Terörsüz Türkiye’nin Altın Halkası
1 Ekim’de MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin tarihi inisiyatifiyle başlayan, 27 Şubat’ta İmralı’dan örgütün feshi ve silahları bırakma çağrısıyla devam eden, 10 Nisan’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İmralı heyetini kabulüyle devlet projesi haline gelen, 12 Mayıs’ta PKK’nın silahları bırakmaya başlamasıyla somutlaşan ve 18 Mayıs’ta MHP Lideri Sayın Bahçeli’nin TBMM çatısı altında “Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu” kurulması teklifiyle ilerleyen terörsüz Türkiye hedefi dün tarihi bir eşiği daha geride bıraktı.
Terörsüz Türkiye hedefiyle atılan tarihi adımların son halkası 5 Ağustos oldu. Komisyonun ilk gündem maddesi olarak partilerden isim önerileri alındı ve TBMM’de kurulan komisyonun adı “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” olarak belirlendi. Bu ismin her partinin önerisinin dikkate alındığı ve büyük bir uzlaşmayla belirlendiği görüldü.
Yaklaşık yarım asırdır insanlarımızı, enerjimizi, maddi kaynaklarımızı, umutlarımızı, gelecek nesillerimizi çalan terör belasından ebediyen kurtulmanın vakti geldi. TBMM çatısı altında bulunan 12 siyasi partinin 11’inin temsilcisinin yer aldığı, yüzde 98’lik bir temsil kabiliyetine sahip olan komisyon tarihi bir sorumluluk üstlendi. Terör sorununun kalıcı olarak son bulması için komisyonda yer alma cesareti, nezaketi ve iradesi gösteren tüm siyasi partiler aynı masa etrafında buluştu.
Terörsüz Türkiye hedefi 10 aydır birçok tahrik ve provokasyona rağmen önemli bir noktaya ulaştı. İçeriden ve dışarıdan yapılan sabotajlara rağmen toplumsal mutabakat ve güven artarak devam etti.
Komisyona başkanlık eden TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş toplantının açış konuşmasında önemli mesajlar verdi. Kardeşliğe, dayanışmaya, milli birlik ve beraberliğe vurgu yaparak silah bırakma sürecinin pazarlık süreci olmadığını bir kez daha vurguladı. TBMM’de kurulan komisyonun çalışmalarını “şeffaf” yürüteceğini vurguladı ve provokasyonlara, dezenformasyona ve itibarsızlaştırma girişimlerine karşı “bilgilendirmenin Meclis Başkanlığı tarafından yapılacağını” vurguladı. Bu karar, komisyonda yapılan konuşmaların cımbızlanarak ya da bağlamından koparılarak sürecin zehirlenmesini isteyenlere fırsat verilmemesi açısından anlamlı bir karar oldu. Bu karar, içeride ve dışarıda pusuda bekleyenleri rahatsız etse de terörsüz Türkiye hedefinin sağlıklı ilerlemesi adına bir panzehir görevi gördü.
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üstlendiği sorumluluk itibariyle tarihi bir görev aldı. Üyelerin görevi kullanma biçimleri onların gelecekte nasıl hatırlanacağını belirleyecek. Bu sebepten dolayı komisyonun maksadı, görevi, niyeti terörsüz Türkiye hedefinden başka bir çerçeveye taşmamalı ve rotasından çıkarılmamalıdır. Şüphesiz her siyasi partinin sorun olarak gördüğü konular olacaktır ancak her sorunun bir torbaya doldurulması asıl sorunun gözden kaçırılmasına sebep olabilir. Bu nedenle komisyon terörsüz Türkiye hedefiyle sınırlı kalmalı, geri dönüşlerin hukuki ve toplamsal alt yapısı üzerine çözüm önerileri ele alınmalı, toplumsal entegrasyon ve terörün zaman içinde oluşturduğu tahribatları onarmaya odaklanmalıdır. Her görüşün meşru bir zeminde olmak kaydıyla kendini ifade edebildiği, ön yargıların törpülendiği, tahammül sınırlarının olabildiğince esnediği, dar kalıpların kırıldığı, bir arada yaşama iradesinin kuvvetlendiği bir zeminin oluşması esas alınmalıdır.
Türkiye artık dışarıdan dayatılan gündemlerin esiri değil, kendi gündemini belirleyen ve kendi göbeğini kendisi kesen bir güce erişmiştir. Terörsüz Türkiye hedefi de üçüncü tarafın olmadığı ve bulaşmasına müsaade edilmediği bir hedeftir ve bu da terör sorununun çözümü için büyük bir avantajdır. TBMM’de kurulan komisyon bu avantajı şeffaflık ve iyi niyetle beslediği takdirde çözemeyeceği hiçbir sorun yoktur. Komisyon üyeleri vakarlı, olgun, farklı ajandalara sahip olmadan samimi bir şekilde sorunu ele alırsa terör artık Türkiye’nin ve bölgemizin sorunu olmaktan ebediyen çıkacaktır. Gazi meclisimiz istediğinde başaracak, her sorunun altından kalkacak iradeye sahiptir.
1 Ekim, 22 Ekim, 8 Aralık, 27 Şubat, 10 Nisan, 10 Mart, 12 Mayıs, 18 Mayıs, 11 Temmuz ve 5 Ağustos… Terörsüz Türkiye hedefinin kilometre taşlarıdır.
Terörsüz Türkiye hedefi geri dönülemez bir seferdedir. Hızına yetişemeyenler yaya kalacak, önüne geçmeye çalışanlar ise pişman olacaktır.
“Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” terörsüz Türkiye hedefinin altın halkasıdır. Bu halka çamura da düşse değerinden hiç bir şey kaybetmeyecektir ancak bu tarihi sorumluluğa sırt çeviren, komisyondan kaçan ya da komisyondan bir bahaneyle kalkanlar millet vicdanında mahkûm olmaktan kurtulamayacaklardır.