradesiz, ilkesiz, karambolden güç devşirmeye uğraşan zehirli emellere Allah’ın izniyle göz yummayız. Kim nerede düşmüşse oradan kalksın, kim neye maruz kalmışsa önce etrafına baksın” diyerek, bu güruhun oyunlarını daha en başında bozmuştur.

İŞLERİ GÜÇLERİ YALAN

Bu sefil güruhun ülkenin ciddi ve derin meseleleri ile ilgili yapıcı ve kapsayıcı bir tek kelamı görülmemiş, duyulmamıştır. Terörist Demirtaş’a sahip çıkmayı görev edinirler ama bir şehidin arkasından iki çift olumlu ve hayırlı laf ettikleri duyulmamıştır. Bu ülkeyle ve milletle meselesi olan her kim varsa onun tarafında olur, onu savunur, ona hak verirler. Bunun da demokrasi olduğunu söyler, bu milletin de kendilerine inanmasını beklerler. İşleri güçleri yalan, iftira ve karalamadır. Bir araya gelir, saatlerce konuşurlar ama sonunda bir incir çekirdeğini dolduracak ne fikir, ne bir iddia ortaya çıkar. Bozmak, karıştırmak, karalamak, yalan söylemek, iftira etmek, kötülemek tek ve en iyi bildikleri şeydir. Kendi akıllarından geçeni, güdük beklentilerini, kirli hedeflerini tek ve değişmez doğruymuş gibi sunarlar ve hiç de yüzleri kızarmaz. Milletine, ülkesine bu kadar ters, bu kadar düşman bir topluluğu bir araya getirebilmek gerçekten özel bir iştir. Bu hâlleriyle bir de MHP uzmanı kesilir, rol biçerler. Her defasında boş konuştukları, olanı değil hayal ettiklerini söyledikleri ortaya çıkar, ters köşeye yatarlar ama yine de kaldıkları yerden devam ederler.

ZİLLET, CAN SİMİTLERİ OLDU

Zillet güruhu bunların can simididir. Milli iradenin seçtiği Cumhurbaşkanı’na, “sözde” diyen sözde parti başkanları bunları coşturmuştur. Başarısızlığı ve ülkemizin başına açtığı belalar yüzünden partisinden kovulunca geçmişini inkâr ederek gelecek aradığını söyleyenler bunlara ilham kaynağı olmuştur. Bir de bu hâlleriyle haktan, hukuktan bahsediyorlar. Vicdanı olmayanın hukuku da, hukuka inancı da göstermeliktir.

Çok iyi biliyorlar ki, MHP var oldukça, onlar karanlık hedeflerine hiçbir zaman ulaşamayacaklar. MHP bu ülkenin varlığının ve birliğinin teminatı olduğu gibi, hukuk ve demokrasinin de garantisidir. Cumhur İttifakı da bir hukuk ve demokrasi ittifakıdır ve kararlılıkla yoluna devam etmektedir. Yıkım güruhunun fitne çıkarma gayretleri, kirli oyunları, ahlaksız tuzakları boşunadır.