Galatasaray yenersen; “Avrupa Ligi garanti, gruptan çıkmak için umudun var”, berabere kalırsan; “Avrupa Ligi’ne kalırsın”, yenilirsen, “Eyvah! Gruptan çıkmak için Porto maçını kazanmaktan başka çare kalmadı” maçına çıktı. Teknik Direktör Fatih Terim, Süper Lig’de o kadar sakat, cezalı yokluğundan zorunlu on birlerin yerine seçenekli bir kadroya sahipti.

Üç eksik dışında, istediğini seçti. Ve kadro seçimi ve başlangıç taktiği dedi ki; “Ben bu maçtan bir puan alırsam, Avrupam garanti olur. Bu da yeter!” Savunma kurgusu kusursuzdu neredeyse. Süper Lig cezalısı Ryan Donk, çıkarken ön libero, savunurken libero… Ozan Kabak sağbek, Serdar Aziz solbek yayılımlı stoper… Martin Linnes ve Nagatomo kanat hücumcular, Fernando, Ndiaye göbek savunucuları… Rodrigues, Eren Derdiyok, Onyekuru gol içindi… İsim isim, hepsi değerli sonuç alacak oyuncular. Oysa, takımda “aykırı” bir beyin yoktu.

Sarı-Kırmızılılarda, golü düşünecek, akışı tersine çevirecek Emre Akbaba ve Belhanda sakattı. Ancak, elde bu işi iyi yapacak Sofiane Feghouli vardı. Terim’in sezon başından bu yana yüzüne bakmadığı Cezayirliye son dönemlerdeki aşkı, diğerleri gelene kadarmış belli ki… Maçta aykırı bir beyin olmayınca, Onyekuru ve Rodrigues pas alamadı, orta alana kadar geri gelip, topu alıp koştur koştur savunmanın arasında kayboldu. Değil ki, Eren’e orta yapabilsinler. Geriye Terim taktiği duran toplar kaldı gol için. Onu da Rodrigues’ten başka kullanacak adam olmayınca, o işten de sonuç çıkmadı.

Sonra bir şans golü geldi ev sahibi için, ilk yarının son dakikasında. İkinci yarının başında bir gol daha. Sonra, disiplin yok oldu. Artık, ‘üç olsun, beş olsun fark etmez, bir tane atalım yeter’ dağınıklığına dönüştü oyun. İki farktan sonra oyuna giren Feghouli, duran topları kullandı, ara pasları attı. Ancak, maç gitmişti artık. Terim’e söylenecek tek şey var. Kazanmak için oynaman gerekirken 1 puana razı olursan, onu da kaybedersin.

Meteliğe kurşun atan bir takımın teknik direktörünün ‘her türlü riski alarak’, tırnak içinde altını çizerek yazalım “Para”, kazanmaya yönelik oynaması gerekir. Savunayım, şansa bir gol kıstırırım, taktiği ile değil… Öyle olursa da, böyle olur…