İsrail ile Filistin arasında yıllardır süren krizin son perdesi 7 Ekim’de başlayan çatışmalar ile devam ediyor.

Hamas’ın saldırısını İsrail’in neden önleyemediği, İsrail’in başlattığı savaşın arka planında bir oyunun olup olmadığı tartışılıp dururken gerçekler ıskalanıyor.

İsrail veya Filistin’den yana tavır alma telaşında olanlar asli görevleri olan arabuluculuğu unutuyor, böylece kadın, yaşlı, çocuk demeden savunmasız insanların hedef alınmasının önüne geçilemiyor.

***

Neticede savaş durdurulamıyor çünkü ABD daha çok kan aksın istiyor.

Bu nedenle fersah fersah uzaklıktan cehennem ateşini körüklüyor.

Çocukların çığlığı, annelerin feryadı bu sebeple görmezden geliniyor.

***

İsrail’in yaktığı, ABD’nin körüklediği ateşi dünya sadece izliyor.

Bağımsızlık, özgürlük, yaşam hakkı gibi kavramların hepsi rafa kalktı, bölgede insanlık mumla aranıyor.

BM’si, AB’si, AP’si, NATO’su ve daha birçok kısaltması iki, üç, dört harfli olan uluslararası örgütler, yaşananlar karşısında kılını dahi kıpırdatmıyor.

***

Dünyanın gözü önünde cereyan eden bu insanlık suçuna neden dur denmiyor?

Barış ve çözüm çabalarının sabote edilmesinin hiç kimsenin yararına dokunmayacağı apaçık ortada dururken neden yangına körükle gidiliyor?

En önemlisi de 1967 sınırları dahilinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin tanınması sonucunda meseleye getirilecek nihai çözüm niçin erteleniyor?

***

Bu sorunların cevapları Ortadoğu’da kimin savaş, kimin barış istediğini ortaya koyuyor.

Ayrıca sırtını ABD’ye yaslayan İsrail’in savaş hukukunu tanımayan, insanlık suçu nedir aldırmayan, ateşkese yanaşmayan tavrından dolayı işi soykırıma vardırmak niyetinde olduğunu gösteriyor.

Meşru müdafaa denilerek çıkılan yolda fosfor ve misket bombaları hangi sebeple kullanılıyor?

***

Gelinen noktada herkes savaş tamtamları çalsa da çıkan yangının sönmesi amacıyla bir tek Türkiye çırpınıyor.

Çünkü ülkemiz bölgenin huzurunu sadece kendi huzuru olarak değil, dünyanın huzuru olarak görüyor.

Kaos düzeninin mimarları da bunu hesap ediyor, zulümden güç devşirenler yalnızca Filistin sorununu sürükledikleri girdaptan çıkmaması için büyük çaba sarf etmiyor, gelecekte kendilerini de saracak ateşin odununu bugünden taşıyor.