Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, “Bu takım muhteşem olacak” dedi, geçen hafta fark yedikleri Kayserispor maçından sonra. Zaman ve zemin vermediğine, Göztepe karşısındaki oyun da sıradan olduğuna göre, dünden söz etmiyordu belli ki.

Mustafa Cengiz’in kovduğu, yeni başkan Burak Elmas’ın baş tacı edip ne isterse aldığı Terim, bu sezon yönettiği bu kadar resmi maça rağmen, yeni oyuncularına hala ne oynayacaklarını ya anlatamadı, ya kendi de bilmiyor.

Tek santrfor Halil, orta yapan yok. Hızlı Kerem, paslaşacağı yakını yok. Yeni lideri Morutan kanatta, takımın en efektif pas yapanı Feghouli, rakip savunmanın içinde top bekliyor.

Hızlı oyun yok. Çevre kontrolü yok, pas verse arkadaşı işi bitirecek belki, ya da arkadaşına bakıp bir adım geride kalsa, golü önleyecek, o da yok.

Yani Terim’in ‘muhteşem’ takımının varlığına dair hiçbir umut, hiçbir emare yok.

Oysa, Göztepe ne kadar basit oynadı. Savundu yakalayınca da, bakmadı sağına soluna, ‘tek hedef kale’ dedi ve gitti.

İkinci yarıya Diagne’yle çift santrfor başlayıp, ceza alanına en çok top atan Feghouli’yi çıkartan Terim, aslında takımın neden bu durumda olduğunu işaret ediyordu, anlayana… Ortada takım olmayınca, iş isimlere kalıyordu. Kadroyla bu kadar çok oynamanın altında yatan da buydu, zaten.

Halil’in uzaktan savurduğu şutta İrfancan’ın kaleci talihsizliği ve Morutan’ın “Hagivari” golü Galatasaray’ı artıya geçirdi. Sonrasında rakip bastırdı. Cimbom geriye yaslandı. Topu kapan öne hamle yaptı. Belki de Terim’in en sevdiği tarz oyun.

Ve bir maç daha geride kaldı. Eksiklerin üzeri boyanmış, “şu kadar kaçırdık” sözleriyle gerçeklerin saklandığı bir maç. Bu ne kadar böyle gider, her takım Göztepe gibi mi olur… İşte bu kocaman bir soru işareti…