32. Türkmen şöleni
Erdemli Belediyesinin geleneksel hale getirdiği Türkmen şöleninin 32.si geçtiğimiz günlerde düzenlendi. Mersin’in her yöresinden gelen binlerce insanın buluştuğu şölen birlik ve beraberlik havasında geçti. Yörüklerin kıl çadırlarından taşan misafirperverlik ve Anadolu irfanın iliklerine kadar hissedildiği heyecan dolu bir atmosfer vardı. Dualar eşliğinde başlayan Türkmen şöleni mehteran gösterisi, Türk dünyası halk danslarının ve ezgilerinin seslendirilmesiyle devam etti. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan ve diğer Türk yurtlarından gelen sanatçılar büyük beğeni topladı. Azerbaycan ŞUŞA sanatçı grubunun ifa ettiği “Çırpınırdı Karadeniz” türküsüne on binlerce insan eşlik etti.
Yıllardır süregelen Türkmen Şölenini günümüzde de devam ettiren Erdemli Belediye Başkanı Mustafa Kara muazzam bir iş çıkardı. Mersin’in her yöresinden binlerce insan Türkmen ruhunun kucaklayıcı hasletiyle buluştu. Mersin’in kültürel zenginliği o gün Türkmen sofrasında ağırlandı. Dini, dili, mezhebi, etnik kökeni, dünya görüşü fark etmeksizin binlerce Mersinli o gün aynı ekmeği, aynı duyguyu ve aynı geleceği paylaştı. Kederde, tasada, kıvançta ve kaderde bir ve beraber olmanın fazileti yaşandı. Erdemli’den çekilen fotoğraf millet olmanın erdemini yansıtan en şık pozlardan biriydi.
Türk dünyası ezgilerinin Mersin’in bir ilçesinde binlerce insanda karşılık bulması, farklılıklarımıza rağmen herkesin aynı hislerde ortaklaşması hem ne kadar büyük bir millet olduğumuzu hem de bugün içinden geçtiğimiz kardeşlik ortamının pekiştirilmesi adına önemliydi. Bu tür kaynaşma ve dayanışmaya vesile olan etkinliklerin sayısının artması, milletimizin huzur ve refahının ortaklaşması ülkemizin geleceği adına umutları artırıyor. İç barışını sağlamış, ekonomik refahın istikrarlı ve dengeli dağılımını gerçekleştirmiş bir Türkiye yeni yüzyılın gözdesi olarak parlıyor.
Binlerce yıllara dayanan engin bir kültür birikimi ve kader ortaklığımız her türden sıkıntıyı aşmamızı kolaylaştıracak önemli bir kaynaktır. Bu kaynağı enerjiye çevirmek, ortak geleceğimiz için devinim oluşturmak yerel yöneticilerin sunduğu katma değerle aynı orantıdadır. Bu bakımdan Erdemli gibi misafirperver bir ilçenin yaz aylarında artan nüfusu dikkate alınarak yeni yatırımlar planlanmalıdır. Örneğin yılın 6 ayında nüfustaki artış dikkate alındığında hasta sayısını karşılayacak bir devlet hastanesinin olmaması büyük bir eksikliktir. Aynı durum plajlar için de geçerlidir. Tüm gelirlerinin Büyükşehir Belediyesinde toplandığı, plaj işletmelerinin Büyükşehir Belediyesi tarafından ihale edildiği ancak hiçbir geliri olmamasına rağmen temizliğinin Erdemli Belediyesi tarafından yapılması haksızlıktır. Bu durumun da belediyelerle ilgili yapılması muhtemel düzenlemelerde dikkate alınmasında fayda vardır. Erdemli gibi nice ilçelerimizin gelişmesinin önündeki engellerin kalkması hakkaniyetli bir belediye yasasıyla mümkündür.
ECDAT YADİGÂRI BOSNA-HERSEK
Her taşında ecdadımızın izlerini taşıyan, âdeta tarihle birlikte yaşayan bir ülke…
Bosna-Hersek, birçok yerinde savaşın izlerine rağmen kısa sürede ayağa kalkıp tüm yapılarını onaran ve toprağının, dağının, taşının, ovasının, havasının kadrini bilen bir memleket. Osmanlı’nın geride bıraktığı eserleri ısrarla ayakta tutmaya gayret eden ve koruyan bir cennet…
Bugünkü köşemde iki vatan köşesine yer ayırmak istedim. İkisinde de aynı ruh, aynı heyecan, aynı izler var… İkisinde de muhabbet, merhamet ve maneviyat var… İkisinde de toprağa sadakat, vatana hürmetkârlık var… Son bir hafta içinde görme fırsatı bulduğum Bosna-Hersek, Erdemli ve Şırnak/Gabar’da aynı arzuların nefes aldığına şahit oldum.
Bosna-Hersek anlatmakla yetinilmeyecek bir ülke. Sizi bugünden alıp binlerce yıllık tarihin içine doğru çektiğinde gurur vesileniz artıyor. Bu bakımdan yolu Bosna-Hersek’e düşenleri Saraybosna, Mostar, Poçitel gibi şehirlerin de ötesine gitmeye davet ediyorum. Kuzeyin en uç noktalarına… Tuzla’ya mesela… Srebrenik’e… Konjic’e… Tito’nun savaştan korunmak için 26 yılda yaptırdığı, yerin 280 metre altındaki 360 kişinin yaşayabileceği sığınağına… 10 milyar dolar harcanan ve bir gün bile kullanılmayan korku tüneline…
Bosna-Hersek’te karşılaştığınız en güzel duygu Türk sevgisidir ve bu sevginin kaynağı da yüzyıllara dayanır. Osmanlı’nın hoşgörüsü Boşnakları sarıp sarmalamış, bu yüzden de Osmanlı’nın bıraktığı eserler Boşnaklar tarafından can pahasına ayakta tutulmuştur. Ayrıca Saraybosna, Avrupa’nın medeniyet ile tanıştığı noktadır. 1530 yıllarında inşa edilen Gazi Hüsrev Camii’nin yanında ilk defa Avrupa’nın umumi tuvaleti yapılmıştır. Avrupa’nın kokudan geçilmediği dönemlerinde Osmanlı Devleti her anlamda medeniyetin öğretmenliğini üstlenmiştir. Osmanlı’nın çekildiği yerlerde zulümle abat olmaya çalışanlar eli boş dönmeye mahkûm olmuştur. Bosna-Hersek de böyle bir vatan toprağıdır ve binlerce şehit vermesine rağmen bağımsızlığını terk etmemiştir. Tüm şehitlerimizin ve Boşnakların ölümsüz lideri Aliya İzzetbegoviç’in ruhu şad, mekânları cennet olsun.
Türkiye’den Bosna-Hersek’e giden herkes artık bu cennet vatanın her köşesini görebilsin diye dünya çapında hummalı bir çalışma ve tanıtım organizasyonları başlatılmış. İlk adımı yine Türkiye atmış ve Tuzla Kantonu’na doğrudan uçak seferleri başlatılmış. Bu anlamda Bosna-Hersek’te bizlere mihmandarlık yapan değerli meslektaşımız Ömer Çetres’e, misafirperverliği için Tuzla Kantonu Başbakanı İrfan Halilagiç’e ve gönül köprümüzü sağlamlaştıran Türkiye Basın Federasyonu Başkanı Sinan Burhan’a sonsuz teşekkürler.