Son zamanlarda İP’in başının marifetlerini hem köşe yazılarımızda, hem de haberlerimizde çok sık işliyoruz. Biz yazmaktan yoruluyoruz, ama hanımefendi ne dur biliyor, ne durak tanıyor.

Akıl almaz bir şekilde hem bizim, hem bütün Türk milletinin aklıyla alay edip, ikiyüzlülüğün ve pişkinliğin her türlüsünü hayata geçiriyor. Yalanın zirvelerinde dolaşıp, yıkım için elinden geleni ardına bırakmıyor. Hem HDP’nin mini ortağı olmayı siyasetinin merkezine yerleştirmiş, hem de bunu milletinin gözünün içine bakarak inkar edip sureti haktan görünmeye çabalıyor.

MİNARE KILIFA SIĞMADI

Haber Türk Televizyonu son dönemlerde zilletin borazanı oldu. Bu çerçevede İP’in başını özel bir programla ekrana çıkardılar. Bir siyasi parti liderinin haber kanalına çıkması son derece doğaldır.

Ancak, ibretle gördük ki, yapılmak istenen bir habercilik değil, aklama, saklama, yanıltma ve haklı çıkarma çabasıdır.

Sorulması gereken hiçbir soru sorulmadığı gibi, İP’in başının açık şekilde HDP’yi koruma ve kollama gayretini bile görmezden gelip üstünü örtmeye çalıştılar. Ancak, ne yaptılarsa minareyi kılıfa sığdıramadılar.

CHP’Yİ GÖSTERİYOR HDP’YE SAHİP ÇIKIYOR

İP’in başı HDP’nin mini ortağı olmayı nasıl kabul ettiğini, bunu devam ettirmeye mahkum olduğunu gizleyemediği gibi, zaman zaman da vahim itiraflarda bulundu. HDP’nin, “bizim sayemizde orada oturuyorsunuz” sözlerine zımnen hak verdi. Bu terör partisi ile kurduğu kirli ortaklığı her ne pahasına olursa olsun sürdürmekte kararlı olduğunu açık şekilde ilan etti. Ekrem İmamoğlu’nun kendisini Pervin Buldan denilen Kandillilerin sözcüsü ile aynı kefeye koymasının tesadüf olmadığı net olarak ortaya çıktı.

Belli ki, HDP’den gelen, ittifakın devamıyla ilgili talepler etkili olmuş. CHP üzerinden HDP’ye nasıl sahip çıktığını bütün Türk milleti kendi gözüyle gördü, kendi kulağıyla duydu. HDP için olumsuz tek bir kelime bile etmedi, buna karşılık Cumhur ittifakına ve özellikle MHP’ye olan hırsını açık şekilde ortaya koydu, kinini kusmakta hiç vakit kaybetmedi.

HDP’YE TEMİNAT VERDİ

Programın yapılış maksadının da, verilmek istenen mesajında terör partisine yönelik olduğu kesindir. Hanımefendi son mahalli seçimlerde ki, kirli ortaklığın kendi çabası ile kurulduğunu hem de övünerek söyledi. Bunun sonuç verdiğini ve Cumhur ittifakı için çok önemli olan İstanbul’un bu şekilde ele geçirildiğini anlattı. Bunları söylerken, CHP ile işbirliği yaptıklarını gururla söylüyor, ama aslında terör partisi HDP’yi atlıyor. Bütün dünya biliyor ki, bu ortaklığın tam merkezinde HDP vardı. Nitekim, HDP ele geçirilen bütün belediyelerin kendi sayelerinde olduğunu ilan etti, zilletin diğer ortakları CHP ve İP’ten de en küçük bir itiraz gelmedi. Susmak kabullenmektir. Programı yapan sözde gazetecilerin hiçbiri de HDP’nin bu ortaklıktaki yerini ve payını soramadı. Hanımefendi zillet ortaklığının her şart altında devam edeceğini söylerken, aslında HDP ile kurulan bu kirli ortaklığı kast edip, onları rahatlattı. Partisi içinden gelen itirazları, tepkileri bile dikkate almadığını ve almayacağını gösterdi.

FEDA EDEMEYECEKLERİ HİÇBİR ŞEY YOK

Program İP’in siyasetteki varlığının sebebini de yine ibret verecek biçimde ortaya koydu. Hiçbir göreve talip olmadığını söyledi. Bu açık şekilde, zilletin merkezinde olan HDP’ye payandalık dışında bir iddialarının olmadığının itirafıdır. Tek hedefleri Cumhur ittifakına zarar verebilmek. Bir defa daha gördük ve anladık ki, bunun için feda edemeyecekleri hiçbir değer, ülkenin varlığı ve birliği de dahil, göze alamayacakları hiçbir kayıp yoktur. Bu nasıl bir kin, bu nasıl bir düşmanlık, bu nasıl bir siyasettir? Açık şekilde iradelerinin tutsak alındığını, kendilerinden istenen ve beklenenin dışında hiçbir yetki ve imkanlarının olmadığını hayretle görüyoruz.

SİCİLİ ORTADA

İradelerinin kim ve hangi mahfiller tarafından ele geçirildiğini anlamak hiç de zor değil. Son birkaç yıl içindeki sicilleri zaten her şeyi net şekilde ortaya koyuyor. Partisinin grup toplantısında yaşlı gözlerle hiçbirinin doğru olmadığı kısa zaman içinde ispatlanan sözlerinin tamamen çarpıtma, yanıltma ve asıl varlık sebeplerini gizlemeye yönelik olduğu bir defa daha ortaya çıktı. Bütün değerlerin nasıl ve ne kadar kolaylıkla ayaklar altına alındığı bir defa daha görüldü.

Daha birkaç gün önce gazetemiz TÜRKGÜN’ün manşetinden hanımefendiye FETÖ bağlantıları ile ilgili net ve açık sorular sorduk. Bu soruların hiçbirine cevap verilmediği gibi duymazdan, görmezden geliniyor. Nitekim, kendi partisinin kurucusu olan, yönetiminde bulunup milletvekili sıfatı taşıyan birçok insanın da eleştiri ve sorularına cevap verememiştir. Partisinin içinde bulunmuş bu kadar insan bizzat şahit olduklarını, gördüklerini ve bildiklerini anlatıp ağır eleştirilerde bulunuyor, ama hanımefendi sadece bunlara saygı duyduğunu söyleyip üzerini örtüyor. Ancak, bu ayıbı örtecek, bu ihaneti gizleyecek bir malzeme henüz icat edilmedi.