Can Ataklı isminde bir gazeteci var. Ruh sağlığının ciddi problemli olduğunu düşündüğüm bir gazeteci bu… Ya gündemde kalmayı, ya tartışılmayı çok sevdiğinden olsa gerek abuk sabuk düşünceler, ihanet tohumları, ağzı bozukluk hep onun üretimi olmaktadır.

          “FETÖ diye bir şey yok; 15 Temmuz da darbe değil. FETÖ diye bir şey yok arkadaşlar. FETÖ’yü bunlar uydurdular. Terör örgütü falan değil, kendimizi de vatandaşı da kandırmayalım” diyerek ABD kucağındaki FETÖ’yü aklamaya çalışan o…

***

          "Demeçler açıklamalar, sert eleştiriler şu anda kamuoyunda sempati yaratıyor olabilir. Ancak Türkiye'nin bugünkü ortamda Azerbaycan-Ermenistan sürtüşmesine aktif olarak girmemesi gerekir.

          Yine bir maceraya girme hevesinde olduklarını fark ediyorum. Aslında. Toplumun önemli bir kesimi bu tür hamasi çıkışlara destek verir, bunlar çok hoşuna gider. Ancak Türkiye'nin yeni bir askeri cepheye tahammülü olmamalı" diyerek Azerbaycan’a verdiğimiz destekten rahatsız olan o…

***

          Türk askerinin Irak ve Suriye’de fedakârca verdiği mücadeleyi, “O mağarada 50 kişi vardı diyorlar. Ölü diye envantere geçiriyorlar. Girsene Suriye'ye hadi sıkıyor mu? Çıksana Ege adalarına sıkıyor mu?” şeklinde küçümseyen ve Kandil’in en üst düzey yöneticilerinin öldürüldüğü manzarayı inkâr eden o…

***

          “Tayyip Erdoğan’ın gitmesi için çok büyük bir halk öfkesinin olması lazım. Büyük bir doğal afet, büyük bir deprem, büyük bir başka bir doğal felaket! Çok büyük sel, çok büyük yangınlar... Hani yani Avustralya’yı yakan yangın vardı ya ülkenin her tarafı neredeyse… O kadar büyük yangınlar, deprem, çok büyük can kaybına yol açacak bir sel felaketi gibi… Ama esas en korkutucu olan Türkiye’nin bir askeri başarısızlık elde etmesi” diyerek sırf Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülkenin başından gitmesi için Türk milletinin her felaketini yaşamasına razı olduğunu gösteren o…

          Can Ataklı daha buna benzer yüzlerce örneği olan bir adamdır. Belli ki bu topraklara ait değil, başka ülkelerin hesabına çalışan birisidir.

          “Böyle birini niçin muhatap alıyorsun o hâlde?” diyecekler olabilir. Tüm bunlara rağmen onu adam yerine koyup, onun bu hâline inananlar olduğu için. Can Ataklı’nın bu hâline inananları, onu ciddiye alanları görünce meşhur bir fıkra aklıma geldi.

Adamın biri kendini darı zanneder, nerede tavuk görse köşe bucak kaçarmış.

          Akıl hastanesinde tedavi görmüş. Sonunda hekimi, iyileştiğine kanaat getirmiş, yanına çağırmış:

-Artık darı olmadığını anladın değil mi evladım.

-Evet, darı olmadığımı iyice öğrendim.

Adam taburcu edilir. Ne var ki çok geçmeden kan ter içinde geri gelmiş adam. Panik hâlinde şunları söylemiş:

-Doktor kafama takıldı, ben darı olmadığımı biliyorum. Peki bundan tavukların haberi var mı?

          Derdimiz herkes Can Ataklı’nın gerçek yüzünü görsün, herkes onun ne mal olduğunu anlasın… Yani herkesin onun karakterinden haberi olsun.

          Can Ataklı’nın ruh hastalığından yansıttığı son fitnesini de gazeteci Hadi Özışık’ın çektiği videodaki yorumlar esnasında öğrendim. Can Ataklı aynen şunu diyor: “Şimdi aldığım çok özel bilgiyi söylüyorum. Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli’nin ara ara, gizli bir şekilde görüştüğünü öğrendim. Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli’nin arası hiç sanıldığı kadar kötü değil.”

          Can Ataklı, Kemal Kılıçdaroğlu gibi biri için bırak gizli görüşmeyi açıktan görüşmeye değer mi? MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, Kemal Kılıçdaroğlu’nun HD(P)KK ilişkilerine tepki gösterdiği için herkesin gözü önünde elini dahi sıkmadı.

          Sayın Bahçeli’nin gizli kapaklı işi olmaz. Sen herhâlde yerel seçimler öncesi Ahmet Türk ile gizli görüşme yaparken yakalanan Kemal Kılıçdaroğlu ile karıştırdın Can Ataklı? Hatta Ahmet Türk o görüşmenin deşifre olmasından sonra “Sayın Kılıçdaroğlu’nu biliyorsunuz. Öyle çok açık konuşmaz" cümlesini kurmuştu.

          Gizli gizli HD(P)KK ile anayasa taslakları hazırlayan Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’yi böyle bir fitnede nasıl yan yana getirirsin?

Gizli kapaklı işler, sizin mahallenin içindeki siyasilerin işidir.

Selam bile verilmeyecek bir adamla ne gizli görüşmesinden bahsediyorsun sen?

          Bak! Kemal Kılıçdaroğlu ABD gezisinde 8 saat ortadan kaybolmuş, kimse nereye gittiğini bilmiyormuş?

Kiminle görüştü sence Can Ataklı?

          MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin özü-sözü birdir. Neye karşı çıktığını da, neye destek verdiğini de açık ve net söyler. İması bile olmaz.

          Can Ataklı, MHP Lideri Devlet Bahçeli iki yıl önce Cumhur İttifakı’nın adayını Recep Tayyip Erdoğan olarak açıkladı. Cumhur İttifakı’nın bu birliğini Kemal Kılıçdaroğlu gibi birinin ismiyle kirletmeye çalışma…

          Sana “Çok özel bilgi” diye “Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli ara ara, gizli bir şekilde görüşüyor” bilgisini veren her kimse bildiğin geri zekâlı, bildiğin embesildir. Yok eğer sen kendin uyduruyorsan bu sıfatlar senin olsun Can Ataklı… Sana da çok yakışır.

          Alavere dalavere, hokkabazlık, gizli kapaklı işleri 6+HDP masasında bulabilirsin. Git gerçekleri orada ara, fitnelerini Cumhur İttifakı’na bulaştırma…