CHP, terörsüz Türkiye istiyor mu?
CHP, 7 Haziran 2015 seçimlerinden günümüze kadar DEM ve türevi olan partilerle sürekli işbirliği halinde olmuş, bu işbirliği 31 Mart 2019 yerel seçimleriyle birlikte de ittifaka dönüşmüştü. CHP bu işbirliği ve ittifakların tamamında “örtülü” bir yol izledi. Kâğıt üstünde görünür olmayan ama sandıkta kendini hissettiren bir işbirliği…
7 Haziran 2015 seçimleri sonrası CHP’nin örtülü ittifak stratejisini eleştiren dönemin HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Sırrı Süreyya Önder bu durumu “Ne kadar haysiyetsizce, ne kadar zelilce, ne kadar rezil bir yaklaşımdır bu. Bize destek verin ama kimse duymasın, görmesin, bilmesin deniliyor” ifadelerini kullanmıştı. CHP, HDP’nin terörün gölgesinde siyaset yaptığını bildiği halde o partinin oyu üzerinden iktidar hayali kuracak kadar yozlaştığını ispat etmişti.
CHP, DEM ve türevi olan partilerin siyasetteki öteki halinden her zaman faydalanmayı tercih etti. Desteğini aldı, oyunu aldı, sayesinde belediye kazandı ama bir gün olsun DEM ve türevlerinin Türkiye Partisi olması için gayret göstermedi. “Terörün gölgesinden kurtulun sizinle açık ve şeffaf bir ittifak yapalım” diyemedi. Çünkü DEM’in içinde bulunduğu durum CHP’nin ondan faydalanması için bir sebepti. DEM, siyasetin ötekisi olduğu müddetçe aynı zamanda CHP’nin de sömüreceği bir parti olarak kalacaktı.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde 11 büyükşehirde CHP-İP-HDP ittifakı yapılmasına rağmen CHP ve İP bunu reddetti. HDP ise desteğini açık açık oy isteyerek gösterdi ve seçim sonrası “CHP İstanbul ve Ankara’yı bizim sayemizde kazandı” dedi. “Bundan sonra açık ve şeffaf bir ittifak yapacağız” itirafı geldi.
14 Mayıs 2023 seçimlerine giderken 6’lı masanın altında HDP’nin gizlendiği söylendi ancak ne CHP ne de masanın diğer ortakları bunu kabul etmedi. 14 Mayıs’ta HDP(YSP) Kemal Kılıçdaroğlu’na açık destek verdi.
31 Mart 2024 yerel seçimlerinde CHP ve DEM “Kent Uzlaşısı” adı altında bazı yerlerde ittifak yaptı. CHP bu uzlaşıyı yine reddetti. “Öyle bir ittifak söz konusu değil” diyerek yalanladı. Ama DEM bu uzlaşıyı hiçbir zaman reddetmedi. Uzlaştığı adaylara hem sahip çıktı hem oy istedi.
Buraya kadar olan süreci kamuoyu zaten yakından biliyor. 10 yıllık bu sürecin ana fikri ise CHP’nin HDP ve türevleriyle örtülü ittifak yapmasıdır. Örtülü yapmasının nedeni ise DEM’in terörü reddetmeyen bir yapısının olması ve bu durumun CHP seçmenini ürkütmesinden çekinilmesidir. CHP’nin siyasi olarak işine gelen bu alandan her fırsatta nemalandı… “Sen siyasetin ötekisisin, ayakta durmak için senin benim gölgeme benim de iktidar olmak için senin esintine ihtiyacım var” diyerek hayal kurdu.
Bu hayalin içinde DEM’in “Türkiye Partisi olması” yoktu.
DEM’in terörü reddetmesi yoktu.
Türk-Kürt kardeşliğinin arasına örülen fitne duvarının yıkılması yoktu.
Bin yıllık kardeşliğimizi pekiştirmek için omuz omuza vermek yoktu.
Peki, ne vardı? DEM ve türevlerini sadece oy deposu olarak görüp seçim günü geldiğinde yağmalamak vardı!
1 Ekim’den sonra 40 yıllık terör belasının bitirilmesi ve DEM’in Türkiye Partisi olması için önemli bir fırsat yakalandı. CHP’nin böyle bir Türkiye hedefi olmadığı için bu sürece hep uzaktan baktı. Mesafesini korudu. Dört elle sarılmadı. CHP’de “Oy depomuz gidecek korkusu” baş gösterdi. Meselenin “terör sorunu” olduğunu hala kavrayamadı! Konuya siyasi manevralarla yaklaşmayı tercih etti! Yangına su olmak yerine rüzgârın safında yer aldı.
DEM Eş Başkanı Tuncer Bakırhan CHP’yi bu süreçteki duruşuyla ilgili, “CHP’de bir karşıtlık yok ama bir sessizlik var. Mesela tabanlarına bu meseleyi anlatma konusunda bir çabaları yok” diyerek eleştirdi.
İmralı bile açıklamalarında “Kürt Sorunu” ve “Eşit Vatandaşlık” gibi kavramları kullanmazken, “bu tezlerin artık karşılığı kalmadı” derken CHP niye ısrarla bölücü düşler kurdu?
1 Ekim sonrası DEM Parti’yi Türkiye Partisi olması için cesaretlendirmek yerine neden ayrık oyları ekmeye çalıştı?
Israrla “TBMM çatısı altında bir komisyon kurulması” fikrini DEM’e empoze eden CHP, bugüne kadar neden bir kez olsun “terörü reddetmek için TBMM’de komisyon kurmaya mı ihtiyaç var” diyemedi?
“Demokratikleşme paketi” hazırladıklarını söyleyen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu paketi neden kamuoyuna sunmak yerine DEM’e teslim edip suyu bulandırmaya çalıştı?
CHP, “Terörsüz Türkiye” istiyor mu istemiyor mu? DEM Parti’nin Türkiye Partisi olmasını istiyor mu istemiyor mu? Eğer istiyorsa bunu bir kez olsun bugüne kadar neden DEM Eş Başkanlarının yüzüne bakarak söyleyemedi?
Türkiye’nin, 40 yıllık terör sonunu çözmeye en fazla yaklaştığı bir dönemde CHP’nin fitne çabalarıyla suyu bulandırmaya çalışması günü birlik siyaset cambazlığından başka bir şey değildir.
Seçimlere daha 3 yıl varken Cumhurbaşkanı adayını netleştirmek için türlü ayak oyunları oynayan CHP, 40 yıllık terör sorununun çözümü için neden hala tutumunu netleştirememiştir? Bu bakımdan MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin CHP ile görüşmeme kararı, terörsüz Türkiye hedefinin CHP’ye rağmen başarıya ulaşacağını göstermektedir.