İlk maçın neredeyse benzerini oynadık Yunanistan’ a karşı. Her periyoda iyi başladık sonunu getiremedik. Üç periyot boyunca ritimsiz ve gergindik. Sabırsız oynadık. İlk maçı son anda kaybetmenin psikolojisi ile bir an önce sonuca gitmek istedik. Boş atışlar kaçırdık. Rakip ise tam tersini yaptı. İyi saha yerleşimi ile isabetli attı. Hücum ribaundlarındaki etkinliğiyle fark yarattı. Tıpkı ilk maçtaki gibi Agravannis ve Papayannis ile farkı açtı. Buna bir de Mouritis’in ekstra üçlükleri eklenince fark üç periyod sonunda 14’ e çıktı.

Son periyodun ilk beş dakikası müthiş bir geri dönüşe daha imza attık. 14 -0’lık seriyle maça yine ortak olduk. Ama Sloukas ve Papanikalaou yönetimindeki Yunanistan bu kez daha fazla yaklaşmamıza izin vermedi. Oyunu hem dışardan hem içerden forse ettiler.

Çok kaçırmamıza rağmen dış atışlardaki isabetlerle ortak olduğumuz maçı bu kez pota altını iyi kullanamadığımız için kaybettik. Buradaki zaafımız ön alanda çok baskı yememize yol açtı. Geç uyandık, sabredemedik, kaybettik.