Kadın...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

-Sevgili okuyucu, bu yazı 8 Mart gece yarısı yazılmıştır… Gündüz olanın bitenin hikâyesini size anlatabilmek için-

AnnelerGünü, Sevgililer Günü, Kadınlar Günü…

Ve daha nicesi…

Manevî dünyası çökmüş Batı’nın hastalığına çare üretmek için bulduğu dayanışma günleri bunlar…

Zaman içinde kapitalizmin sömürü aracı yapıldı…

Hepsi de “kadın” üzerinden!

*

Bizi hızla saran tüketim günleri…

Kadınımıza, yârimize, anamıza, bacımıza yaban ellerin kokularını sunuyor…

Bizim bize has güllerimiz, karanfilimiz, menekşemiz, lalemiz, kadifemiz, sümbülümüz, şebboyumuz, kasımpatımız, aslanağzımız, fesleğenimiz, reyhanımız, yaseminimiz, hanımelimiz, küpelimiz ve leylaklarımız vardı…

Şimdilerde kaktüslerimiz, cüce ağaçlarımız, orkidelerimiz, aloeveralarımız, lavantalarımız var… Memleketi ithal tohum, çiçek ve hatta ağaçlarla doldurdular…

Kimse gücenmesin, Burdur’da, Isparta’da cânım gül bahçelerimiz vardı, birer birer söküp lavanta tarlalarına dönüştürüyorlar…

Kadına sunacakları “parfüm” ve “krem”lere ham madde yapacaklar…

Her Kadınlar Günü, her SevgililerGünü, her Anneler Günü'nde cüzdanınızı, kredi kartlarını sömürecekler…

Ama ertesi günü gazeteler yine yazacak:

Sokak ortasında sevgilisini bıçakladı!

*

Âdetlerimizi, töremizi, manevî cephemizi hedef aldılar…

Mustafa Kemal’in “cumhuriyet kadını” dediği, yarı çıplak, cahil, görgüsüz değildi…

Gazi, İstiklâl Harbi’ni Anadolu’nun yiğit kadınları ile kazanmış, onlara güvenmişti…

Kadınlara en güzel hakları vermişti…

“Cennet anaların ayakları altında”ydı, biliyordu!

Sabiha Gökçen gibi Türk kızlarını yetiştirip “savaş pilotu” yapan da oydu!

Sonra…

Birileri Müslümanlığı bir Arap geleneğine bağlayıp, kadını kafese tıkmaya özendi…

Birileri kadını “seks işçisi” diye niteledi…

Modernliği yırtık kot, göbeği açık gömlek ya da mini eteğe bağladı kimileri…

Bazısı Taksim’i sapık pankartlara, terörist posterlerine mekân yaptı…

Kimi cinsî sapıkları kadına eş tuttu, özgürlük saydı…

PKK itleri kadını dağa kaldırıp cinsel meta yaptı…

Ev, eş, namus, ahlâk, dürüstlük, aile kavramlarının içini boşaltmaya devam ediyorlar…

Oysa Türk kadını, Hakan’a eşit hakka sahipti, onun için “Han’ım” derdi Kağan ona…

Her kahramanı, her devlet adamını bir “kadının doğurup büyüttüğünü” unuttuk… Kadınlar Günü, Sevgililer Günü, Anneler Günü…

Para cüzdanımızı ve daha fazlası “manevî cüzdanımız”ı boşaltıyorlar…

Ama yarın gazeteler yine yazacak:

Karısını çocuklarının gözü önünde öldürdü!

*

Destanlarımıza kahraman, halk hikâyelerimize sevda, türkülerimize duygu, evimize dişi kuş, soframıza bereket kadın…

Erkeğinin dayandığı duvar, âşığının yüreğinde şahdamar, milletinin kilit taşı kadın…

Merhamet, şefkat, cesaret, inanç, güven, sadakat örneği…

Zalim geçim dünyasında ekmek derdinde, çocuklarının yetişmesinde hizmetkâr…

Türklüğün yiğit varlığı…

Anadolu denen ebedî yurdun hamuru…

Ayşeler, Fatmalar, Umaylar, Leylalar, Semralar, Ayçalar, Gülnazlar…

Asil Türk kadını, hakkınızı helâl edin…

Atalarınıza layık nice huzurlu, gururlu, vakur, sağlıklı, eğitimli, başarılı yıllarınız olsun!

 

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...