Terör bitti dedikodusu kaldı

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Terör bitti dedikodusu kaldı

Terörsüz Türkiye hedefinde alınan mesafe hem Türkiye hem de bölge için yeni bir dönemin kapısını araladı.  Terörün aradan çıkarılması ve silahların bırakılmasıyla birlikte bir yandan sivil ve demokratik siyasetin alanı genişlerken diğer yandan da toplumsal huzurun derinlik kazanmasının önü açıldı. Elbette sadece Türkiye için değil aynı zamanda tüm bölge için…

Bugüne kadar terörün gölgesinde kalan birçok konunun artık aklıselimle, yapıcı bir üslupla ve ön yargısız konuşulabileceği bir zemin oluştu. Bunun da elbette hem demokrasiye hem de ekonomiye zamanla önemli katkıları olacaktır. Türkiye’nin ve bölgenin enerjisini tüketen kronik bir sorunun tarihe karışması demek bölgesel istikrarın maya tutması demektir. Bölge ülkeleriyle daha iyi ilişkiler, ekonomik işbirlikleri ve toplumsal fay hatlarının sönümlenmesi huzur ve barış ortamını da kalıcı hale getirecektir.

Türkiye ve bölge ülkelerinin bu yöndeki kazanımları ve coğrafyanın istikrarlı bir yapıya kavuşması, kaos ve krizden beslenen ve gücünü bölge ülkelerinin birbirine olan hasmane tutumundan alan İsrail’in kabul edemeyeceği bir durumdur. Yani “terörsüz Türkiye” ve “terörsüz bölge” demek aynı zamanda İsrail’in de hedeflerine engel olmak demektir. İşte bu yüzden Türkiye hem içeride hem de dışarıda terörsüz Türkiye hedefinin başarıya ulaşmasına engel olanlarla mücadele etmektedir.

Yeni bir dönemin kapsının aralandığı terörsüz Türkiye hedefinin ilk safhası olan “silahları bırakma kararı” önemli bir eşiğin geride kaldığını göstermiştir. Bu safhada geriye meselenin teknik olan kısımları kalmıştır ve bunu da TSK ve MİT sahada anlık takip etmektedir. Tabii ki terörsüz Türkiye’nin hedefi sadece terör örgütünün elindeki silahları toplamak değil aynı zamanda gölgesi siyasete düşen bölücü tezleri de sonlandırmaktır. Bunun için de toplumsal tabanda geniş bir karşılık bulan bu hedefin siyasette de sağlanması elzemdir.

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin TBMM çatısı altında, 100 üyeden oluşan ve başkanlığını TBMM Başkanının yapacağı “Yeni Yüzyılın Terörsüz Türkiye Stratejisi; Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu” önerisi bu safhanın ikinci yarısını oluşturmaktadır. Yine Sayın Bahçeli’nin tabiriyle “barış tek kanatlı kuş değildir” ve meselenin ikinci safhası bu kuşun uçması için gereklidir. Komisyonda ele alınacak görüş, teklif ve öneriler devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü hedef almadığı müddetçe her konu konuşulabilmelidir. Bu çerçevede “her parti aynı görüşü paylaşmayabilir” ancak her görüş “tahammül edilebilir” olmalıdır. 

Kamuoyunda terörsüz Türkiye hedefini sulandıracak basit bir düzleme indirgeyecek girişimlerin önü de yine bu komisyon marifetiyle engellenmiş olur. “Pazarlık algısı” oluşturmaya çalışanlar ve şart ileri sürüldüğünü ifade edenler de bu vesileyle taca çıkar. Terörsüz Türkiye hedefinin ana omurgasını oluşturan milli birlik ve beraberlik ülküsünü pekiştirmese eğer, bunu pekiştirecek her türlü meşru öneri milli iradenin tecelligahı olan TBMM’de vücut bulmalıdır. Kısır tartışma ve yersiz kaygıların, inatça yapılan kuru tartışmaların bu hedefi zehirlemesine fırsat verilmemelidir. Anayasanın ilk dört maddesi temelinde her bir ferdin oturup konuşabilme iradesine saygı duyulmalıdır. Bir öneri sırf DEM Parti’den geldi diye karşı çıkanların ya da bir öneri iktidar tarafından kabul edilmedi diye yaygara koparanların asıl amacının milli birlik ve kardeşliğimiz olduğu unutulmamalıdır. 

TBMM, milletin sesidir. Bu sesi detone etmek için dışarıdan dayatılan siparişlere ve saklı gündemlere karşı Türk milletinin büyük bir aile olduğu gösterilmelidir. Demokratik tartışma zeminini kısır bir döngüye hapsetmek, uzlaşma zeminini kaygan hale getirmek 86 milyonun umutlarını boşa çıkarmak demektir. Terörsüz Türkiye kazanımlarını dedikoduyla eritmeye çalışmak gelecek nesillere ihanettir.

Yasalar yapılır, kanunlar değişir, yönetmelikler yeniden yazılır. Ama kardeşliğimize verilecek zararın telafisi olmayabilir. Temsil noktasında bulunan herkesin bu bilinçle hareket etmesinde yarar vardır. Siyasetçiler, STK’lar, gazeteciler, aydınlar ve daha niceleri… Terör ne sadece Cumhur ittifakının sorunudur ne de terörsüz Türkiye hedefi sadece Cumhur İttifakının hedefi olarak görülmelidir. Bu hedefe baş koymak, başını yastığa rahat koyacak vicdani bir sorumluluk gerektirir.





Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *