Mostafa Mohamed, acaba düşünüyor mu?

“Keşke milli takımla Tokyo’da oynasaydım” diye.

Genç futbolcu Galatasaray izin vermediği için Mısır milli takımının olimpiyat hazırlıklarını bırakıp geri geldi. İlk hazırlık maçının, ilk on dakikası içinde sakatlandı. Sonra, toparlanmak için çok çaba harcadı. PSV maçlarında hazır olduğunu düşünüyordu, kenarda bekledi. Morali bozuldu. Yine de aldığı forma ile kendini kanıtlamak için çıktı sahaya. Üçüncü dakika içinde buldu da bu fırsatı. Ancak, öyle hırsla vurdu ki…

Ve kenara baktı. Hocası, alkışlayıp cesaret vereceğine, “Hadi koçum” diyeceğine, ellerini açıp, kendisini tribünlere şikayet ediyordu. Ve her geçen dakika silindi sahadan. Hata yapmaya başladı. Kendine güveni azaldı. Koştu, aklı ilk pozisyonda ve açılan kollardaydı.

Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, en son transferlerini sahaya sürdü. Sağ bek Boey, sol bek Aanholt, bir de oyun kurucu Berkan. Bir tane daha Aytaç, ama o eskidi. Rakip İskoç temsilcisi St Johnstone, hedef bu turu geçmek değil yalnızca, Avrupa Ligine katılmak.

Bu koşullar altında başlayan maçın hemen başında Mohamed’in kaçırdığı, Kerem’in direği nişanladığı iki pozisyon, rakibin savunma sertliğini arttırdı. Çözmesi dert bir dirence dönüştü. Zorlandı Galatasaray. Üzerine bir de hala ders alınmayan Muslera’ya geri pas kabusu.

Sonucun hiçbir önemi yok. Sarı Kırmızılılar, bu turu geçer ve yoluna bakar.

Önemli olan, maçı değil, “geleceği” kazanmak. Eğer hedef, gerçekten söylemlerdeki gibi “GENÇ” bir takımsa…