Haşerat...
Hakikaten nedir bu "içimizdeki haşerat"tan çektiğimiz?
Uluslararası güçlerin ekonomimizi tasfiye için yürüttüğü operasyonların her dönemde bir yancısı olmuştur bu memlekette...
Hem siyasi haşeratı, hem de ekonomik haşeratı hep bela edilmiştir...
Dün Kemal Derviş'ti, bugün onun talebeleri Y-CHP'li Öztrak ve İP'çiler...
Sadece iktidarı, daha doğrusu Erdoğan ve Bahçeli'yi devirmek uğruna...
PKK'ya, FETÖ'ye yaptıramadıklarını, milleti ekonomik cendereye sokarak yapmaya çalışıyorlar...
*
Bu toprağın kanını, canını emen, devletin nimetleriyle semiren...
Zor zamanda elini taşın altına koymayan fırsatçı, vurguncu tayfası...
Bilerek besledikleri enflasyon sinyali ile cukkaları alıp sıvışmaya kalktı yine...
Vicdanları cüzdanlarına sıkışıp kalmış...
Devlet Bey'in dediği "haşerat" işte...
Güneşli günlerde boy gösterir, fotoğraf karelerinde sırıtır...
En güzel ciplere biner, en lüks "rezidans"larda yaşar, en pahalı çantaları taşır...
Tesettür kılığında olanı da vardır, mini eteklisi de...
Top sakallısı da, çember sakallısı da, bıyıksızı da...
Milletle hemhal olmaz, hiçbir şeyi üleşmezler...
İçeriden ve dışarıdan saldırı başlayınca da...
Vicdanı cüzdana koyup dolarlarla yallah yurtdışına!
"Haşerat" işte...
Gramajdan çal, "zam yapmadık" yalanıyla milleti kandır...
Depolarda mal stokla; hatta çürütmek pahasına patatesi filizlendir, piyasaya verme...
Tavuğa ağır gelsin diye suyu şırıngala...
Eşek etini sat, tereyağına margarin pompala...
Sonra da kâh dinden imandan, kâh demokrasi ve tüketici haklarından bahset...
Olmadı doldur çantaya dolarları kaç...
Ne güzel...
"Haşerat"ın dinlisi dinsizi, devrimcisi yobazı fark etmiyor...
"Haşerat" işte...
Vatanseverler, milliyetçiler, aydınlar bu zor zamanlarda belli olur...
Halkın yanında, mazlum ve mağdur milletin yanında durabilenleri bu milletin çocuklarıdır...
Geri kalanı, yanaşma, yandaş, besleme, devşirme, işbirlikçidir...
Yani "haşerat"...
Ağızlarındaki "serbest piyasa" veya "liberal ekonomi" sakızı, milleti sömürmek bellemişlerdir...
Hükümet bunlara asla fırsat vermemeli...
Tepelerine tepelerine binmeli...
Yaptıkları vurgunculuktur, alınteri hırsızlığıdır, ahlâksızlıktır...
Koca koca AVM'lerde, anlı şanlı marketlerde "algı hırsızlığı"dır...
"Cinayet"ten farkı yoktur...
Olan "üretici" ve "tüketici"ye olmaktadır...
Korunmalı, aydınlatılmalı, ezilmesine, psikolojik baskıya alınmasına fırsat verilmemelidir...
Siyasi ve ekonomik haşerat her yolu denemektedir...
Anayasa çerçeveli, kanunlar kapsamında hiçbir haşeratın gözünün yaşına bakılmamalı, "millî menfaatler" dışında hiçbir şey göz ardı edilmemeli...
Şimdiii...
Bahçeli'nin "Yenikapı ruhu"nu ayakta tutmaya çalıştığı "Cumhur ittifakı" üzerindeki ısrarı bundandır...
İstiklal Harbi ile bitirememişler, ihtilâllerle bitirememişler, Asala, DHKP-C, PKK, IŞİD ile bitirememişler...
FETÖ kahpeliğinin zirve yaptığı 15 Temmuz'la bitirememişler...
Milleti ekonomik cenderelere sokarak yok etmeye yöneldiler...
*
Lakin "siyasî ve ekonomik haşerat"ın kökü kurutulamadığı sürece...
Başımız daha çok ağrıyacak...
Soframızdaki ekmeğe daha çoookk göz dikeceklerdir....
Uyanık olmak, "millî devlet, millî ekonomi, millî üretim"le onları yok etmek, "larva n bırakmaları"na fırsat vermemek zorundayız...
Bir an önce...