Rotasyon bu haftanın sihirli kelimesi.

Sergen Yalçın rotasyon yaptığı Antalya maçında facianın eşiğinden döndü. Fatih Terim Alanya maçında rotasyon yapmadı, takımı etkisiz oynayıp kaybetti. Fenerbahçe’de de, Vitor Pereira Başakşehir maçında rotasyon yapmayı tercih etti. Onun da takımı etkisiz bir görüntü sergileyerek kaybetti. Yapan da memnun değil, yapmayan da. Demek ki, sorun sadece rotasyon yapmayla alakalı değil. Gelelim maça…

Fenerbahçe savunmasını oturttu ancak ön bölgedeki üçlüsünü henüz bulamadı. Bence hoca ileride rotasyon yapmak yerine, kafasındaki hücum hattını bir arada oynatmalı ki, ritim bulsunlar. Maçın başında Başakşehir’e karşı gerekli presi yapamayan ve rakibine rahat pas imkanı sunan Fenerbahçe bunun bedelini 18 pas sonrasında yediği golle ödedi. Visca’nın müthiş pasında Okaka attı. Pereira’nın en uçta görev verdiği Berisha gerekli desteği alamadı, yeterince ısırmadı ve girdiği bir iki cılız pozisyonu da olgunlaştıramadı. Gustavo ile birlikte orta sahayı kontrol eden Meyer ise genelde yan paslar yaparak idare etti. Açıkçası sınıfı da geçemedi. Muhammed bu takımın geleceği olsa da, kötü oynadığı maçlar sonrasındaki ısrar genç yeteneğe da zarar verir. Pelkas ve Osayi’nin ise erken çıkmasına bir anlam veremedim. Bu takımda zaten yaratıcılık eksik.

Sonuca götürebilecek isimleri oyundan erken alırsan, Mesut’u son yarım saatte oyuna sürersen, pozisyon bulamadan maçı kaybedersin. Üçlü savunma anlayışının defoları bu maçta ortaya daha net çıktı. İleri-geri sürekli gidip gelen kanat oyuncun yoksa iki pasta yıkılırsın. Karalar bağlamaya gerek yok ama bu maçtan alınacak çok ders var.