Muhalefet ne işe yarar?

YAYINLAMA:
Muhalefet ne işe yarar?

Türkiye son 10 yılda muazzam işlere ve izlere imza attı.

15 Temmuz 2016 hain ve kanlı darbe girişiminden sonra her pozitif gelişmeyi kumpaslarla akamete uğratmaya çalışan FETÖ terör örgütünden kurtuldu. 

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilmesiyle birlikte temsilde adalet, yönetimde istikrar sağlandı. Çift başlılık ve koalisyon gibi istikrarın önündeki engellerin kalkması hızlı ve seri kararların alınmasının önünü açtı. 

Türkiye, çok partili siyasi hayata geçişten günümüze kadar geçen kayıp yılları bu sürede telafi etmeye çalıştı. 15 Temmuz’un son darbe girişimi olması, dışarıdan müdahalelerin önünün kesilmesi, her alanda yerli ve milliliğin artırılması için “2023 Lider Ülke Türkiye” hedefi benimsendi. 

Türkiye son 10 yılda içeride ve dışarıda kıran kırana bir mücadele verdi. Hiçbir dayatmaya boyun eğmedi, doğru bildiğinden geri atmadı. Eğer yılgınlık gösterse veya endişeye kapılsaydı bugünkü başarı zaten elde edilemezdi.

Komşu ülkelerle ilkeli bir normalleşme sağlanması için sabırla hareket edildi.

İran, Irak, Ermenistan, Libya, Yunanistan, Mısır ve son olarak Suriye’de Türk tezleri kabul gördü. Türkiye, coğrafyayı aslına döndürecek gücü tekrar eline aldı.

Küresel ve bölgesel rolü güç kazandı. Uluslararası arenada sadece söz sahibi olmadı, sözünün ağırlığını kabul ettirdi.

Bölgesel barışın tesisinde merkez ülke oldu. Küresel barışa ev sahipliği yaptı.

Savunma sanayinde sadece kendine yeter ülke olmaktan çıktı ve ihraç eder seviyeye yükseldi. Tonlarca narenciye ve sebze ihracı karşılığında birkaç dron aldığımız günler geride kaldı. 

Yerli otomobilimiz TOGG, Ayasofya’nın ibadete açılması, uzay teknolojilerine gerçekleştirdiğimiz ilkler, çağın ötesinde bir savaş uçağı olan KAAN, deniz firkateynlerimiz ve daha nice başarı öykülerimiz mazlum ülkelerin de umudu oldu. Karadeniz doğalgazı, Gabar Petrolü, HES ve GES’ler bu dönemde ülkemize kazandırıldı. 

İç barış ve huzur ortamının tam anlamıyla tesisi için 47 yıllık terör sorununa kalıcı bir neşter atıldı. Türkiye’yi kumpasla oyalayacak mahfillerin direncinin kırılması ve coğrafi şartların uygunluğu bu meselenin çözümü için önemli bir temel oluşturdu. Ama unutulmasın ki coğrafya şartlarını uygun hale getiren de yine Türkiye oldu. Coğrafya kendi kendine hazır hale gelmedi!

Türkiye kabuğuna sığmayan, adından övgüyle bahsettiren, düşmanlarının endişeyle dostlarının gururla takip ettiği bir lige yükseldi. 

Milli irade güç kazandı.

Siyaseti kısır tartışmaların içine çekmek isteyenler yaya kaldı.

Cumhur ittifakı yapmakta ne kadar sınır tanımadıysa, Türkiye’nin hızına yetişemeyen muhalefette engel olmakta sınır tanımadı.

Yerli otomobile kulp taktılar.

Doğalgaz keşfine inanmadılar.

Petrol bulunmasına burun kıvırdılar.

Terörsüz Türkiye hedefine, PKK’nın feshi ve silah bırakmasına, milli birlik ve dayanışma komisyonuna ama’sız fakat’sız destek veremediler.

Bütün bu gelişmelerin Türkiye ekonomisine sağlayacağı katkıyı ise hiç mi düşünmediler.

Yolsuzluk soruşturmasında tutuklanan bir belediye başkanına sahip çıktıkları kadar terörsüz Türkiye hedefine sahip çıkamadılar. 

Türkiye ilk defa terör meselesini üçüncü bir taraf olmadan çözme iradesi gösterdi ve önemli bir sonuç aldı. Şimdi de sıra milletimize dar gelen, darbecilerin yaptığı anayasanın yerine katılımcı, kuşatıcı, çoğulcu ve herkesin kendini bulacağı sivil bir anayasa hazırlama vaktidir. Bu görev asli vazifesi “yasama” olan TBMM’ye aittir. Ama başını CHP’nin çektiği muhalefet bu çağrıya da “yapmayız” diye karşı çıktı.

Sahi, bizim muhalefetimiz ne yapar, ne işe yarar? 

Cebine 200 bin TL maaş, altına çakarlı araç, üstüne dokunulmazlık verdiğin milletvekili yasa da yapmayacaksa ne yapacak? 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *