Siz başka sularda yıkanın!
İçimizdeki kafa ütüleyecek şuursuzlara peşin peşin söyleyeyim: Devlet ve asil milletimiz için “ittifak” demiştik… Hem de Türkmen Beyimin emri idi...
Uyduk, pişman değiliz… Türklük uğruna pişmanlık olur mu? “Sistem” dedik, “devlet” dedik, “beka” dedik…
“Kayyuma düşmüş PKK’lı belediyeleri kaptırmayalım” dedik… “Binlerce insana emekli hakkı” dedik… “Kader mahkûmlarına indirim” dedik… “Andımız okullara konsun” dedik… Lakin MHP’nin desteğini “teslimiyet” sandılar…
Bir süredir orada burada sinen birilerinin başlarını çıkarmaya başlamasından belliydi… EYT’liler için “devlete yük” dedirttiler… Sonra kimlerin faydalanacağı TBMM’de görüşülecek “mahkûmlara indirim”e cevap veriyoruz diye MHP’yi “uyuşturucuyla” örtüştürmeye kalktılar… Yetmedi “Andımız” için rahmetli Dr. Reşit Galip’e atmadıkları çamur kalmadı… “MHP’yi ırkçılıkla, kafatasçılıkla suçlama hastalıkları” depreşti… Ve “Devlet aklı” noktayı koydu!
Özürleri kabahatlerinden büyük… “AKP olarak yerelde ittifak yapmayacağız” diyemiyorlar… Neden bunlara karşı çıktıklarını açıkladıkça asılsız, ilim dışı ve komik duruma düştüklerinin farkında değiller… Yine bir “güç zehirlenmesi”ne uğradıkları açık! Uyuşturucu satıcısı ve torbacılar için diyorlar ki:
“Bunlar beş altı yaşında adamlar mı? Nasıl kandırılıyor, aldatılıyorlar?” Adama sorarlar; koca koca adamlardınız, “FETÖ alçağı sizi nasıl kandırdı?” diye… Bu adalet nasıl bir şey ki, Papaz’a işliyor; İranlı uyuşturucu baronlarına işliyor; hukuk, Kaşıkçı’yı öldürenler sallana sallana kaçarken işliyor; “kader mahkûmu”na ve “andımız”a işlemiyor! Sanki “denetimli serbestlik”, “şartlı salıverme” ve “gizli tanık”ı icat edenler onlar değil!
Akıl ve vicdanı kiraya verdikleri kesin… “Milliyetçiliği ırkçılık gören” kafa, “ümmet” peşinde savruluyor… Kur’an’ın neresinde “milletini sevmek günah olarak zikrediliyor” Allah aşkına? Ülkücü Hareket, hiç kürde niye kürtsün, çerkeze niye çerkezsin dedi mi? Sürekli “bin yıllık kardeşlik” diyen MHP idi…
“Türk milleti”, bu vatanda yaşayan milletin adıdır… Güya “Andımız” üzerinden dincilik yapacaklar: Metni yazan Dr. Reşit Galip “Türkçe ezanın mimarı”ymış… Dr. Galip, Cumhuriyet Türkiye’sinin temellerinde harcı bulunan… Kitap dolu odada cebinde beş parasız, tıpkı Âkif gibi yatağında ölen bir idealisttir… Biz sizi Şeyh Saitleri, İskilipli Atıfları, Derviş Mehmet tohumlarını, Said-i Kürdi ve alçak Fethullah’a övgüler düzerken de biliriz…
Mesele “metnin zihniyetinde” öyle mi? Çocuklarımızı “Keşke Yunan galip gelseydi” lafları eden Fesli Kadir’in zihniyetine mi bırakacaktık? Yoksa “Çocukları okula göndermeyin” diyen kafaya mı? Andımız metni “tek tipçi metin”miş! “Türk” ama “Türkçü” değillermiş… “Millî kimlik” nedir beyler, bir iltisakınız var mı? Türkçülüğü tahkir edip kürtçülüğü azdırdığınız günleri unutmadık…
“Irkçılık bizim dinimizde yasak”mış… Onun için “Türkiye’nin andı İstiklal Marşı” imiş! “Millî marş” başka şey, millî ruh için okutulan “ant” başkadır! Merhum Âkif’in kemiklerini sızlatıyorsunuz… İstiklâl Marşı’ndaki şu “ırk” kelimesine ne kulp takacaksınız bakalım:
“Kahraman IRKIMA bir gül! Ne bu şiddet bu celal?”
“Ebediyen sana yok, IRKIMA yok izmihlal!”
Tam komedi…
Bir ara “Bizim Turan diye bir idealimiz, Kızılelmamız var” diyordunuz, ne oldu?
Biz Türk milliyetçisiyiz beyler, varlığımızı Türk varlığına adadık! “Yalan nedir bilmez, aldatma nedir tanımaz, ya olduğumuz gibi görünür, ya da göründüğümüz gibi oluruz.” Bizim Müslümanlığımızı da asla sorgulayamazsınız! Başka nehirlerde yıkanacaksanız, bahane aramayın… “İhaneti taltif edip sadakati telin etmeyin!” Aldatıp kandırmayın, oyalamayın milleti…
