Bu kez iş terse döndü. Hem de geçen haftaki 2-0’dan çevrilen maç gibi değil. Bu kez 3-0 öndeyken puan kaybetti Beşiktaş ve sahadan 3-3 beraberlikle ayrıldı. Oyunun ilk bölümünde rakibini sahadan sildi. Başlangıçta oynama ve gol atma arzusu hiç bitmiyor, Siyah Beyazlı ekibin. Eksikler o kadar çok ki, sakatlık mazeretine de sığınmıyor Sergen hoca. Kulübedekileri de belli ki uyarmış. İşte Larin, işte Oğuzhan. İkisi de ter döktü sahada, mücadele etti, oyuna katkı sağladı. Ama Kartal’da öyle isimler var ki, oyunu yönlendiren, yapılması gerekenleri yapan.

Özellikle sağ kanatta Pjanic-Rosier- Ghezzal üçlüsü. Zaman zaman öyle hareketler yapıyorlar ve öyle paslaşıyorlar ki, izleyenleri de “mest” ediyorlar. Bu üçlüye, takımın jokeri Josef’i de ekleyebiliriz. Adam nereye koysan oynuyor, ne istenirse yapıyor. Türkiye’deki en iyi ön libero Brezilyalı futbolcu. Ve Montero, geldi, takıma hemen adapte oldu, defansı Welinton ile toparladı ve dün de çıktı golünü attı. Bir de Batshuayi var, oyundan hiç kopmayan, sürekli arayış içinde olan. Rakipleri ile dişe diş mücadele ediyor, resmen boğuşuyor. Ama ne zaman ki, usta ayak Pjanic oyundan çıktı, büyü bozuldu Beşiktaş’ta. Ne Salih onun işini yapabildi, ne de emektar Atiba. Pjanic, Beşiktaş için çok önemli bir isim. O varsa sıkıntı yok, o yoksa sıkıntı başlıyor. Siyah Beyazlıların oyunda etkisi kaybolunca son bölümde Adana Demirspor’un usta ayakları çıktı sahneye. Önce Vargas’ın mükemmel frikiği, sonra da Balotelli’nin uzaktan şık golü. Oyuna ortak oldu Adana Demirspor. Derken uzatmalarda beraberlik golü de geldi. Ve Beşiktaş şampiyonluk yarışında önemli bir yara aldı, hem kendi sahasında, hem de 3-0 öndeyken. Bu skor ne Beşiktaş’a, ne de Sergen Yalçın’a yakıştı.