“İçimizde Tanrı Dağ’ından taşıdığımız Ergenekon setini eriten ateş, gönlümüzde zihnimizde Hira Dağ’ından doğan güneşin ışığı var. Biz Türk’ün öz nizamını, milli nizamını temsil eden Milli Hareketiz.

-BAŞBUĞ Alparslan TÜRKEŞ / 8-ŞUBAT-1969

Kutlu Devlet Öğüdü olan Kitabeler’in,  Ötüken’e dikildiği vaktin havasını soluyan ruhu, bu yüzyılda yaşatan beden; Ülkücü Hareket! Bu dava, asırları şan ile aşan Türklüğün, tarihe düştüğü notu canı pahasına emanet taşıyanların kutlu mücadelesidir.

Tarihle cümlelerimizi aydınlattığımızda; Milliyet, Türk Milleti’nin karakter analizinde kullanabileceğimiz kaynakçadır diyebiliriz. Aidiyetini tavrına nakşeden Türk Milleti, çağlar açıp çağlar kapatan varlığıyla, ülküsü ile tarih sahnesinde yerini almıştır. Bu ülkünün tarihi; varlığımızla eştir, genlerimizde mevcuttur, bu ülkü bizim DNA kodlarımızdadır. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün, “Muhtaç Olduğun Kudret, Damarındaki Asil Kanda Mevcuttur.” sözü şüphesiz ki bunu kanıtlamaktadır.

Türk Milleti, Milliyetinin öğelerini hayatının her köşesine yerleştirmiş, yaşam kaidesini milli nizamıyla sınırlamıştır. Varlık kodlarımızdaki bu aidiyet ülküsü, Türk Milliyetçiliğinin siyasete dönüşmesi ile varlığını aidiyetten ideolojiye çevirmiş, varlık mücadelemizde esen ters rüzgarlara karşı set çekmiştir. Varlık ve ülkü kelimesini sıklıkla ve ard arda kullandığımız cümleler, bizim kendimizi tanımlarken, ülküsüz bir varlık tanımına ulaşamadığımızın resmidir.

Varlık tanımı Milliyet öznesi ile yapılan Türklük; Benliğine yapılan yozlaşma çağrılarını işitmeye başladığında Türk Milliyetçiliği siyasi arenada şekillenmiştir. Tehlike anında kodlarında sakladığın silahı çekercesine, Türk Milleti; Anadolu’da İttihat ve Terakki, Kafkaslarda Müsavat Partisi,  Türkistan’da Alaş Orda hareketleri ile tehdit altında olan Milliyetlerini şahlandırarak Milliyetçilik Mücadelesini başlatmış, Türk Milliyetçiliğinin siyasi başlangıcına meşale yakmıştır. Mazide yakılan meşaleler Milliyetçi Hareket’e ışık tutmuş ve çağ açıp kapatan varlığımız, çağları aydınlatmak üzere varlık kodlarını mefkûreye dönüştürerek; Güne, dünden yarına varan mührü basmıştır. Yarım asrı dolduran Milliyetçi Hareket, tarihi ezelde düşülmüş, ebede yollanan bir nottur…

Milli şahlanışla Milliyetçi Harekete varan ve Milli Tavrı Ülküleştiren bu kutlu mefkûre, Ülkücülük; Üstte gök çökene altta yağız yer delinene kadar Türk Milleti’nin İlini ve Töresini korumaya içilmiş anttır. Atalara verilmiş bu yemin, torunlara bırakılacak emanettir.

***Tabutluklarla sınanan, şehadetlerle dirilen, çağın curcunasına gür sesiyle haykıran bu hareket; cihanı saran Aziz Türk Milleti’nin, Anadolu’dan Kafkasları aşan Türkistan’a varan, gök kubbede gürleyip düşman üstüne yağan sedasıdır!

Kanımızda taşıdığımız, Atalarımızdan öğüt aldığımız, BAŞBUĞ Alparslan TÜRKEŞ ile ülküleşen bu Harekette, LİDER Devlet BAHÇELİ ile KIZILELMA yolunda varılan yarım asır, asırları aşacak meşakkatli ama zafer müjdeli bir yolun başlangıcıdır…

Bir destandır bizimkisi;  Ötüken’de yeşeren söğütte tüten Adana’dan yürüyen Ankara’da yükselen! Bir kahramanlıktır bizimkisi; karanlığı yaran korkuyu yenen korkulukları yere seren! Bir ruhtur bizimkisi; bengü taşlara kazınan beka diye yazılan birlik ve kardeşlik diye anılan! Bir ülküdür bizimkisi; gözünü kızıl elmaya çeviren gönlünü TURAN’a  veren Türklüğün Gururunu İslam’ın Ahlakıyla birleştiren! Bir ömürdür bizimkisi; yarım asrın kucağında!”

-LİDER Devlet BAHÇELİ / 9-ŞUBAT-2019