Bir futbol maçının son dakikalarında kazanılan goller, altın vuruş gibidir. İlk yarı sonunda atılan goller ise maçı kazandırmaz ama, golü atan takımı ikinci kırkbeşe galip başlatır ve büyük avantaj sağlar. Dün de böyle oldu. Durgun geçen ilk yarının uzatmalarında Uğur soldan ortaladı. Rakipten Campi topu muhteşem bir şekilde yumuşatıp Hakan’ın önüne bırakınca, DG Sivasspor kaptanı da takımını soyunma odasına galip götürerek, 3 puana imza attı.

Rıza Çalımbay kadro fakiri bir hoca. Max Gradel ve Mustapha Yatabare gibi her an skora katkı verebilecek 2 cezalısının yanı sıra, sakatlarından dolayı, kalecileri saymazsak kulübede 4 yedek vardı. Üstelik Sivasspor rakip takıma göre çok mütevazi bir kadroya sahip.

Fatih Karagümrük, veteranlaşmaya yüz tutmuş şöhretler takımı gibi. Dar alanda kısa paslaşmalarda becerikliler. Bireysel olarak baktığımızda oyuncularının kalitelerine diyecek yok. Ancak bunu takım oyununa dönüştüremiyorlar. Oyun geniş alana taşınırsa da etkisiz kalıyorlar.

Maçın sonlarına doğru skor koruma psikolojisi ile rakipleri defansa çekilince, baskılı oynar gibi göründüler, ama hırslı değildiler. Son vuruşlarda isabet yoktu. Neticede alamadılar. Sivasspor kalecisi Ali Şaşal da kritik kurtarışlar yaparak galibiyette önemli rol oynadı. Kazanılan üç puan Sivasspor’un tehlikeli bölge ile ilişkisini kesti. Aynı sonuç, Fatih Karagümrük’ü de Avrupa Kupalarına katılma hedefinden hayli uzaklaştırdı.

Maçta yardımcı hakemler başarılıydı. VAR da Fırat Aydınus- Özgüç Türkalp ikilisi görevlerini iyi yaptılar. Halil Umut Meler ise Allah vergisi kabiliyeti ile özellikli bir hakem. Kafası karışık olmayıp, iyi de konsantre olursa altından kalkamayacağı maç yok. Dün de maçı temiz yönetti. MHK bu maçı seyrettikten sonra önümüzdeki haftanın derbisi için Meler’de karar kılmıştır sanırım.