Lazio maçında ortaya konan oyundan memnun olacak ki, ligde cezalı Marcao’nun yerine Luyindama’yı almak dışında bir şey yapmadı Fatih Terim. Taktik de benzerdi. Hızlı başlangıç da olursa olur, olmazsa sonra olur… Telaşa ya da tempo arttırmaya, Trabzonspor maçında olduğu gibi önde baskı yapıp rakibi hızla şaşırtmaya gerek yoktu.

Oyunu doksan dakikaya yayma hedefi de galiba yanlış yorumlanmıştı.

Terim’in sözlerine göre, takım, doksan dakika boyunca etkin olacak, aktif dinlenmeyi de topla yapacaktı.

Ancak Alanyaspor maçında bu olay şöyle görünüyordu. 30 dakikada örneğin 90 kuvvetinde bir baskı kurup işi bitiren takımın yerine, 90 dakika boyunca 30 kuvvetinde oynayan bir takım vardı. Bu temposuzluk, futbolcuların kalan dakikaları hesaplayan çekingenliği rakip takımda direnç de oluşturdu, pozisyon da…

Önde basarak rakibini kalesinden uzak tutan Cim Bom, bu kez ligin zordaki rakibin ataklarını savunmasında, savunmaya çalıştı. Sıkıntılı anlar da yaşadı.

Terim’in ikinci yarıya oyuncu değiştirip çıkması, birkaç dakikalık fark yarattı, o kadar. Oyun sonra, ilk yarıdaki gibi uyku modunda devam etti. Takım o kadar ezbersiz ve bütünlükten uzaktı ki, taraftar da onları canlandırmak için çabaya gerek görmedi.

Son iki haftadır öne geçtiği maçları berabere bitiren Galatasaray, Lazio kalecisinin yaptığı gibi kendi kalesine atan bir Alanyasporlu bulamayınca Serkan’ı geçemedi. Geçecek pozisyonları da üretemedi. Pas yapamadı.

Yedlin’in oyundan alınmadan önce sağ tarafta tek başına olduğu pozisyonda 5 kişinin ceza alanında orta bekleyip, çevresi sarılan arkadaşlarına yardıma gitmemesi genel durumun net bir özetiydi. Futbol adına gerekeni yapan eski Galatasaraylı Bülent Korkmaz’ın yeni takımı, savunmayı düzgün yapıp, ani ataklarla ev sahibini zorladı. Son dakikalarda da istediğinin fazlasını aldı.