Sarık’taki Leke...
Siz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin mühim bir kuruluşunun başkanısınız…
Bir dernek başkanı, bir cemaat şeyhi, bir ruhban sınıfının lideri değil…
Kafanıza göre “resmî üniformanızla” ona buna ziyarete gidemezsiniz…
Bari sarık ve cüppenizi çıkarıp sivil gideydiniz ziyarete…
Belli ki bir yerlerden gönül bağınız var…
Bari başka bir gün, sessizce gidip ziyaret edeydiniz “üstadınız”ı…
Niye illâ 10 Kasım’da?
Hadi gittiniz, “özene bezene çekilmiş bu fotoğraflar” da neyin nesi?
Nerelere, kimlere “inadına” mesaj yolladınız?
Dev bütçeli, lüks makam araçlı, binlerce elemanlı…
Mustafa Kemal’in kurduğu teşkilâtta…
Kimler adına o makamda oturduğunuzun farkında değil misiniz?
Başınızdaki o bembeyaz sarığa leke düştü Hoca!
*
Gerçi perşembenin gelişi çarşambadan belliydi…
Bir gün önceki Cuma’da hutbede adını bile andırmadınız…
Müslümanları bir Fatiha okumaya davet ettirmediniz…
Ettirmediniz de…
Türk milleti o Bozkurt bakışlı adamı unuttu mu sandınız?
Gördünüz mü sizinkilerin “Grek Mabedi” dediği Anıtkabir’i Hoca?
Kabrine, sel gibi aktı yediden yetmişe O’nun asil milleti…
Siz “Keşke Yunan galip gelseydi” diyen akıl tutulmasındakini…
Merhum Âkif’e küfreden zavallıyı ziyarete gittiniz…
Sizin sırtınızda sırmalı cüppe, başınızda bembeyaz sarık vardı, o meczubun başında da Yunan serpuşu…
O bembeyaz sarığa leke düştü Hoca!
*
Makamını işgal ettiğiniz kurum yıllarca bu memleketin Müslümanlarına zulüm etti…
Dinimizi imanımızı cehaletin kollarına bile bile teslim ettiler…
Örümcek ağına dönüştü Cumhuriyetin kurumu…
Millet, “sakızın veya denizin orucu bozup bozmadığı” ile cebelleşti yıllarca…
Cuma çıkışları bağış toplatıp “lojmanlı ama cemaatsiz camiler” yapmakla meşguldünüz…
Paralarınız bankalarda “mevduat hesapları”nda faizde…
Günahtır mübarek dinin bu güzide milletine…
FETÖ kahpeliğine yıllarca sustunuz…
“Kutlu Doğum Haftası” garabetlerine imza attınız…
Bir Börekçiler, Elmalılı Ahmet Hamdiler çıkaramadınız…
Şeyhlerin, dervişlerin cemaatleri, tarikatları sardı ülkeyi…
İhanet şebekesine dönüştüler, 15 Temmuzlara sürüklendi bu devlet…
Ama siz sırmalı cüppeniz, beyaz sarığınızla bir Atatürk düşmanını ziyarete gittiniz…
Cuma namazında bir Fatiha’yı okutmadınız ya…
O bembeyaz sarığa leke düştü Hoca!
*
Hz. Peygamber’in dini, “dinciler”in kumpaslarına alet oldu, sustunuz…
Şehit diyarı vatanı, “ölülerin arkasından söven münafıklar” sardı, sustunuz…
Yobazlık, cehalet, din tüccarlığı, kurumunuzu da kuran Atatürk’e hakaretler yağdırdı, sustunuz…
Siyasetleri ve ticaretleri uğruna kirli işlere fetva veren müşrikler türedi, sustunuz…
Gazetelerinde, televizyonlarında Türk milletinin ecdadına sövüldü, sustunuz…
Türk milletinin dini, dili, vatanı, bayrağı, birliği, bekası, tehlikeye düştü, sustunuz…
Çocuklarımız tacize uğradı, kadınlarımız öldürüldü, sustunuz…
Camiler onun bunun gövde gösterisi yaptığı, yetiştirdiğiniz imamların ardında namaz kılmayan sürüler oluştu, sustunuz…
Allah ile kulları arasına “iman simsarları” girdi, sustunuz…
Her şey bitti, Mustafa Kemal kâfir, Mustafa Kemal din düşmanı, Mustafa Kemal diktatör, Mustafa Kemal deccal öyle mi?
Sizlerin elinde “iman ölçer” mi var?
Hangi “zulüm” bitti 1938’de?
Bu yobazlığa, bu din dışı cemaat ve ham softalığa ne zaman dur diyecek Diyanet?
Hâlâ o makamda oturacak, Yunan serpuşlu delilere o sırmalı cüppe ve bembeyaz sarıkla ziyarete devam edecek misiniz?
Bu mazlum millet, sizin vereceğiniz kararlara nasıl güvenecek bundan sonra?
O bembeyaz sarığa leke düştü Hoca…