Adına ister rotasyon deyin, ister oyuncu dinlendirme…

Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim de buna benzer bir şey yaparak çıktı, Kayserispor karşısına. Alanyaspor’a kaybeden bazı oyuncularını değiştirdi. Bazılarını İstanbul’da bıraktı.

Haklı da olabilir. Yönetim göreve geldiğinden bu yana sürekli birilerini alıyor geleceği kurtarmak adına, seçenek yaratmak adına. Terim de eli bol olunca istediğini kullanma hakkını sonuna kadar kullandı, her maçta olduğu gibi. Bu maçta da genç Assunçao görücü önündeydi.

Maç başladığında bir kez daha net olarak ortaya çıktı ki, Galatasaray’da hata oyuncularda değil, olmayan sistemde. Futbolcular o hafta Terim kimi seçtiyse, sahaya çıkıyor, becerileri oranında oynamaya çalışıyor.

Ama, ortada sistem yok. Ne oynanacağını anlatan, ezberleten biri de… Yani eskilerin deyimi ile un var, yağ var, ateş var, ortada helva yok. Bu işi yapması gereken usta, helva yapmak, pardon sistem kurmak, onu ezberletmek yerine, nasılsa üç yıl opsiyonu var, isim değiştirip, sonuç değiştirme hayalini sunuyor, her hafta…

Ve hiçbir şeyi düzeltme, geliştirme, iyileştirme adına adım atmıyor.

O kadar hiçbir şeyi değiştirmiyor ki, bu takımın en kötü topa vuran adamı Muslera’ya hala geri pas yapılmasına izin veriyor, USTA…

Sezon başından bu yana yaptığı tek şey, oyun içinde, kanat oyuncularını karşılıklı kaydırmak, yana-geriye pas oyunu ile ‘topun sahibi bizdik’, demek. Bir de, takım iyi giderken de, kötü giderken de son yarım saatte Babel’i oyuna almak. Gerçi Kayseri’de almadı, hatta çift santrfor bile oynadı yarım saat… Ve tabi ki, Kayserispor sonuna kadar hak ederek kazandı.