1960’lı yılların başında ikinci dünya savaşının yarasını sarmaya başlayan Almanya, kalkınması için gerekli olan iş gücü için kapılarını açtı. Dünyanın her yerinden insanlar kendi ülkelerinde bulamadıkları ‘ekmek’ için Almanya’nın yolunu tuttu. 11 ay yaşadıkları ülkeden fırsat buldukça bir aylığına da olsa kendi ülkelerine geldiler, özlem giderip, geri döndüler. Zamanla dönüşlerin süresi uzadı. Bir yıl, ikiye, üçe çıktı. Sonra, orada yaşam kurdular. Mahalle kurdular. Çocuk yaptılar.

Ve o çocuklar, gelecekleri için ya ebeveynleri gibi işçi oldular ya yetenekleri doğrultusunda spora, sanata, eğitime yönlendiler. Biz spora yönelenlerin durumuna bakalım. Özellikle de, Türklerin tutkusu ve yatkınlığı olan futbola… Bundesliga, hem ekonomisi hem de yıldızlarıyla Avrupa’nın en iyi beş liginin arasında. Dolu tribünlere oynanan, ekonomisi büyük, uluslararası alanda sayısız başarısı olan takımlara sahip bir lig. Almanya Milli Takımını anlatmaya gerek yok. İngiliz efsanesi Gary Lineeker’in, “Futbol 22 kişinin 90 dakika oynadığı ve sonunda Almanların kazandığı bir oyundur” sözü durumun özeti…

Geniş altyapı ağıyla futbol fabrikasını işletmeye başlayan Almanya, aynı 60 yıl önce sanayisini geliştirirken yaptığı gibi futbol sistemine birçok Türk gencini aldı. Hangi tarafı seçerse seçsin bünyesinde gelişen bu oyuncularla futboluna artı değer kazandırdı. Doğuştan futbola yatkın oyuncuları Alman disiplini içinde yoğuran Almanlar, yetiştirdikleri oyuncuları hem lig takımlarında hem de Milli takımlarında oynattılar.

Öyle ki, Brezilya’ya evinde gol yağdırarak Dünya şampiyonu olan Alman Milli Takımının yıldızları Zonguldaklı Mesut Özil, Balıkesirli İlkay Gündoğan’dan beklentinin büyüklüğü, Rusya hezimetin faturası bu futbolculara kesilince daha net anlaşıldı.

Başkaları da var tabi, örneğin Kerem Demirbay, Suat Serdar, Levin Öztunalı orada doğup, orayı tercih edenlerden, Ömer Toprak, Kaan Ayhan, Nuri Şahin seçimlerini Türkiye tarafına yapanlardan… Türkiye de, bu fırsattan, gelişmeden yararlandı, Alman futbol ekolünün ürettiği ‘disiplinli yetenekleri’ oyuncu sıkıntısı çektiği dönemlerde Milli takımlarında kullandı.

Yaklaşık 60 yıl önce başlayan “Alamanya acı vatan” sözleriyle anlatılan işçi göçü, iki ülkeye de az ya da çok ekonomik güç sağladı. Şimdilerde yetişen futbolcular da her iki ülkeyi besliyor, hangisinin daha fazla beslendiği ise başka bir araştırma konusu…