Sokak tekin değildir!
Ağızlarında hep bir “sokak” lafı… Tilki’nin Portakalından, Y-CHP’nin Dersimli Kemaline, ondan HDPKK’li Çepniye kadar… Haline Fransız kalıp bize demokrasi dersi vermeye kalkan Fransa’daki sarı yeleklilere özeniyorlar… “Acaba?” diyorlar, “Acaba biz de Erdoğan’ı böyle sallayabilir miyiz?” Hani Gezi’de denemişlerdi ya öyle zannediyorlar… Lakin ora Fransa, bura Türkiye, unutuyorlar!
En büyük destekçileri Fransa’da olup bitenlere bakıp… Darmadağın edilen eli kanlı PKK’lara cesaret vermek için konuşuyor HDPKK’li İzmir Milletvekili Murat Çepni: “Fransa’daki sarı yeleklilerin eylemine bakıp, Gezi’yi hatırlayıp gezicilere saldırmanız tam olarak bundasondır. Evet, Gezi isyanı sizin bu politikalarınıza karşı çıkmıştı ve yeni Geziler yoldadır, korkmaya devam edin.” Küstahlığa bakın siz… Fransa’daki olaylarda dükkânları yağmalayan da PKK’liler… Meşrepleri gereği sahiplerini soyuyorlar… Bu bölücülerin Türkiye’deki hamisi de “İzmir’i kendi kalesi” gören Y-CHP’li Dersimli Kemal…
“Sokak” komplosunun başında Dersimli Kemal var… Bütün çalışanları meydanlara çağırıyor… “En çok isyan etmesi gereken sendikalar… Hak aramak için sokağa çıkın, meydanlara inin” diyor… “Sokağa çıkmayan işçi de işçi değil” diye kışkırtıyor canlı yayında… Cumhurbaşkanı’nın “15 Temmuz gecesinde kaçmış olabilirsin ama bu defa kaçmaya fırsat bulamazsın” sözlerine cevabı yancısı Engin Altay veriyor: “Bir sokak paranoyası, Gezi kâbusuyla, Kılıçdaroğlu kâbusuyla Erdoğan’ın ruh sağlığı bozulmuş! Sokaktan diktatörler korkar!” Medya maydanozu Özel’in, “Meydansa meydan, sokaksa sokak!” naraları ise Mecliste yankılanıyor…
Bay Kemal, ortalıkta bir iddia dolaşıyor, bir cevaplayın hele… 24 Haziran akşamı… “Gel bakalım Muharrem” sırra kadem basmıştı güya ya… İşte o gece… İnce’ye, “Seçim sonuçlarının şaibeli olduğunu duyur ve CHP seçmeninde zaten var olan öfkeyi iyice kışkırtarak partilileri sokağa dök… Kaos yarat, Türkiye’yi dünyaya ‘kaos’ ülkesi olarak göster, Erdoğan’ı ancak bu şekilde gönderebiliriz.” teklifinde bulunup “red” cevabı aldın mı? O gece Muharrem Bey size uysaydı, ülkenin vebalini taşıyabilecek miydiniz? Yoksa yine olanı biteni bir yerlerde ekranlardan mı seyrederdiniz? Nedir bu sizdeki “kaos ve sokak” merakı? Sizi “proje” ile getirenlere “proje borcu”nuz mu var?
Memleket, millet, ekonomik baskılar, iç ve dış terör tehdidi umurlarında değil… Mesele 1 Nisan 2019’da yine koltuğun sallanması… Bu sefer Dersimli Kemal’in yerinde yeller esecek çünkü… Hedeflerinde sandık yok… Yine yenilecekler, onları sarıldıkları İP de kurtaramayacak… Bu nedenle “Asgari ücret, yeni toplu sözleşmeler, ekonomik baskılar” vesilesiyle memleketi sokağa döküp ortalığı karıştırabilir miyiz planına sarıldılar… Ama ne demişti Devlet Bey: “Fransa’yı baştan ayağa saran ve diğer Avrupa ülkelerine sıçrayan sarı yelek terörüne özenen varsa, bunun bedelini çok ağır ödeyeceklerini de şimdiden ifade etmek isterim.” “Sarı yelek giyen çıplak yatmayı göze almalıdır.”
