Yangına körükle gidenler

YAYINLAMA:
Yangına körükle gidenler

26 Haziran’dan itibaren ülkemiz genelinde artan büyük orman yangınlarıyla mücadele ediyoruz. Yüzde 96’sının insan kaynaklı olarak çıktığı tespit edilen yangınlarda 27 uçak, 105 helikopter, 14 İHA, 6 bine yakın kara aracı, 25 bin personel ve 132 bin gönüllü söndürme çalışmalarında yer alıyor. Yangınlar 2 dakika içinde tespit edilirken ilk müdahale süresi ise 11 dakika içinde gerçekleşiyor. Sadece 26 Haziran sonrası çıkan 3 binden fazla yangın söndürüldü. Devlet ve milletin ateşe karşı omuz omuza verdiği mücadelede ciğerlerimiz yanmasın diye alevlerin üzerine yürüyen 14 vatandaşımızın şehadeti yüreklerimizi yaktı. 

Ülkemiz birçok afet gördü. İmkânlarımızın en yetersiz olduğu dönemlerde yaşanan felaketler milletimizin paylaşma ve dayanışma duygusuyla hafifletildi. Yaralar el birliğiyle sarıldı, burkulan yürekler merhametle onarıldı. Yakın dönemde de depremler, sel felaketleri ve orman yangınları yaşadık. Alicenap milletimiz bu felaketlerde yine göğsümüzü kabartan bir sınav verdi. Sosyal medya tahriklerinin hat safhada olduğu, gazete manşetleri ve köşelerinden asparagas haberlerin yapıldığı, sözde muhalefetin yangına körükle gittiği bir zamanda birlik ve beraberlik şuurunu elden bırakmadı. 

Son 5 yıldır Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında orman yangınlarının arttığı, bu artışın sadece ülkemizde değil aynı zamanda küresel ölçekte ivme kazandığı, yangının çıkış sebebinin yüzde 90’dan fazla insan kaynaklı olduğu ancak yangınların yayılım hızının sıcaklık, nem ve rüzgara bağlı olarak artış gösterdiği bilinen bir gerçektir. Bu durumları kontrol altına almak ya da önlemek ne yazık ki mümkün değildir. Vatandaşların bu konuda bilinçlendirilmesi elbette önemlidir ancak herkesin bilinçli olduğunu varsaysak bile kasıtlı ve sabotaj niyetiyle çıkarılan yangınların önüne geçmek oldukça zordur. Bu zorluğun üstesinden gelmenin reçetesi de dayanışmadır.

Geride bıraktığımız Kovid-19 pandemisi, sel felaketleri, asrın depremi ve orman yangınlarında ne yazık ki başını CHP’nin çektiği muhalefet milletle dayanışma noktasında başarılı bir sınav veremedi. Doğal afetlerin tüm sorumlusu iktidarmış gibi siyaset yapmayı tercih edip oy kaygısıyla hareket etti. 11 şehrimizi doğrudan etkileyen ve 50 binden fazla insanımızın hayatını kaybettiği asrın depremi için muhalefetin ilk sözü “devlet enkazın altında kaldı” demek oldu. Muhalif medya ise depremin sorumlusu olarak iktidarı hedef gösterdi. Enkazı kaldırmak için çırpınmak yerine suçlu aramanın telaşına düşen bir anlayışa büründü. 

Geçtiğimiz yılardaki orman yangınlarında THK’nın uçaklarının bakımsızlığını bahane ettiler, tepelerinde uçan helikopterle rağmen “yangına bir tane bile helikopter müdahale etmiyor” diye yaygara kopardılar. CHP’li belediyelerin sorumluluk alanlarında yeterli özveriyi gösteremediğini hiç ağızlarına almadılar. CHP örgütleri ise yangına bir kova su taşımak yerine sıcağında ısınmayı tercih ettiler.   

Son 1 aydır gece gündüz canla başla mücadele edilen orman yangınlarında da muhalefetin tavrı geçmiştekilerden farklı olmadı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel “yaşadığımız bir devletsizlik krizdir” dedi. Yangınla mücadele eden kahramanları gözü görmedi. İP’in Bursa milletvekili ise gözünün önünde cereyan eden yangının önünde poz verip hükümet eleştirisi yaptı. Vatandaş tüm imkânlarıyla yangın söndürme çalışmalarına katıldı. Muhalefet medyası bu özveriyle dalga geçti. Sözcü Gazetesi 1. sayfasından verdiği haberde “Beton mikseriyle yangın söndüren ilk ülke olduk!” başlığını kullandı. Yangının söndürülmesinde esas unsurun karadan müdahale olduğu bilindiği halde bu gazetenin tek derdi beton mikseri oldu. Cumhuriyet Gazetesi ise her zamanki bilindik manipülasyonları kullandı. Bursa’daki yangın için “Maden buldular” başlığını attı. Ormanların yanmasını “fırsat bu fırsat” alt başlığıyla gördü ve “Manidar yangın” spotunu kullandı. Üstelik bugüne kadar yanan hiç bir ormanlık alanın orman vasfı dışında kullanımına izin verilmediği halde! Bursa’daki yangını bir FETÖ’cünün başlattığı ortaya çıktı. Bu gazetelerin yalanları da yanlarına kaldı. 

Muhalefetimiz zor zamanlarda siyasetçisiyle, medyasıyla, aydınıyla muhalefetini afet sonrasına erteleme erdemini bile gösteremedi. Selde yağmurun tarafında, karda buzun yanında, depremde fay hattının hizasında, yangında rüzgârın safında yer aldılar. Ama bir gün milletimizin yanında duramadılar.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...